Sure 2: Düve (El-Bakara)
En Lütufkâr, En Merhametli olan Tanrı’nın adıyla
[2:1] A.L.M.*
[2:2] Bu kutsal yazı hatasızdır; doğrular için bir yol gösterici;
Üç İnsan Kategorisi
(1) Doğrular.
[2:3] ki onlar görünmeyene iman edenlerdir, İletişim Dualarını (Namazı)* yerine getirenlerdir ve kendilerine sağladığımız** rızıklardan bağış yapanlardır.
[2:4] Ve onlar
sana vahyedilene de iman ederler, senden önce vahyedilene de ve onlar Ahiret
konusunda tamamen kesinliğe erişmişlerdir.*
[2:5] Bunlar Rableri tarafından rehberlik edilmişlerdir; bunlar kazananlardır.
(2) İnkârcılar
[2:6] İnkâr edenlere gelince, onları uyarsan da uyarmasan
da onlar için aynıdır, onlar iman edemezler.*
[2:7] TANRI onların zihinlerini ve işitmelerini mühürler ve onların gözleri perdelidir. Onlar şiddetli azabı üzerlerine çektiler.
(3) İkiyüzlüler
[2:8] Sonra imanlı olmadıkları halde “Biz TANRI’ya
ve Son Gün’e iman ediyoruz” diyenler vardır.
[2:9] Onlar TANRI’yı
ve iman edenleri aldatmaya çalışmakla, farkında olmadan sadece kendilerini
aldatırlar.
[2:10] Zihinlerinde bir hastalık vardır. Sonuç olarak TANRI onların hastalığını artırır. Yalan söylemelerinden ötürü acı veren bir azabı üzerlerine çektiler.
[2:11] Onlara “Kötülük işlemeyin” denildiğinde, “Ama biz doğru kimseleriz!” derler.
[2:12] Gerçek şu ki kötülük
edenler onlardır, fakat farkında değiller.
[2:13] Onlara “İman etmiş olanlar
gibi iman edin” denildiğinde, “İman etmiş olan o aptallar gibi mi iman edelim?”
derler. Gerçek şu ki aptal olanlar kendileridir, fakat bilmezler.
[2:14] İmanlılarla karşılaştıklarında
“Biz iman ediyoruz” derler, fakat şeytanları ile baş başa kaldıklarında “Biz
sizinle beraberiz; sadece alay ediyorduk” derler.
[2:15] TANRI onlarla alay eder ve onlar taşkınlıkları içinde bocalar durumda
iken onları doğru yolda olduklarına inandırır.
[2:16] Hidayet pahasına dalaleti
satın almış olanlar onlardır. Ticaretin böylesi asla başarılı olmaz, onlar
herhangi bir rehberlik de almazlar.
[2:17] Onların örneği, bir ateş
yakan, sonra, etraflarını aydınlatmaya başlayınca da TANRI’nın onların
ışığını alıp onları göremez halde karanlıklarda bıraktığı kimselere benzer.
[2:18] Sağır, dilsiz ve kördürler; onlar dönmekte başarısız olurlar.
[2:19] Bir başka örnek: İçinde
karanlığın, gök gürültüsünün ve şimşeğin bulunduğu gökyüzünden gelen bir yağmur
fırtınasıdır. Ölümü savmak için parmaklarını kulaklarına tıkarlar. TANRI, inkârcıların
tamamen farkındadır.
İmanın Işığı
[2:20] Şimşek neredeyse görme yetilerini kapıp götürür. Onları aydınlattığında ileriye doğru hareket ederler, karanlığa döndüğünde ise kıpırdamazlar. Eğer TANRI irade ederse, O,* işitmelerini ve görme yetilerini alabilir. TANRI Her Şeye Gücü Yetendir.
[2:21] Ey insanlar! Sadece Rabbinize tapın—sizi ve sizden
öncekileri yaratmış Olana—ki kurtarılasınız.
[2:22] Yeryüzünü sizin için yaşanabilir kılan ve gökyüzünü
bir bina yapan. Size rızık olarak her çeşit ürünü çıkarmak için gökyüzünden su
indirir. Artık bildiğinize göre, TANRI’ya rakip olacak putlar
oluşturmayın.
Matematiksel Meydan Okuma
[2:23] Eğer kulumuza* vahyettiğimiz ile alakalı
herhangi bir şüpheniz varsa, o halde buna benzer bir sure meydana getirin
ve TANRI’ya karşı kendi şahitlerinizi çağırın, eğer doğru sözlü
iseniz.
Cehennemin Alegorik Tarifi
[2:24] Eğer bunu yapamazsanız—ve
bunu asla yapamazsınız—o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem
Ateşinden sakının; o, inkârcıları bekliyor.
Cennetin Alegorik Tarifi
[2:25] İman edip doğru bir hayat sürenlere, akan nehirleri olan bahçelere sahip olacaklarını müjdele. Oradaki ürünlerden bir rızık sunulduğunda, “Bize daha önce sunulmuş olan da buydu” diyecekler. Böylelikle kendilerine alegorik tarifler verilmektedir. Orada tertemiz eşlere sahip olacaklar ve orada sonsuza dek kalacaklar.
[2:26] TANRI minik sivrisinekten ve daha büyüğünden herhangi bir alegori* zikretmekten
çekinmez. İman edenlere gelince, onlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu
bilirler. İnkâr edenlere gelince, onlar da “TANRI böyle
bir alegori ile ne demek istedi ki?” derler. O, bununla birçoğunu saptırır ve birçoğuna
rehberlik eder. Ancak O bununla asla kötülerden başkasını saptırmaz,
[2:27] ki onlar sarılacaklarına
söz verdikten sonra TANRI’nın antlaşmasını ihlal
ederler, TANRI’nın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesip
ayırırlar ve kötülük işlerler. Bunlar kaybedenlerdir.
İnkârcılar için İki Ölüm ve İki Hayat*
[2:28] “Sizler ölüyken size hayat veren, sonra sizi öldüren, ardından sizi hayata döndüren, sonra eninde sonunda Kendisine döneceğiniz TANRI’yı nasıl inkâr edebilirsiniz?
[2:29] O’dur sizin için yeryüzünde
her şeyi yaratmış, sonra göğe yönelip orada yedi evreni* tamamlamış Olan
ve O, her şeyin tamamen farkındadır.
Şeytan: Geçici Bir “tanrı”*
[2:30] Hani Rabbin meleklere
demişti ki “Ben yeryüzüne bir temsilci (geçici bir tanrı) yerleştiriyorum.”
Onlar, “Biz Seni övdükçe övüyorken, Seni yüceltiyorken ve Senin mutlak
otoritene sarılıyorken, orada kötülük yayacak ve kan akıtacak birini mi oraya yerleştireceksin?”
dediler. O dedi ki “Ben sizin bilmediğinizi bilirim.”
Test Başlar
[2:31] O, Âdem’e tüm isimleri* öğretti, sonra da
“Eğer haklı iseniz bana bunların isimlerini verin” diyerek onları meleklere
sundu.
[2:32] Dediler ki “Sana yücelik
olsun. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Sen Her Şeyi
Bilensin, En Bilge Olansın.”
[2:33] Dedi ki: “Ey Âdem! Şunların
isimlerini söyle onlara.” İsimlerini onlara söyleyince, O dedi ki “Size
göklerin ve yerin sırlarını bildiğimi söylememiş miydim? Ben sizin açığa
vurduğunuzu da bilirim, gizlediğinizi de.”
[2:34] Meleklere “Âdem’in önünde secdeye kapanın” dediğimizde onlar secdeye kapandılar, Şeytan hariç; o reddetti, aşırı kibirliydi ve bir inkârcıydı.
[2:35] Dedik ki “Ey Âdem! Eşinle birlikte Cennette yaşa ve oradan canınızın istediği kadar bolca yiyin ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa günah işlemiş olursunuz.”
[2:36] Fakat şeytan onları kandırdı ve oradan çıkarılmalarına sebep oldu. “Birbirinizin düşmanı olarak inin aşağıya. İkametiniz ve rızkınız bir süreliğine yeryüzünde olacaktır” dedik.
Özel Kelimeler*
[2:37] Sonra Âdem Rabbinden kelimeler aldı, O, bunların
vasıtasıyla onu günahın bedelinden kurtardı. O, Günahın Bedelinden Kurtarandır,
En Merhametli Olandır.
[2:38] Dedik ki “İnin oradan,
hepiniz. Benden size rehberlik geldiğinde Benim rehberliğime uyanların hiçbir
korkusu olmayacaktır, onlar üzülmeyecekler de.”
[2:39] “İnkâr eden ve vahiylerimizi reddeden kimselere gelince, onlar da sonsuza dek içinde kalacakları Cehennemin sakinleri olacaklardır.”
