1989 - Haziran Ayı
İnkârcılara
Açık Mektup:
Fırsatı Kaçırıyor Musunuz?
Size Tanrı’nın Antlaşma
Elçisi (3:81) olduğuma dair 1000 tane çürütülemez kanıt gösterebilirim. Siz
bana olmadığıma dair tek bir kanıt gösterebilir misiniz? Kuran'a neden inanmadığınızı
biliyor musunuz? Kuran bize tam olarak neden inanmadığınızı söylüyor.
Benim çevirime göre değil, Pickthall'ın ünlü çevirisine göre 3:81'deki Kuran kehanetini aktarmama izin verin:
Allah, peygamberlerle (Kendi)
antlaşmasını yaptığında şöyle demişti: Bakın, size kitap ve ilimden verdim.
Daha sonra size, elinizdekileri tasdik eden bir elçi gelecektir. Ona
inanacaksınız ve ona yardım edeceksiniz. Dedi ki: Razı oldunuz mu ve bu konuda
(size yüklediğim) yükümü yüklenecek misiniz? Cevap verdiler: Hemfikiriz. Dedi
ki: O halde şahit olun. Ben de yanınızda şahit olacağım. |
Kuran, "hiçbir anlam belirsizliği olmaksızın Apaçıktır" (18:1, 39:28) ve bu ayet bize tüm peygamberler bu dünyaya geldikten ve tüm kutsal yazıları tebliğ ettikten sonra, kutsal yazıları birleştirmek ve arındırmak için birleştirici ve sağlamlaştırıcı bir elçinin geleceğini bildirir.
Bu Elçi kimdir?
Bu bilgisayar çağında, Tanrı'nın Antlaşma Elçisi'nin adı Kuran’a matematiksel olarak kodlanmıştır. Benim, Reşat Halife'nin 3:81'de önceden haber verilen Tanrı'nın elçisi olduğuma dair size 1000 tane fiziksel, doğrulanabilir ve tamamen çürütülemez kanıt gösterebilirim.
En Önemli Etkinlik
Artık gerçekler bu Bülten sayfalarında size kanıtlandığına göre, egonuzu yenebilecek gücünüz var mı?
İşte,
önümde yolu hazırlaması için Antlaşma Elçimi gönderiyorum. … Peki onun geleceği
güne kim dayanacak? Ve o ortaya çıktığında kim ayakta durabilir? Çünkü o,
arıtıcının ateşi ya da çamaşırcının kül suyu gibidir. |
Neden Tanrı'nın gerçeğine
meydan okumaya devam ettiğinizi biliyor musunuz? Kuran bize neden
inanmadığınızı tam olarak anlatıyor. Siz Tanrı’nın yanında başka bir tanrıya
tapıyorsunuz. Sebebi budur. 25:43 ayeti bize tanrıları egoları olan
insanlardan haber vermektedir. Buna göre eğer siz:
[1] apaçık Kuran gerçeğini
görürseniz,
[2] diz çöktürücü kanıtlarla
desteklenmiş (gerçeği),
[3] Mollalarınız ve
şeyhleriniz bu gerçeğe karşı tek bir argüman ortaya koyamazlar ve
[4] siz hala Tanrı’nın
gerçeğini kabul etmezseniz, o zaman bununla yüzleşin; sizin Allah'ın yanında
başka bir tanrınız daha var.
Bu, Tanrı’nın elçisinin önceden haber verildiği 3:81'den hemen sonraki ayetlerle de teyit edilmektedir; Kuran'daki bu gerçeği kabul etmeyen herkesin İslam dininden kovulacağını vurguluyorlar. Lütfen 3:81-91'i çok dikkatli okuyun; bu ayetler her zaman olduğu gibi çok açıktır ve sizi kurtarabilir.
Gerçek Elçiler Nasıl Ayırt
Edilir?
Tanrı'nın gerçek elçileri (1)
kendilerinin O'nun elçileri olduklarına dair Tanrı'dan sağlam kanıtlara
sahiptirler, (2) YALNIZCA Tanrı'ya tapmayı ve YALNIZCA Tanrı'nın kelamına
sarılmayı savunurlar ve (3) asla ücret istemezler.