Tüm Yahudilere İlahi Buyruklar:
“Bu Kuran’a İman Etmelisiniz”
[2:40] Ey İsrailoğulları! Size ihsan ettiğim iyiliğimi
hatırlayın. Antlaşmanın size düşen kısmını yerine getirin ki, Ben de
antlaşmanın Bana düşen kısmını yerine getireyim ve Bana derin saygı duyun.
[2:41] Yanınızdakini doğrulayıcı olarak burada vahyetmiş olduğum şeylere iman edin; onu reddedenlerin ilki olmayın. Vahiylerimi ucuz bir fiyata satmayın ve Beni gözetin.
[2:42] Gerçek olanı sahte olan ile
karıştırmayın, bile bile gerçeği de gizlemeyin.
[2:43] İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirin, zorunlu bağışı (Zekâtı) verin ve rükû edenlerle birlikte rükû edin.
[2:44] Kutsal yazıyı okuduğunuz
halde, kendinizi unutuyorken insanları doğru olmaya mı teşvik ediyorsunuz?
Anlamıyor musunuz?
[2:45] Kararlılıkla ve İletişim
Dualarıyla (Namazla) yardım talep edin. Bu gerçekten zordur,
fakat derin saygı duyanlar için değil,
[2:46] ki onlar Rablerine kavuşacaklarına, sonunda O’na döneceklerine iman edenlerdir.
[2:47] Ey İsrailoğulları! Size
ihsan ettiğim iyiliğimi ve sizi diğer tüm insanlardan daha fazla
nimetlendirdiğimi hatırlayın.
[2:48] Hiçbir ruhun bir başka ruha
yarar sağlayamayacağı, hiçbir şefaatin kabul edilmeyeceği, hiçbir fidyenin
ödenemeyeceği, hiç kimseye de yardım edilemeyeceği günden sakının.
[2:49] Hani size en kötü zulümleri uygulayan, oğullarınızı
katledip kızlarınızı sağ bırakan Firavun’un adamlarından sizi biz kurtarmıştık.
Bu, Rabbinizden zor bir testti.
[2:50] Hani sizin için denizi yarmıştık; sizi kurtarıp
Firavun’un adamlarını gözlerinizin önünde boğduk.
[2:51] Buna rağmen Musa’yı kırk
gece için çağırdığımızda onun yokluğunda buzağıya taptınız ve kötülere dönüştünüz.*
[2:52] Yine de ondan sonra sizi affettik ki minnettar olasınız.
[2:53] Hani Musa’ya kutsal yazıyı
ve yasa kitabını vermiştik ki rehberlik edilesiniz.
Egonu Öldür*
[2:54] Hani Musa halkına, “Ey halkım! Buzağıya taparak
ruhlarınıza kötülük ettiniz. Yaratıcınıza tövbe etmeniz şart. Egolarınızı
öldürün. Yaratıcınızın gözünde bu sizin için daha hayırlıdır” demişti. O sizi
günahın bedelinden kurtardı. O, Günahın Bedelinden Kurtarandır, En Merhametli
Olandır.
Fiziksel Delil*
[2:55] Hani demiştiniz ki “Ey Musa! Biz TANRI’yı
fiziksel olarak görmedikçe iman etmeyeceğiz.” Bunun sonucu olarak, bakınıp
dururken sizi yıldırım çarpmıştı.
[2:56] Sonra, ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki minnettar olasınız.
[2:57] Sizi (Sina’da) bulutlarla
gölgelendirdik ve size man ve bıldırcın indirdik: “Size sağladığımız iyi
şeylerden yiyin.” Onlar (isyan ederek) bizi incitmediler;
onlar sadece kendi ruhlarını incittiler.
Tanrı’ya Olan Güven Eksikliği: Kudüs’e Girmeyi Reddettiler
[2:58] Hani, “Canınızın istediği kadar rızık bulacağınız
bu şehre girin. Haydi, alçak gönüllülükle kapıdan girin ve insanlara güzel
davranın. O zaman biz de günahlarınızı bağışlayacağız ve takva ehli olanlar
için mükâfatı artıracağız” demiştik.
[2:59] Fakat aralarındaki kötüler,
kendilerine verilen emirlerden başka emirleri uyguladılar. Sonuç olarak,
kötülüklerinden ötürü haddi aşanların üzerine gökten bir kınama gönderdik.
Daha Fazla Mucize
[2:60] Hani Musa halkı için su aramıştı. Dedik ki “Değneğinle
kayaya vur.” Bunun üzerine oradan on iki pınar fışkırdı. Her bir kabilenin
üyeleri kendi suyunu bildi. TANRI’nın rızıklarından yiyin, için ve
yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın.
İsrail İsyancıları
[2:61] Hani demiştiniz ki, “Ey Musa! Tek çeşit yiyeceğe artık
dayanamıyoruz. Rabbine çağrıda bulun da bizim için fasulye, salatalık,
sarımsak, mercimek ve soğan gibi yerden yetişen ürünler üretsin.” O, “İyi
olanı, değersiz olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? Talep ettiğiniz şeyleri
bulabileceğiniz Mısır’a inin” demişti. Onlar kınanmayı, aşağılanmayı ve
rezaleti üzerlerine çektiler ve üzerlerine TANRI’nın gazabını
getirdiler. Bunun nedeni onların TANRI’nın vahiylerini reddetmeleri
ve peygamberleri haksızca öldürmeleriydi. Bunun nedeni onların itaatsizlik
etmeleri ve haddi aşmalarıydı.
Tüm Teslim Olanların Birliği
[2:62] Şüphesiz, iman edenlerden, Yahudilerden,
Hristiyanlardan ve başka dine dönmüş olanlardan; her kim
(1) TANRI’ya iman eder ve
(2) Son Gün’e iman eder ve
(3) doğru bir hayat sürerse, mükâfatlarını
Rablerinden alacaklardır. Onların korkacakları hiçbir şey yoktur, onlar
üzülmeyecekler de.
İsrail ile Antlaşma
[2:63] Sina Dağı’nı üzerinize kaldırıyorken sizinle bir
antlaşma yaptık: “Size vermiş olduğumuza güçlü bir şekilde sarılın ve
içindekileri hatırlayın ki kurtarılasınız.”
[2:64] Fakat daha sonra yüz
çevirdiniz ve eğer TANRI’nın size karşı lütfu ve
merhameti olmasaydı sizler mahkûm edilmiş olurdunuz.
[2:65] Aranızdan Şabat Günü’ne saygısızlık eden kimseleri bilmişsinizdir. Onlara “insansı maymunlar kadar aşağılık olun” dedik.
[2:66] Biz onları hem kendi nesilleri için hem de sonraki nesiller için bir emsal ve doğrular için bir aydınlanma yaptık.
Düve*
[2:67] Musa halkına dedi ki, “TANRI bir düve
kurban etmenizi emrediyor.” Onlar, “Bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. O da
“Cahiller gibi davranmaktan TANRI beni esirgesin” dedi.
[2:68] Dediler ki “Rabbine çağrıda
bulun da bize hangisi olduğunu göstersin.” Dedi ki “O onun ne çok yaşlı
olduğunu ne de çok genç; orta yaşlardan bir düve olduğunu söylüyor. Artık
yapmanız için emredildiğiniz şeyi uygulayın.”
[2:69] Dediler ki “Rabbine çağrıda
bulun da bize onun rengini göstersin.” Dedi ki “O, onun parlak renkli,
bakanların hoşuna giden sarı bir düve olduğunu söylüyor.”
[2:70] Dediler ki “Rabbine çağrıda bulun da bize hangisi olduğunu göstersin. Bizce düveler benzerdir ve TANRI irade ediyorsa doğru yolu buluruz.”
[2:71] Dedi ki “O onun hiçbir zaman yeri sürmekle veya ekinleri sulamakla boyunduruk altına alınmamış; herhangi bir lekeden arınmış olduğunu söylüyor.” Onlar, “Şimdi gerçeği getirdin” dediler. Bu uzun isteksizliğin ardından sonunda onu kurban ettiler.
Düvenin Amacı
[2:72] Siz bir şahsı öldürmüştünüz, sonra da kendi
aranızda çekişmiştiniz. TANRI, gizlemeye çalıştığınız şeyi ifşa edecekti.
[2:73] “(Düvenin) parçasıyla (maktule) vurun”
dedik. İşte bu, anlayasınız diye, TANRI’nın maktulü
hayata geri getirdiği ve size Kendi işaretlerini gösterdiği andı.
[2:74] Buna rağmen kalpleriniz
kaya gibi katılaştı, hatta daha da katı. Çünkü öyle kayalar vardır ki,
içlerinden ırmaklar fışkırır. Diğerleri yarılır ve yumuşak akıntılar bırakır ve
öteki kayalar ise TANRI’ya olan derin saygılarından
ötürü korkup siner. TANRI yaptığınız hiçbir şeyden
asla habersiz değildir.
Tanrı’nın Sözünü Çarpıtmak
[2:75] Onlardan bazıları TANRI’nın sözünü işitirdi, sonra tam olarak anlamakla birlikte onu çarpıtırlardı, üstelik kasten, böyleyken onların sizin yaptığınız gibi iman etmelerini mi umuyorsunuz?
Tanrı’nın Sözünü Gizlemek
[2:76] Ve onlar imanlılarla
karşılaştıklarında “İman ediyoruz” derler, fakat birbirleriyle bir araya
geldiklerinde, “TANRI tarafından size verilmiş olan
bilgiyi (imanlılara) bildirmeyin, yoksa Rabbinize ilişkin
argümanları için onlara destek sağlamış olursunuz. Anlamıyor musunuz?” derler.
[2:77] Onlar bilmezler mi ki TANRI gizledikleri her şeyi ve açığa vurdukları her şeyi bilir?
[2:78] Aralarında kitap ehli
olmayanlar da var ki, kulaktan dolma bilgiler dışında kutsal yazıyı bilmezler,
üstelik onu bildiklerini zannederler.
[2:79] Bu nedenle, az bir maddi
kazanç elde etmek için kutsal yazıyı kendi elleri ile çarpıtıp, sonra da “TANRI’nın
vahyetmiş olduğu budur” diyenlere yazıklar olsun. Böyle bir çarpıtmadan ötürü yazıklar
olsun onlara ve haram kazançlarından ötürü yazıklar olsun onlara.
Cennet ve Cehennemin Ebedi Oluşu*
[2:80] Bazıları, “Sınırlı sayıda bir gün dışında Cehennem bize dokunmayacak” dediler. De ki, “TANRI’dan böyle bir söz mü almıştınız—TANRI verdiği sözden asla caymaz—yoksa TANRI hakkında bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?”
[2:81] Doğrusu, günah kazanıp da kötü işleri kendilerini kuşatanlar Cehennemin sakinleri olacaklardır; onun içinde sonsuza dek kalacaklardır.
[2:82] İman edenlere gelince ve
doğru bir hayat sürenlere, onlar Cennetin sakinleri olacaklardır; onun içinde
sonsuza dek kalacaklardır.
Buyruklar
[2:83] İsrailoğulları ile bir
antlaşma yaptık: “TANRI’dan başkasına tapmayın. Ana-babanıza
hürmet gösterin ve akrabaları, yetimleri ve yoksulları sayıp gözetin. İnsanlara
dostça davranın. İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirin
ve zorunlu bağışı (Zekâtı) verin.” Fakat birkaçınız hariç
yüz çevirdiniz ve muhalif oldunuz.
[2:84] Birbirinizin kanını
dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın diye de sizinle bir antlaşma
yaptık. Kabul edip şahitlik ettiniz.
[2:85] Yine de, işte birbirinizi öldürüyorsunuz ve onlara
karşı günahkârca ve kötü niyetle birleşerek aranızdan bazılarını yurtlarından
çıkarıyorsunuz. Hatta onlar teslim olduklarında dahi onlardan fidye talep
ettiniz. Onları yurtlarından çıkarmak size en başından haram kılınmıştı. Kutsal
yazının bir kısmına iman ediyor ve bir kısmını da inkâr mı ediyorsunuz?
Aranızdan böyle yapanlar için bu hayatta aşağılanma ve Diriliş Günü’nde azabın
çok daha kötüsü dışında azap ne olmalıydı ki? TANRI yaptığınız
hiçbir şeyden asla habersiz değildir.
[2:86] Onlardır Ahiret pahasına bu
aşağı hayatı satın alanlar. Sonuç olarak, onlar için azap asla hafifletilmez,
onlara yardım da edilemez.
İsrail Peygamberleri
[2:87] Biz Musa’ya kutsal yazı
verdik ve onun ardından başka elçiler gönderdik, Meryemoğlu İsa’ya esaslı
mucizeler verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. Ne zaman hoşunuza gitmeyen
bir şeyle size bir elçi gittiyse, egonuzun sizin kibirli olmanıza sebep olduğu bir
gerçek değil midir? Onlardan bazılarını reddettiniz ve bazılarını öldürdünüz.
Trajik İfade: “Ben Sabit Fikirliyim”
[2:88] Bazıları derdi ki, “Biz sabit fikirliyiz!” Aksine
bu, inkârlarının bir sonucu olarak birkaçı hariç onları iman etmekten
alıkoyan TANRI’dan bir lanettir.
Kuran Tüm Kutsal Yazıları Tamamına Erdirir
[2:89] TANRI katından
kendilerine bu kutsal yazı geldiğinde, yanlarındaki ile uyumlu olduğu ve onu
doğruladığı halde ve inkârcılarla konuştuklarında onun geleceğini haber verip durdukları
halde, kendi haber verdikleri gerçekleşince onu inkâr ettiler. TANRI’nın
laneti, inkârcılara işte böyle dokunur.
[2:90] Karşılığında ruhlarını
sattıkları şey gerçekten de berbat—TANRI’nın, lütfunu kulları
arasından seçtiği kişiye ihsan etmesini çekememekten ötürü TANRI’nın
bu vahiylerini reddetmek. Sonuç olarak, gazap üstüne gazabı üzerlerine
çektiler. İnkârcılar aşağılayıcı bir azabı üzerlerine çektiler.
[2:91] Kendilerine “TANRI’nın bu vahiylerine iman edin” denildiğinde, “Biz sadece bize indirilene iman ederiz” derler. Böylelikle sonraki vahiyleri inkâr ederler, o, Rablerinden gelen bir gerçek olduğu halde, yanlarında olanı doğruladığı halde! De ki, “Eğer imanlılar idiyseniz o halde neden TANRI’nın peygamberlerini öldürdünüz?”
İsrail Tarihinden Öğrenmek
[2:92] Musa size esaslı mucizelerle gitmişti, buna rağmen
onun yokluğunda buzağıya taptınız ve kötülere dönüştünüz.
[2:93] Sina Dağı’nı üzerinize kaldırıyorken “Size
verdiğimiz buyruklara güçlü bir şekilde sarılın ve dinleyin” diyerek sizinle
bir antlaşma yaptık. “İşitiyoruz ama itaat etmiyoruz” dediler.
İnançsızlıklarından ötürü kalpleri buzağıya tapma duygusuyla doldu. De ki,
“Eğer bir imanınız varsa, imanınızın size dikte ettiği şey gerçekten de
berbat.”
[2:94] De ki, “Eğer Ahiret yurdu TANRI katında diğer tüm insanlara değil de size ayrılmışsa, o halde ölmek için can atmalısınız, eğer doğru sözlü iseniz.”
[2:95] Ellerinin önden yolladıkları
sebebiyle ona asla heveslenmezler. TANRI kötülerin
tamamen farkındadır.
[2:96] Aslında, onları yaşamın en
hırslıları olarak bulacaksın; hatta puta tapanlardan bile daha fazla. Onlardan
her biri bin yıl yaşamak ister. Fakat ne kadar uzun yaşarsa yaşasın, bu onu hiçbir
bir azaptan korumayacaktır. TANRI yaptıkları her
şeyi görendir.
Cebrail Vahiyde Aracılık Eder
[2:97] De ki, “Kim Cebrail’e karşı gelirse bilmelidir
ki, TANRI’nın iradesiyle, önceki kutsal yazıları doğrulayıcı,
imanlılara rehberlik ve müjde verici olarak bunu (Kuran’ı) senin kalbine o indirmiştir.”
[2:98] Kim TANRI’ya, meleklerine, elçilerine,
Cebrail’e ve Mikail’e karşı gelirse bilmelidir ki, TANRI da
inkârcılara karşıdır.
[2:99] Biz sana böyle apaçık
vahiyler indirdik ve onları sadece kötüler reddedecektir.
[2:100] Onlar bir antlaşma yapıp
onu tutmaya söz verdiklerinde, bazılarının onu daima göz ardı ettikleri bir
gerçek değil midir? Aslında birçoğu iman etmez.
Tanrı’nın Kutsal Yazılarını Umursamamak
[2:101] Artık kendilerine TANRI’dan bir elçi
gelmiştir* ve o onların kendi kutsal yazılarını ispatlayıp doğrulamasına
rağmen, kutsal yazı takipçilerinden bazıları (Yahudiler, Hristiyanlar
ve Müslümanlar), sanki hiç kutsal
yazıları olmamış gibi TANRI’nın kutsal yazılarını arkalarına atıp
göz ardı ederler.
Büyücülük Kınandı
[2:102] Onlar, şeytanların
Süleyman’ın krallığı hakkında öğretmiş olduğu şeylerin peşine düştüler. Oysaki
Süleyman bir inkârcı olmadı, fakat o şeytanlar inkârcıydı. Onlar insanlara büyüyü
ve Babil’in iki meleği Harut ve Marut vasıtasıyla indirileni öğretmişlerdi. Bu
ikisi, bu tür bir bilgiyi şunu belirtmeden yaymadılar: “Bu bir testtir. Bu tür
bir bilgiyi kötüye kullanmayın.” Fakat insanlar, onu evliliklerin parçalanması
gibi kötü emeller için kullandılar. Onlar TANRI’nın
iradesine aykırı olarak hiç kimseye zarar veremezler. Onlar böylelikle
kendilerine faydalı olan şeyleri değil, kendilerine zarar veren şeyleri öğrenirler
ve onlar büyücülük yapanların Ahirette hiçbir paylarının olmadığını iyi
bilirler. Uğruna ruhlarını sattıkları şey gerçekten de berbat, keşke
bilselerdi.