Şeytan dünyayı sahte
elçilerle doldurdu. Amacı, hakkı batıl denizinde boğmak, insanları Tanrı’nın
elçisinden uzaklaştırarak kurtuluşa engel olmaktır. Ancak Tanrı bize Kendi
krallığını ya da Şeytan'ın krallığını seçmek için akıl ve mutlak özgürlük
vermiştir.
Eğer bir kimse Tanrı’nın
elçisi olduğunu iddia ediyor ve yukarıda sayılan kriterleri karşılamıyorsa, o
kişi sahte elçidir.
Ayrıca Tanrı’nın elçisi, Tanrı’nın
görünmez askerleri, Tanrı’nın hazinesi ve Tanrı’nın samimi imanlılara yönelik
hidayetiyle desteklenmektedir. Bkz. 15:95-97.
Elitlerin
Elitleri (56:10):
Dünyanın Her Yanından Destek
Mektupları
Avustralya’dan:
Sevgili Kardeşim
Reşad:
Ne yaparsan yap, tam desteğim var. Senin Allah'ın elçisi
olduğunu kabul ediyorum ve mesajın devamlılığını, düzeltilmesini ve yeni bir
dünyaya ve nesillere sunulmasını sağladığı için Allah'a şükrediyorum.
Manila’dan:
Sevgili kardeşim. Allah’ın Elçisi Reşad:
Senin elçiliğini öğrendiğim
ve kabul ettiğim günden bu yana yaşam tarzım değişti. Zamanımın bir kısmını
ibadete, hakikati aramaya, Kuran okumaya ve inancımı arındırmaya adadım. Artık
günlük hayata huzurla, gülümsemeyle ve Allah'ın (S.W.T.) vaat ettiği zafere
dair büyük umutlarla karşılayabiliyorum.
Allah'a (S.W.T.) övgüler
olsun ve bu dünyada seni tanımaktan ötürü çok şanslı olduğum için O'na şükürler
olsun.
Singapur’dan:
Kardeşim Reşad Halife:
Ey elçi, kalpleri inkâr
ettiği halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerden, küfre koşanlardan
dolayı üzülme. [Kuran, 5:41'den]
Florida’dan:
Son birkaç haftadır bana çok
zaman ayırdığınız için, gönderdiğiniz Kuran ve diğer yayınlar için çok teşekkür
ederim. Ruhumun warp hızıyla uçmaya başladığını hissediyorum. ...bana
“âlimlere” ve hadislere boyun eğmeden, yalnızca Tanrı’yı takip etme imkânını
tanıttınız ve bende bir heyecan, bir canlanma hissettim. Daha sonra bol bol dua
edip Kuran okuduktan sonra, namazda Muhammed Peygamberi O'na ortak koşmadan
yalnızca Tanrı’ya dua etmeye başladım. Yavaş yavaş sanki yer altımdan
çekiliyormuş gibi hissettim ve Tanrı ile daha da güçlü bir bağ kurdum.
...Kendinizi yüce bir konuma
yerleştirmeye izin verip vermeyeceğinizi düşündüğüm için lütfen beni bağışlayın
sevgili kardeşim. LA İLAHA İLLA ALLAH. Sen bana hiçbir zaman Kuran'ı ölçüt
alarak Allah'tan başka bir yöne işaret etmedin.
Türkiye’den:
Sevgili Kardeşim Reşad:
Mesajınızı almadan önce dini
yalnızca Tanrı’ya adamaya çalışıyordum. Şimdi de aynı amaçla ve Kuran'ın hakem
olması şartıyla sizin elçiliğinizi kabul ediyorum. İngilizce bilmiyorum ama
şimdiye kadar aldığım bilgiler aklımı ve kalbimi ikna etti.
Birisi bana gelip Tanrı’nın
elçisi olduğunu, Tanrı’dan uyarılar ve mesaj getirdiğini iddia ettiğinde, onu
dinlemeden ve iddialarını Kuran ışığında düşünmeden iddiasını reddedemem ve onu
görmezden gelemem.