[2:103] Eğer iman edip doğru bir
hayat sürerlerse, TANRI’dan gelen ödül çok daha iyidir,
keşke bilselerdi!
Yakarış Sözlerini Eğip-Bükmek
[2:104] Ey iman edenler! “Raina”* (çobanımız ol) demeyin. Onun yerine “Unzurna” (bizi gözet) demeli ve dinlemelisiniz. İnkârcılar acı veren bir azabı üzerlerine çektiler.
Kıskançlık Kınandı
[2:105] Ne kutsal yazı takipçileri arasındaki inkârcılar ne de puta tapanlar, size Rabbinizden herhangi bir nimet indiğini görmek istemezler. Ancak TANRI, nimetlerini seçtiği kimselere yağdırır. TANRI sonsuz lütuf sahibidir.
Nihai Mucize: Kuran’ın Matematiksel Kodu*
[2:106] Herhangi bir mucizeyi yürürlükten kaldırdığımızda
veya onu unutturduğumuzda, daha iyi bir mucize ortaya koyarız veya en azından
bir benzerini. TANRI’nın Her Şeye Gücü Yeten olduğunu anlamaz
mısın?
[2:107] Göklerin ve yerin saltanatının TANRI’ya ait olduğu gerçeğini fark etmez misiniz; ki Sahibiniz ve Efendiniz olarak TANRI’nın yanında hiç kimseniz yoktur?
[2:108] Siz elçinizden, geçmişte Musa’dan talep edilen şeyleri mi talep etmeyi arzu ediyorsunuz? Kim iman yerine inkârı seçerse, o, doğru yoldan gerçekten sapmıştır.
[2:109] Kutsal yazı takipçilerinin
birçoğu, artık iman etmiş olduğunuza göre, inkârcılığa döndüğünüzü görmeyi
tercih ederlerdi. Bu, kendilerine hakikat belli olduktan sonra onlarda oluşan
kıskançlıktan kaynaklanmaktadır. TANRI yargılama
yapıncaya kadar onları affedin ve onları kendi hallerine bırakın. TANRI Her
Şeye Gücü Yetendir.
[2:110] İletişim Dualarını (Namazı) yerine
getirin ve zorunlu bağışı (Zekâtı) verin. Ruhlarınızın
yararına önden yollamış olduğunuz her iyiliği TANRI katında
bulacaksınız. TANRI yaptığınız her şeyi görendir.
Dinlerinin İsmi Ne Olursa Olsun Tüm İmanlılar Günahın
Bedelinden Kurtarılır
[2:111] Bazıları, “Yahudilerden veya Hristiyanlardan başka
hiç kimse Cennete giremeyecek!” dediler. İşte böyledir onların hüsnükuruntusu.
De ki, “Eğer haklı iseniz bize kanıtınızı gösterin.”
Teslimiyet: Tek Din
[2:112] Doğrusu, doğru bir hayat
sürerek kendilerini mutlak bir şekilde yalnızca TANRI’ya
teslim edenler mükâfatlarını Rablerinden alacaklardır; onların korkacakları
hiçbir şey yoktur, onlar üzülmeyecekler de.*
[2:113] Yahudiler “Hristiyanların
hiçbir temeli yok” dediler, Hristiyanlar “Yahudilerin hiçbir temeli yok”
dediler. Oysa her ikisi de kutsal yazıyı okurlar. İşte böyledir hiçbir bilgiye
sahip olmayanların sözleri. TANRI, anlaşmazlığa düştükleri
hususlarda Diriliş Günü’nde onları yargılayacaktır.
Mescitlere Sık Sık Gidin
[2:114] TANRI’nın,
içinde O’nun adının anıldığı mescitlerini boykot edenlerden ve onların
terkedilişi için katkıda bulunanlardan daha fena kimdir? Bunlar oraya ancak korkuyla
girebilirler. Onlar bu hayatta aşağılanmaya uğrayacaklar ve onlar Ahirette
korkunç bir azaba uğrayacaklar.
[2:115] Doğu da TANRI’ya
aittir, batı da; nereye giderseniz gidin TANRI’nın
varlığı orada olacaktır. TANRI Her Zaman Her Yerde
Var Olandır ve Her Şeyi Bilendir.
Büyük Küfür
[2:116] Onlar, “TANRI bir
oğula baba oldu!” dediler. O’na yücelik olsun; asla! O’na aittir göklerde ve
yerde olan her şey; hepsi O’na boyun eğmiştir.
[2:117] Gökleri ve yeri Başlatan: bir şey yapmak için ona sadece “Ol” der ve o olur.
[2:118] Hiçbir bilgiye sahip
olmayanlar derler ki “Keşke TANRI bizimle konuşabilseydi
yahut bize bir mucize gelebilseydi!” Onlardan önce başkaları da benzer sözler
söylemişlerdi; kafaları aynı. Biz mucizeleri kesinliğe erişmiş olanlara
gösteririz.
[2:119] Biz seni* bir müjdeleyici ve aynı zamanda bir uyarıcı olarak hakikat ile gönderdik. Sen Cehennemi üzerlerine çekenlerden sorumlu değilsin.
[2:120] Dinlerine uymadığın sürece,
seni ne Yahudiler kabul eder, ne de Hristiyanlar. De ki, “TANRI’nın
rehberliği gerçek rehberliktir.” Aldığın bilgiye rağmen onların arzularına razı
olursan, TANRI’ya karşı sana yardım edecek bir müttefik veya
destekçi bulmayacaksın.
[2:121] Kutsal yazı almış olan ve onu gereği gibi bilenler buna da iman edeceklerdir. İnkâr edenlere gelince, onlar kaybedenlerdir.
[2:122] Ey İsrailoğulları! Size
ihsan ettiğim iyiliğimi ve sizi diğer tüm insanlardan daha fazla
nimetlendirdiğimi hatırlayın.
[2:123] Hiçbir ruhun bir başka ruha yardım etmeyeceği, hiçbir fidyenin kabul edilmeyeceği, hiçbir şefaatin fayda vermeyeceği ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği günden sakının.
İbrahim
[2:124] Hani İbrahim Rabbi tarafından belli emirler
vasıtasıyla teste tabi tutulmuş ve onları yerine getirmişti. (Tanrı,) “Seni
insanlara bir imam olarak tayin ediyorum” dedi. O, “Ya soyumu?” dedi. O dedi ki
“Benim antlaşmam haddi aşanları kapsamaz.”
[2:125] Biz mabedi (Kâbe’yi) insanlar
için bir odak noktası ve güvenli bir sığınak haline getirdik. İbrahim’in
mabedini bir namaz/dua evi olarak kullanabilirsiniz. Biz İbrahim’i ve İsmail’i
görevlendirdik: “Evimi, ziyaret edenler, orada yaşayanlar ve rükû ve secde
edenler için arındırın.”
[2:126] İbrahim dua etti: “Rabbim!
Burayı huzurlu bir memleket yap ve halkını ürünlerle rızıklandır. TANRI’ya
ve Son Gün’e iman edenlere rızık sağla.” (Tanrı) dedi ki
“Ben inkârcılara da rızık sağlayacağım. Geçici olarak yararlanmalarına izin
vereceğim, sonra onları Cehennem azabına ve berbat bir kadere mahkûm edeceğim.”
Teslimiyet’in (İslam’ın) Tüm Uygulamalarını İbrahim İletti
[2:127] İbrahim İsmail’le birlikte mabedin temellerini
yükselttiğinde (onlar dua ettiler): “Rabbimiz! Bunu bizden kabul
et. Sen İşitensin, Her Şeyi Bilensin.”
[2:128] “Rabbimiz! Bizi Sana teslim
olanlar yap ve soyumuzdan Sana teslim olan bir topluluk çıkar. Bize dinimizin
ritüellerini öğret ve bizi günahın bedelinden kurtar. Sen Günahın Bedelinden
Kurtaransın, En Merhametli Olansın.”
[2:129] “Rabbimiz! Aralarından
onlara Senin vahiylerini okuyacak, onlara kutsal yazıyı ve bilgeliği öğretecek
ve onları arındıracak bir elçi çıkar. Sen Kudretlisin, En Bilge Olansın.”
[2:130] Kendi
ruhunu kandıran dışında, İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Onu bu dünyada
seçtik ve Ahirette de o, doğrularla birlikte olacaktır.
[2:131] Rabbi ona “Teslim ol” dediğinde, “Ben kâinatın Rabbine teslim oldum” dedi.
[2:132] Dahası, İbrahim evlatlarını
da aynısını yapmaya teşvik etti ve Yakup da öyle yaptı: “Ey evlatlarım! TANRI sizin
için bu dini işaret etti; teslim olanlar olarak ölmenin dışında ölmeyin.”
[2:133] Ölüm döşeğinde Yakup’a
şahit olmuş olsaydınız; evlatlarına dedi ki, “Ben öldükten sonra kime
tapacaksınız?” Dediler ki “Senin tanrına tapacağız; ataların İbrahim’in,
İsmail’in ve İshak’ın tanrısına; o tek tanrıya. O’na teslim olanlarız biz.”
[2:134] İşte
böyledir geçmişteki bir topluluk. Onlar kendi kazandıklarından sorumludurlar,
siz kendi kazandıklarınızdan sorumlusunuz. Siz onların yaptığı hiçbir şeyden
sorumlu değilsiniz.
Teslimiyet (İslam): İbrahim’in Dini*
[2:135] Onlar, “Hidayete ermeniz için Yahudi veya Hristiyan
olmanız gerekir” dediler. De ki, “Biz İbrahim’in dinini—tek tanrıcılığı—takip
ediyoruz, o asla bir puta tapan olmadı.”
Tanrı’nın Elçileri Arasında Ayrım Yok
[2:136] Deyin ki “Biz TANRI’ya, bize indirilene
ve İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup ve Torunlarına indirilene; Musa’ya,
İsa’ya ve tüm peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ediyoruz.
Onların hiçbiri arasında hiçbir ayrım yapmıyoruz. Yalnızca O’na teslim
olanlarız biz.”
[2:137] Eğer sizin yaptığınız gibi iman ederlerse o zaman hidayete ermiş olurlar. Ama eğer yüz çevirirlerse o zaman başkaldırmış olurlar. TANRI seni onların başkaldırışlarından koruyacaktır; O İşitendir, Her Şeyi Bilendir.
[2:138] İşte böyledir TANRI’nın
sistemi ve kimin sistemi TANRI’nınkinden daha iyidir?
“Yalnızca O’na taparız biz.”
[2:139] De ki, “O bizim de Rabbimiz
sizin de Rabbinizken, bizimle TANRI hakkında mı
tartışıyorsunuz? Biz kendi eylemlerimizden sorumluyuz, siz kendi
eylemlerinizden sorumlusunuz. Yalnızca O’na adandık biz.”
[2:140] Siz İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve Torunlarının Yahudi veya Hristiyan olduğunu mu söylüyorsunuz? De ki, “Siz TANRI’dan daha mı iyi biliyorsunuz? TANRI’dan öğrendiği bir tanıklığı gizleyenden daha fena kimdir? TANRI yaptığınız hiçbir şeyden asla habersiz değildir.”
[2:141] O, geçmişteki bir
topluluktu. Onlar kendi kazandıklarından sorumludurlar, siz kendi
kazandıklarınızdan sorumlusunuz. Onların yapmış olduğu hiçbir şeyden sorumlu
değilsiniz.
Bağnazlık ve Ön Yargıya Son Verilmesi*
[2:142] İnsanlar arasından akılsız
olanlar derler ki “Neden Kıblelerinin* yönünü
değiştirdiler?” De ki, “Doğu da TANRI’ya aittir, batı da;
O, iradesini kullanana dosdoğru bir yolda rehberlik eder.”
[2:143] Böylelikle sizi tarafsız
bir topluluk yaptık ki, insanlar arasında şahitlik görevi görün ve elçi de
sizin aranızda şahitlik görevi görsün. Senin ilk Kıbleni, sadece aranızda
elçiyi seve seve takip edenleri ve topukları üzerinde geri dönenleri ayırt
edelim diye değiştirdik. Bu zor bir testti, fakat TANRI tarafından
rehberlik edilenler için değil. TANRI tapınmanızı
asla boşa çıkarmaz. TANRI insanlara karşı
Şefkatlidir, En Merhametli Olandır.
Kıble Mekke’ye Geri Çevrildi
[2:144] Yüzünü (doğru yönü aramak için) gökyüzüne çevirdiğini gördük. Şimdi seni hoşnut edecek bir Kıble tayin ediyoruz. Bundan böyle yüzünü Kutsal Mescide çevir. Nerede olursanız olun hepiniz yüzlerinizi ona doğru çevirin. Önceki kutsal yazıları alanlar, bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. TANRI yaptıkları hiçbir şeyden asla habersiz değildir.
[2:145] Kutsal yazı takipçilerine
her tür mucizeyi göstersen bile senin Kıblene uymazlar. Sen de
onların Kıblesine uyma. Hatta onlar
birbirlerinin Kıblesine de uymazlar. Sana bu bilgi geldikten
sonra onların arzularına razı olursan, haddi aşanlarla birlikte olursun.
Kutsal Yazıların Suistimal Edilmesi: Seçici Vurgu ve Gizleme
[2:146] Kutsal yazı almış olanlar buradaki gerçeği kendi evlatlarını tanır gibi tanırlar. Yine de bazıları bile bile gerçeği gizlerler.
[2:147] Bu, Rabbinden gelen gerçektir; herhangi bir şüphe barındırma.
[2:148] Her birinizin takip etmek için seçtiği bir yön vardır; siz doğruluğa doğru yarışın. Nerede olursanız olun TANRI hepinizi toplayacaktır. TANRI Her Şeye Gücü Yetendir.
Kıble Mekke’ye Geri Çevrildi
[2:149] Nereye gidersen git yüzünü (Namaz sırasında) Kutsal Mescide* doğru çevir. Bu, Rabbinizden gelen gerçektir. TANRI hepinizin yaptığı hiçbir şeyden asla habersiz değildir.
[2:150] Nereye gidersen git yüzünü (Namaz sırasında) Kutsal Mescide doğru çevir; nerede olursanız olun yüzünüzü (Namaz sırasında) oraya doğru çevirin. Böylelikle, aralarındaki haddi aşanlar dışında insanların size karşı bir argümanları kalmasın. Onlardan korkmayın, onların yerine Benden korkun. Ben de o zaman üzerinizdeki nimetlerimi tamamlayacağım ki rehberlik edilesiniz.
[2:151] Size vahiylerimizi okuması,
sizi arındırması, size kutsal yazıyı ve bilgeliği öğretmesi ve size hiç
bilmediklerinizi öğretmesi için aranızdan bir elçi göndermek gibi (nimetler).
[2:152] Beni hatırlayın ki Ben de sizi hatırlayayım ve Bana müteşekkir olun; nankör olmayın.
[2:153] Ey iman edenler!
Kararlılıkla ve İletişim Dualarıyla (Namazla) yardım talep
edin. TANRI, kararlılıkla sebat edenlerin yanındadır.
Buradan Nereye Gidiyoruz?
[2:154] TANRI uğrunda
öldürülenler için “Onlar ölüdürler” demeyin. Onlar Rablerinin katında
diridirler, fakat siz algılamazsınız.*
[2:155] Biz sizi mutlaka biraz
korkuyla, açlıkla ve para, can ve ürün kaybıyla test edeceğiz. Kararlı olanlara
müjde ver.*
[2:156] Onlar başlarına bir musibet
geldiğinde şunu derler, “Biz TANRI’ya aitiz ve O’na dönüyoruz.”
[2:157] Bunlar Rablerinden nimetler
ve rahmet hak ettiler. Bunlar rehberlik edilmiş olanlardır.
Kutsal Hac Yolculuğu
[2:158] Safa ve Merve tepeleri TANRI’nın hükme
bağladığı ritüeller arasındadır. Her kim Hac veya ‘Umre’yi yerine
getirirse, onlar arasındaki mesafeyi gidip gelmekle bir hata işlemiş olmaz.
Eğer biri gönüllü olarak daha fazla doğru iş yaparsa, o zaman TANRI Takdir
Edendir, Her Şeyi Bilendir.
Büyük Cürüm
[2:159] Vahiylerimizi ve
rehberliğimizi, onları insanlar için kutsal yazıda ilan ettikten sonra gizleyen
kimseler, TANRI tarafından lanetlenmişlerdir; onlar
tüm lanet edenler tarafından da lanetlenmişlerdir.
[2:160] Tövbe eden, kendini
düzelten ve ilan edenlere gelince, Ben onları günahın bedelinden kurtarırım.
Ben Günahın Bedelinden Kurtaranım, En Merhametli Olanım.
[2:161] İman etmeyip de inkârcı olarak ölenler, TANRI’nın, meleklerin ve (Yargı Günü’ndeki) tüm insanların lanetini üzerlerine çekmişlerdir.
[2:162] Ebediyen orada kalırlar. Onlar için azap asla hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez.
[2:163] Sizin tanrınız tek tanrıdır; En Lütufkâr, En Merhametli olan O’nun dışında tanrı yoktur.