Tanrı’ya övgüler olsun. O en
büyüktür. O, içten gelen düşüncelerden tamamen haberdardır ve samimi inananları
asla yüzüstü bırakmaz.
Chicago’dan:
Sevgili Reşad: Yüce Tanrı’nın
elçisi.
Sizin aracılığınızla
Tanrı'nın işinin zihinlere diz çöktürmeye başladığını neredeyse
hissedebiliyorum. Büyük bir tepeden aşağı yuvarlanan bir kartopu gibi, o kadar
büyüyor ve o kadar ivme kazanıyor ki, İNŞAALLAH hiçbir muhalefet yoluna çıkmaya
cesaret edemeyecek.
Tanrı size ilham vermeye
devam etsin. Tucson Mescidindeki tüm inananlara selamlar.
Bu
sadece küçük bir örnek.
Övgü
ve yücelik Tanrı’ya olsun.
İnkârcılar
ne diyorlar?
M.P.'nin Şubat sayısında
onlara "Bana bir tane - sadece bir tane - iyi sebep gösterin" diye
meydan okumama rağmen, inkârcılar benim neden Tanrı’nın elçisi olamayacağıma
dair bir tane - sadece bir tane - sebep gösteremiyorlar!!!
"Müslüman" âlimler nerede? Neden takipçilerine duruşlarını destekleyecek bir tane - sadece bir tane - sebep sunmuyorlar? Onların göze çarpan sessizliği büyük bir kanıttır. Kuran gerçeği şudur: Tanrı’nın yasasına uygun olarak gerçek kazanmalıdır (17:81, 21:18).
Tanrı’nın Antlaşma
Elçisi: Neden?
Tanrı’nın Son Ahit’i olan Kuran,
Tanrı’nın tüm peygamberleri tarafından iletilen mesajları tek bir küresel
mesajda birleştirip sağlamlaştırır. Bu, Tanrı’nın Antlaşma Elçisi'nin ana misyonudur.
Tanrı’nın onayladığı tek
din İslam’dır. [3:19] |
Kim İslam'dan başkasını
din olarak kabul ederse, ondan asla kabul edilmeyecek ve o, Ahirette hüsrana uğrayanlardan
olacaktır. [3:85] |
Tüm dinler - İslam,
Hıristiyanlık, Yahudilik, Hinduizm - peygamberlerinin ve azizlerinin putlaştırılması
yoluyla yozlaştırılmıştır.
Yahudilik
Ünlü bir haham olan Harold
Kushner'in yazılarına bakılırsa, günümüz Yahudilerinin çoğu kurtuluş için temel
bir gereklilik olan Ahirete inanmamakta (2:62, 5:69) ve Tanrı'nın her şeye gücünün
yettiğine inanmamaktadır. Tanrı'nın niteliklerini tanımakta başarısız olmak,
Tanrı'yı tanımamaktır. Kushner'in WHEN BAD THINGS HAPPEN TO GOOD PEOPLE adlı
kitabına bakınız, Avon Books, 1981.
Hristiyanlık
Eğer İsa bu dünyaya geri dönseydi,
Hıristiyanlar onu çarmıha gererlerdi. Seçkin Hıristiyan bilginleri, günümüz
Hıristiyanlığının İsa'nın diniyle hiçbir ilgisi olmadığını artık kabul
etmişlerdir (bkz. THE MYTH OF GOD INCARNATE, The Westminster Press,
Philadelphia, 1977). Orijinal Hıristiyan doktrini, İznik Konferansları (MS 325)
sırasında ölümcül bir şekilde bozulmuştur.
İslam
Eğer Muhammed bu dünyaya geri
dönseydi, Müslümanlar onu taşlayarak öldürürlerdi. Çünkü bugünkü İslam'ın
İbrahim ve Muhammed'in vaaz ettiği dinle hiçbir ilgisi yoktur. Günümüzün
İslam'ı, Kuran karşıtı bir şeytani tarikattır.
Günümüz Müslümanlarının
yaptığı her şey yanlıştır: Şehadet, Ezan, abdest, iletişim duaları (Namaz),
zorunlu bağış (Zekat), Ramazan orucu
ve Hac.