Tanrı’nın Karşı Konulmaz İşaretleri
[2:164] Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için okyanusta akıp giden gemilerde, ölü toprağı diriltmek ve onda her çeşit canlıyı yaymak için TANRI’nın gökten indirdiği suda, rüzgârların yönlendirilmesinde ve gökyüzü ile yeryüzü arasına yerleştirilen bulutlarda anlayan insanlar için yeterli kanıtlar vardır.
Putlar Kendilerini Putlaştıranları Sahiplenmezler*
[2:165] Yine de, bazı insanlar TANRI’ya rakip
olacak putlar oluştururlar ve onları sanki onlar TANRI’ymış gibi
severler. İman edenler ise en çok TANRI’yı severler. Keşke haddi
aşanlar azabı gördüklerinde kendilerini bir görebilselerdi! O zaman tüm gücün
yalnızca TANRI’ya ait olduğunun ve TANRI’nın azabının
dehşet verici olduğunun farkına varacaklar.
[2:166] Takip edilmiş olanlar,
kendilerini takip etmiş olanları sahiplenmeyecekler.* Azabı görecekler ve
aralarındaki bütün bağlar kopacak.
[2:167] Takip etmiş olanlar
diyecekler ki “Eğer başka bir şans elde edebilirsek, tıpkı onların şu an bizi
sahiplenmemesi gibi biz de onları sahiplenmeyeceğiz.” TANRI böylelikle,
onlara yaptıklarının sonuçlarının pişmanlıktan başka bir şey olmadığını
gösterir; onlar Cehennemden asla çıkamayacaklar.
Şeytan Helal Şeyleri Haram Kılar
[2:168] Ey insanlar! Yeryüzünün helal ve iyi olan ürünlerinden yiyin, Şeytan’ın adımlarını takip etmeyin; o sizin en azılı düşmanınızdır.
[2:169] O size sadece kötülük ve ahlaksızlık yapmayı ve TANRI hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi emreder.
Statükonun Sürdürülmesi: Bir İnsan Trajedisi
[2:170] Onlara “TANRI’nın burada vahyetmiş olduklarına uyun” denildiğinde, “Biz sadece atalarımızı yapıyor bulduğumuz şeye uyarız” derler. Ya ataları anlamamış ve rehberlik edilmemiş idiyseler?
[2:171] Bu tür inkârcıların örneği, seslerden ve çağrılardan duyduklarını anlamadan tekrarlayan papağanlardır. Sağır, dilsiz ve kör; onlar anlayamazlar.
Sadece Dört Et Haram Kılınmıştır*
[2:172] Ey iman edenler! Size sağladığımız temiz şeylerden yiyin ve TANRI’ya müteşekkir olun, eğer yalnızca O’na tapıyorsanız.
[2:173] O size sadece (insan
müdahalesi olmadan) kendi kendine ölen hayvanları, kanı, domuzun
etini ve TANRI’dan başkasına adanmış hayvanları yemeyi
haram kılar. Bir kimse kötü niyetli veya kasıtlı olmaksızın (bunları
yemeye) zorlanırsa günaha girmiş olmaz. TANRI Bağışlayıcıdır,
En Merhametli Olandır.
Bozulmuş Dini Liderler Kuran’ın Mucizesini Gizliyorlar*
[2:174] Az bir maddi kazanç karşılığında TANRI’nın kutsal yazıdaki vahiylerini gizleyenler, karınlarına ateş dışında bir şey doldurmazlar. TANRI Diriliş Günü’nde onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır da. Onlar acı veren bir azabı üzerlerine çektiler.
[2:175] Hidayet yerine dalaleti seçenler
onlardır ve bağışlanma yerine de azabı. Sonuç olarak, Cehenneme katlanmak
zorunda kalacaklardır.
[2:176] Bunun nedeni TANRI’nın, üzerinde gerçeği taşıyan bu kutsal yazıyı vahyetmesi ve kutsal yazılar hakkında tartışanların en azılı muhalifler olmasıdır.
Doğruluk Tanımlandı
[2:177] Doğruluk, yüzünüzü doğuya veya batıya doğru
çevirmeniz değildir. Doğrular TANRI’ya, Son Gün’e, meleklere,
kutsal yazıya ve peygamberlere iman eden kimselerdir; onlar içten gelerek
akrabalar, yetimler, yoksullar, yolculuk halindeki yabancılar, dilenciler ve
kölelerin serbest bırakılması için para harcayanlardır; onlar İletişim
Dualarını (Namazı) yerine getirip zorunlu bağışı (Zekâtı) verirler;
onlar bir söz verdiklerinde sözlerini tutarlar; onlar zulüm, zorluk ve savaş
karşısında kararlılıkla sebat ederler. Doğru sözlüler bunlardır; doğru kimseler
bunlardır.
İdam Cezasının Caydırılması*
[2:178] Ey iman edenler! Cinayet durumunda denklik sizin için hükme bağlanmış bir yasadır—hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın. Eğer bir kişi maktulün ailesi tarafından affedilirse, usule uygun olan, memnun edici bir karşılık vermektir ve adil bir tazminat ödenmelidir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bunun haricinde kim haddi aşarsa acı veren bir azabı üzerine çeker..
[2:179] Denklik sizin için hayat kurtaran bir yasadır ki doğru kimseler olasınız ey akıl sahipleri.
Vasiyet Yazmak
[2:180] Ölüm yaklaştığında ana-babanızın ve akrabalarınızın yararı için adil bir şekilde vasiyet yazmanız hükme bağlanmıştır. Bu, doğru kimselerin üzerine bir görevdir.
[2:181] Kim duymuş olduğu bir vasiyeti değiştirirse, değiştirmenin günahı bu değiştirmeden sorumlu olana aittir. TANRI İşitendir, Bilendir.
[2:182] Kim vasiyet sahibi tarafında büyük bir adaletsizlik veya tarafgirlik görürse ve vasiyet için adaleti onarmaya yönelik düzeltici faaliyette bulunursa bir günah işlemiş olmaz. TANRI Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
Oruç Vurgulandı ve Değiştirildi*
[2:183] Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekiler için hükme bağlandığı gibi sizin için de hükme bağlandı ki kurtuluşa eresiniz.
[2:184] Belirli günler (oruç tutmak için tayin edilmiştir); eğer biri hastaysa veya seyahat ediyorsa eşit sayıda diğer günlerle ikame edilebilir. Orucu ancak büyük zorlukla tutabilenler, orucun bozulduğu her bir günü yoksul bir insanı doyurmakla ikame edebilirler. Kim gönül rızasıyla (daha doğru işler) yaparsa bu daha iyidir. Fakat oruç tutmak sizin için en iyisidir, keşke bilseydiniz.
[2:185] Ramazan, insanlar için
rehberlik sağlayan, apaçık öğretiler ve yasa kitabı olan Kuran’ın vahyedildiği
aydır. Sizden bu aya tanık olanlar onda oruç tutsun. Hasta olanlar veya seyahat
edenler eşit sayıda diğer günlerle ikame edebilirler. TANRI sizler
için zorluk değil kolaylık diler ki, yükümlülüklerinizi yerine getiresiniz,
size rehberlik ettiği için TANRI’yı yüceltesiniz ve
minnettarlığınızı ifade edesiniz.
Tanrı, “Kullarının” Dualarını Yanıtlar
[2:186] Kullarım sana Beni soracak olursa Ben her zaman yakınım. Onlar Bana dua ettikleri zaman Ben onların dualarını yanıtlarım. İnsanlar da rehberlik edilmek için Bana karşılık versinler ve Bana iman etsinler.
[2:187] Oruç gecelerinde eşlerinizle cinsel birleşmeye izin verilmiştir. Onlar sizin sırlarınızın koruyucularıdır, sizler de onların sırlarının koruyucularısınız. TANRI ruhlarınıza ihanet ettiğinizi bildi, sizi günahınızdan kurtardı ve sizi affetti. Bundan böyle, TANRI’nın sizin için izin verdiğini arayarak onlarla ilişkiye girebilirsiniz. Şafak vaktinde aydınlığın beyaz ipliği gecenin karanlık ipliğinden ayırt edilebilir hale gelinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra, gün batımına kadar oruç tutun. (Ramazan’ın son on gününde) Mescide inzivaya çekilmeye karar verirseniz cinsel birleşme haramdır. Bunlar TANRI’nın yasalarıdır; onları ihlal etmeyin. TANRI insanlar için vahiylerini bu şekilde açıklığa kavuşturur ki kurtuluşa ersinler.
Rüşvet, Yolsuzluk Kınandı
[2:188] Birbirinizin parasını gayrimeşru şekilde almayın, bile bile yetkililere rüşvet verip gayrimeşru şekilde başkalarını haklarından yoksun da bırakmayın.
Lafı Dolandırmayın
[2:189] Sana Ay’ın evrelerini
sorarlar! De ki, “Onlar insanlar için bir zaman ölçüsü sağlarlar ve Hac
zamanını belirlerler.” Lafı dolandırmak* doğru bir davranış
değildir; doğruluk, buyrukları yerine getirmekle ve açık sözlü olmakla
elde edilir. TANRI’yı gözetin ki başarılı olasınız.
Savaş Kuralları*
[2:190] Size saldırıda bulunanlara
karşı TANRI uğrunda savaşabilirsiniz, fakat
saldırmayın. TANRI, saldırganları sevmez.
[2:191] Size karşı savaş yürütenleri öldürebilir ve onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarabilirsiniz. Zulüm cinayetten daha kötüdür. Onlar Kutsal Mescitte size saldırmadıkça orada onlarla savaşmayın. Eğer size saldırırlarsa onları öldürebilirsiniz. O inkârcılar için adil ceza budur.
[2:192] Eğer vazgeçerlerse TANRI Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
[2:193] Baskı ve zulmü ortadan kaldırmak ve TANRI’ya özgürce tapınmak için de onlarla savaşabilirsiniz. Eğer vazgeçerlerse saldırmayın; sadece saldırganlara karşı olduğunda saldırıya izin verilir.
[2:194] Kutsal Aylar boyunca saldırganlık, eşdeğer bir cevap ile karşılanabilir. Eğer onlar size saldırırlarsa, denk bir misilleme ile karşılık verebilirsiniz. Siz TANRI’yı gözetin ve bilin ki TANRI doğrularla beraberdir.
[2:195] TANRI uğrunda harcayın; kendinizi, kendi ellerinizle yıkıma uğratmayın.
Hayırsever olun; TANRI hayırseverleri sever.
Kutsal Hac ve ‘Umre Yolculuğu*
[2:196] TANRI için Hac ve ‘Umre’nin tüm ritüellerine riayet edin. Eğer engellenirseniz bir kurban gönderin ve kurbanınız yerine ulaşıncaya dek saçlarınızı tıraş etmeyin. Eğer hastaysanız veya kafa yaralanmasına maruz kalırsanız (ve saçınızı kesmek zorundaysanız) oruç tutarak veya bağış yaparak veya başka bir ibadet çeşidi ile kefaretini verin. Normal Hac sırasında, eğer ‘Umre ve Hac arasındaki ihram halini (kutsallığı) bozarsanız bir hayvan kurban etme sunusuyla kefaretini verin. Eğer buna güç yetiremiyorsanız Hac sırasında üç gün ve eve döndüğünüzde yedi gün—toplamda on gün—oruç tutun, Kutsal Mescit civarında yaşamıyor olmanız şartıyla. TANRI’yı gözetin ve bilin ki TANRI ceza uygulamada şiddetlidir.
Dört Hac Ayı
(Zilhicce, Muharrem, Safer & Rebiülevvel)
[2:197] Hac belirli
aylarda* yerine getirilmelidir. Kim Haccı yerine
getirmeye koyulursa, Hac boyunca cinsel birleşmeden, kötü
davranıştan ve tartışmalardan kaçınsın. Her ne iyilik yaparsanız TANRI onun
tamamen farkındadır. Yolculuk için kendinize azık hazırladığınız gibi, en iyi
azık doğruluktur. Beni gözetin, ey akıl sahipleri!
[2:198] Rabbinizden (ticaret vasıtasıyla) rızık aramakla hata yapmış olmazsınız. ‘Arafat’tan hep beraber akın ettiğinizde, (Müzdelife’nin) Kutsal Mekânında TANRI’yı anın. Size rehberlik ettiği için O’nu anın; bundan önce doğru yoldan sapmıştınız.
[2:199] Akın eden insanların geri kalanıyla birlikte hep beraber akın edin ve TANRI’dan bağışlanma dileyin. TANRI Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
[2:200] Ritüellerinizi
tamamladığınızda, kendi atalarınızı andığınız gibi veya hatta daha da iyi bir
şekilde TANRI’yı anmaya devam edin. Bazı insanlar
“Rabbimiz! Bize bu dünyadan ver” derler, oysa onların Ahirette hiçbir payları
yoktur.
[2:201] Başkaları, “Rabbimiz! Bize
bu dünyada da doğruluk bahşet, Ahirette de doğruluk bahşet ve bizi Cehennem
azabından koru” derler.
[2:202] Bunlardan her biri kazanmış oldukları payı alacaklardır. TANRI hesap görmede en etkili olandır.
Mina: Haccın Son Ritüelleri
[2:203] TANRI’yı (Mina’da) sayılı günlerde anın; doğruluk muhafaza edildiği sürece, her kim iki gün içinde bunu yapmak için acele ederse günah işlemiş olmaz ve kim daha uzun süre kalırsa o da günah işlemiş olmaz. TANRI’yı gözetin ve bilin ki O’nun huzurunda toplanacaksınız.
Görünüşler Aldatıcı Olabilir
[2:204] İnsanlar arasından kimisi, bu hayatla alakalı konuşmalarıyla seni etkileyebilir ve hatta en içteki düşüncelerine TANRI’yı şahit tutabilir, oysa o en azılı bir düşmandır.
[2:205] Ayrılır ayrılmaz yeryüzünde
bozgunculuk yapar, malı-mülkü ve yaşamları tahrip eder. TANRI bozgunculuğu
sevmez.
[2:206] Kendisine “TANRI’yı gözet” denildiğinde kibirle hiddetlenir. Sonuç olarak, onun tek kaderi Cehennemdir; ne kötü bir mesken.
[2:207] Sonra bir de hayatlarını TANRI’ya hizmet etmeye adamış olanlar vardır; TANRI böylesi tapınan kimselere karşı şefkatlidir.
[2:208] Ey iman edenler! Tam teslimiyete sarılın; Şeytan’ın adımlarını takip etmeyin, çünkü o sizin en azılı düşmanınızdır.
[2:209] Size apaçık kanıtlar geldikten sonra geriye
dönerseniz, bilin ki TANRI Kudretlidir, En Bilge Olandır.
[2:210] TANRI’nın kendilerine meleklerle birlikte yoğun bulutlar içinde gelmesini mi bekliyorlar? Bu olduğunda bütün mesele sona erdirilecek ve her şey TANRI’ya döndürülecektir.*
Mucizeler Beraberinde Büyük Sorumluluk Getirir*
[2:211] İsrailoğullarına, kendilerine nice esaslı mucizeler gösterdiğimizi sor! TANRI tarafından kendilerine ihsan edilen nimetleri önemsemeyenler için TANRI cezalandırmada en şiddetli olandır.
İleriyi Görememe
[2:212] Bu dünya hayatı inkârcıların gözlerinde süslenmiştir ve onlar iman edenlerle alay ederler. Ancak, Diriliş Günü’nde doğru kimseler onlardan çok daha üstte olacaklardır. TANRI irade ettiği kişiyi sınırsız şekilde nimetlendirir.
Felaket Getiren Kıskançlık
[2:213] TANRI,
peygamberleri müjdeleyici ve aynı zamanda uyarıcı olarak gönderdiğinde,
insanlar eskiden tek bir topluluktu. Anlaşmazlıklarında insanlar arasında
hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçeği taşıyan kutsal yazıları da indirdi.
İronik bir şekilde, kutsal yazı almış olanlar, kendilerine apaçık kanıtlar
verilmesine rağmen her yeni kutsal yazıyı reddeden kişilerdi. Bu onlardaki kıskançlıktan
kaynaklanmaktadır. TANRI, Kendi iradesine uygun olarak
iman edenleri diğerlerinin tümü tarafından tartışılan gerçeğe
yönlendirir. TANRI, irade edene dosdoğru bir yolda
rehberlik eder.*
[2:214] Sizden öncekilere yapılana benzer testlere sokulmadan Cennete girmeyi mi umuyorsunuz? Onlar zorluk ve sıkıntı ile test edildiler ve sarsıldılar, ta ki elçi ve beraberindeki iman etmiş olanlar “TANRI’nın galibiyeti nerede kaldı?” diyene dek. TANRI’nın galibiyeti yakındır.
Bağış Alacak Olan Kimseler
[2:215] Onlar sana bağış yapma konusunda sorarlar: De ki, “Yaptığınız bağışlar ana-babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolculuk halindeki yabancılara gitsin.” Her ne hayır yaparsanız TANRI onun tamamen farkındadır.
İmanlılar: Nihai Galipler
[2:216] Hoşlanmadığınız halde savaş üzerinize zorunlu kılınabilir. Fakat siz, sizin için hayırlı olan bir şeyden hoşlanmayabilirsiniz ve sizin için şer olan bir şeyden de hoşlanabilirsiniz. TANRI bilir oysa siz bilmezsiniz.