Bütün Müslümanlar çeşitli
mezhep isimleri altında Kuran'a inandıklarını ve ona sarıldıklarını iddia ederler.
Kuran'ı bir kriter olarak kullanırsak, diğer birçok ayrıntının yanı sıra
listelenen tüm uygulamaların, puta tapma yönünde ciddi şekilde
bozulduğunu görürüz.
Şok
Edici bir Örnek
"Muhammed" başlıklı
surenin 19. ayeti (47:19) Şehadeti ilan etmektedir. Bu ayet, 3:18'de
belirtildiği gibi, İslam'ın İlk Sütunu olan Şehadet hakkındaki güçlü ayetin bir
teyididir. 47:19 ayeti şöyle der:
Küfür |
Elitlerin Elitleri (56:10)
Çok Şanslı Bir Nesil
Bizler yozlaşmış İslam'ın
ortasında büyüdük. Atalarımızdan tonlarca şeytani öğretiyi miras aldık. Sonra
Tanrı bize lütfunu bahşetti ve bizi korkunç bir akıbetten, ebedi Cehennemden
kurtardı. Bir insan daha ne kadar şanslı olabilir ki?
İman ikrarımız olan Şehadet, bir Şirk (putperestlik) deklarasyonu ve Kuran'a karşı meydan okuyan bir
isyandı. Çünkü Kuran, YALNIZCA Tanrı’ya adanmış bir Şehadeti dikte ederken (3:18 & 47:19), bugünkü
"Müslümanların" Şehadeti
Muhammed'in adını Tanrı’nın adıyla yan yana zikretmektedir. Kuran'ın 39:45'teki
- "Tanrı tek başına anıldığında Ahirete iman etmeyenlerin kalpleri
nefretle daralır, ama O'nunla birlikte başkaları da anıldığında tatmin
olurlar" – kriteri, bugünün "Müslümanlarının" kalben kâfir
olduklarını ortaya koymaktadır. Onlardan Kuran'ın dikte ettiği Şehadeti (3:18 ve 47:19) söylemelerini
isterseniz, bunu yapamazlar. Onlarla deneyin; asla doğru Şehadeti söyleyemezler; Tanrı tarafından engellenirler.
Günlük iletişim dualarımız (Namaz) yozlaştırılarak puta tapma
pratiğine dönüştürüldü. Tanrı bize günlük iletişim dualarını (Namaz) tamamen YALNIZCA Kendisine
adamamızı emretmesine rağmen (20:14 & 72:18), bize her Namazda Muhammed ve ailesinden, İbrahim ve ailesinden bahsetmemiz
öğretildi.
Zorunlu bağışımız (Zekât) faydasızlığa ve adaletsizliğe dönüştürüldü.
Kuran bize Zekâtı "hasat
günü", yani gelir elde ettiğimiz gün vermemizi emrederken, biz Zekâtı yılda sadece bir kez ve o zaman
da yanlış alıcılara veriyorduk.
Orucumuz ve Haccımız bozuldu.
Tanrı’ya
Şükür
Tanrı bizi Kendi arındırma ve
sağlamlaştırma mesajıyla kurtardı (3:81). O bize doğru yolu gösterdi ve
lütfuyla bizi ebedi Cehennemden kurtardı. Kuran'ı bizim için arındırdı, bize en
güçlü mucizeyi verdi ve arındırıcı bilgisini en karşı konulmaz fiziksel delillerle
güçlendirdi. Zihnimizi tüm şüphelerden arındırdı ve bizi YALNIZCA Kendisine tapmaya
yönlendirdi. Bir insan daha ne kadar şanslı olabilir ki?
Eğer sadece birkaç yıl önce
doğmuş olsaydık ya da yanlış yerde yaşasaydık, eski putperest yollarımızı
sürdürür, burada ve Ahirette, şimdi ve sonsuza dek hak ettiğimiz bedbahtlığı
üzerimize çekerdik.
Tanrı'ya
yeterince şükredebilir miyiz?
Bir
insan ne kadar şanslı olabilir?