Zulüm Kınanmıştır
[2:217] Sana Kutsal Aylar ve onlarda savaşmak hakkında sorarlar: De ki, “Onlarda savaşmak bir küfürdür. Ancak, TANRI yolundan alıkoymak, O’na ve Kutsal Mescidin mukaddesliğine imansızlık ve onun halkını çıkarmak TANRI katında daha büyük küfürdür. Zulüm de cinayetten daha kötüdür.” Yapabilirlerse sizi dininizden döndürmek için sizinle daima savaşacaklardır. Aranızdan dininden dönenler ve inkârcı olarak ölenler bu hayattaki ve Ahiretteki işlerini boşa çıkarmış olurlar. Bunlar, içinde sonsuza dek ikamet edecekleri Cehennemin sakinleridir.
[2:218] İman edenler ve göç edip TANRI uğrunda çaba sarf edenler TANRI’nın merhametini hak etmişlerdir. TANRI Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
Sarhoş Ediciler ve Kumar Haram Kılındı*
[2:219] Sana sarhoş ediciler ve
kumar hakkında sorarlar: De ki, “Onlarda büyük bir günah ve insanlar için bazı
faydalar vardır. Fakat günahkârlıkları faydalarına çok daha ağır basar.” Ayrıca
sana bağış olarak ne vereceklerini de sorarlar: De ki, “O Fazlalığı.” TANRI sizin
için vahiylerini bu şekilde açıklığa kavuşturur ki düşünesiniz,
[2:220] bu hayat üzerine de Ahiret üzerine de. Ve sana
yetimler hakkında da sorarlar: De ki, “Onları doğru kişiler olarak yetiştirmek
onlar için yapabileceğinizin en iyisidir. Mal-mülklerini kendi mal-mülkünüze
katarsanız onlara aile üyeleri gibi muamele edin.” TANRI doğru
kişileri de bilir kötü kişileri de. TANRI irade etmiş olsaydı
üzerinize daha sert kurallar yükleyebilirdi. TANRI Kudretlidir,
En Bilge Olandır.
Puta Tapanlarla Evlenmeyin
[2:221] Putperestlerle, onlar iman etmedikçe evlenmeyin; imanlı bir kadın putperest bir kadından daha hayırlıdır, kendisinden hoşlansanız bile. Putperest erkeklerle, onlar iman etmedikçe kızlarınızı evlendirmeyin. İmanlı bir erkek putperest bir erkekten daha hayırlıdır, kendisinden hoşlansanız bile. Bunlar Cehenneme davet ederler, TANRI ise irade ettiği gibi Cennete ve bağışlamaya davet eder. O, vahiylerini insanlar için açıklığa kavuşturur ki dikkate alsınlar.
Regl
[2:222] Sana regl hakkında
sorarlar: De ki, “O zararlıdır; regl hali boyunca kadınlarla cinsel birleşmeden
kaçının; onlar ondan kurtuluncaya dek onlara yaklaşmayın. Ondan
kurtulduklarında, TANRI tarafından tasarlandığı gibi
onlarla ilişkiye girebilirsiniz. TANRI tövbe
edenleri sever ve O, temiz olanları sever.”
[2:223] Kadınlarınız tohumlarınızın taşıyıcılarıdır. Bu nedenle, doğruluğu muhafaza ettiğiniz sürece bu ayrıcalığın istediğiniz gibi keyfini çıkarabilirsiniz. TANRI’yı gözetin ve O’nunla buluşacağınızı bilin. İmanlılara müjde ver.
Tanrı’nın Adını Boş Yere Ağzınıza Almayın
[2:224] Doğru ve dindar gözükebilmek veya insanlar arasında güvenilirlik kazanmak için rastgele yeminlerinize TANRI’nın adını alet etmeyin. TANRI İşitendir, Bilendir.
[2:225] TANRI sizi kasıtsız yeminlerin söylenişinden sorumlu tutmaz; O sizi en içteki niyetlerinizden sorumlu tutar. TANRI Bağışlayıcıdır, Hoşgörülüdür.
Boşanma Yasaları
[2:226] Kadınlarını boşamaya niyet edenlerin (sakinleşmek için) dört ay beklemesi gerekir; eğer fikirlerini değiştirip uzlaşırlarsa o zaman TANRI Bağışlayıcıdır, Merhametlidir.
[2:227] Eğer boşanmayı gerçekleştirirlerse o zaman TANRI İşitendir, Bilendir.
[2:228] Boşanan kadınlar (başka
bir erkekle evlenmeden önce) üç regl dönemi beklesinler. Eğer TANRI’ya
ve Son Gün’e iman ediyorlarsa TANRI’nın rahimlerinde
yarattığını gizlemeleri onlar için helal değildir. (Gebelik
durumunda) kocanın arzuları eşinin arzularının yerini alır, eğer
kadınla tekrar evlenmek istiyorsa. Kadınların eşit derecede hakları olduğu
kadar yükümlülükleri de vardır. Buna mukabil, (gebelik
durumunda) erkeğin arzuları üstün gelir. TANRI Kudretlidir,
En Bilge Olandır.
[2:229] Boşanma iki kez geri çekilebilir.
Boşanan kadının barış içerisinde aynı evde yaşamasına veya barış içerisinde
evden ayrılmasına izin verilsin. Kocanın, kadına vermiş olduğu şeyleri geri
alması helal değildir. Bununla birlikte, çift, TANRI’nın
yasasını ihlal edebileceklerinden korkabilir. Eğer TANRI’nın
yasasını ihlal edebileceklerine yönelik bir korku varsa, kadın neyi tercih edip
kendi isteğiyle geri verirse onlar hiçbir hata işlemiş olmazlar. Bunlar TANRI’nın
yasalarıdır; onları ihlal etmeyin. TANRI’nın yasalarını
ihlal edenler haksızdırlar.
[2:230] Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, kadın başka bir erkekle evlenip sonra evlendiği o erkek kadını boşamadıkça, aynı kadınla tekrar evlenmesi onun için helal değildir. İlk koca, bunun ardından, TANRI’nın yasalarını gözettikleri sürece onunla yeniden evlenebilir. Bunlar TANRI’nın yasalarıdır; O onları bilen insanlar için açıklar.
Boşanmış Kimseleri Sokağa Atmayın
[2:231] Eğer kadınları boşarsanız,
geçiş dönemlerini (üç regl dönemini) tamamladıklarında barış
içerisinde aynı evde yaşamalarına veya barış içerisinde ayrılmalarına izin
verin. Bir intikam olarak, kendi iradeleri dışında onları kalmaya zorlamayın.
Bunu yapan kendi ruhuna kötülük etmiş olur. TANRI’nın
vahiylerini hafife almayın. TANRI’nın size olan
nimetlerini ve sizi aydınlatmak için size kutsal yazıyı ve bilgeliği
indirdiğini hatırlayın. TANRI’yı gözetin ve bilin
ki TANRI her şeyin farkındadır.
[2:232] Kadınları boşarsanız, geçiş dönemlerini
tamamladıklarında, eğer barış içerisinde uzlaşırlarsa kocalarıyla tekrar
evlenmelerini engellemeyin. Sizden TANRI’ya
ve Son Gün’e iman edenler buna dikkat etsin. Bu sizin için daha nezih ve daha
doğrudur. TANRI bilir, oysa siz
bilmezsiniz.
[2:233] Boşanmış anneler, eğer baba da öyle arzu ederse iki sene boyunca bebeklerini emzirsin. Baba, annenin yiyeceğini ve kıyafetini adil bir şekilde temin etsin. Hiç kimseye kapasitesinin üstünde yük yüklenmesin. Anne bebeği yüzünden zarar görmesin, baba da bebeğinden dolayı zarar görmesin. (Eğer baba ölürse) bu sorumlulukları mirasçısı üstlensin. Bebeğin ana-babası istişarede bulunduktan sonra karşılıklı olarak sütten kesmek için uzlaşırlarsa, böyle bir şey yapmakla bir hata işlemiş olmazlar. Kendilerine adil bir şekilde ödeme yaptığınız sürece sütanne tutmakla da bir hata işlemiş olmazsınız. TANRI’yı gözetin ve bilin ki TANRI yaptığınız her şeyi Görendir.
Evlilik Öncesi Geçiş Dönemlerini Gözetin
[2:234] Ölüp de geride eşler bırakanlar var ya, onların dul bıraktıkları (tekrar evlenmeden önce) dört ay on gün beklesin. Geçiş dönemlerini tamamladıklarında, yapmayı arzu ettikleri doğru işleri yapmalarına izin vererek bir hata işlemiş olmazsınız. TANRI yaptığınız her şeyden tamamen Haberdardır.
[2:235] O kadınları nişanladığınızı duyurmakla veya gizli tutmakla günah işlemiş olmazsınız. TANRI onlar hakkında düşüneceğiniz şeyleri bilir. Onlarla görüşüp konuşacak meşru bir şeyiniz olmadığı sürece onlarla gizlice buluşmayın. Geçiş süreleri doluncaya kadar da evliliği cinsel yolla tamamına erdirmeyin. Bilmelisiniz ki TANRI sizin en içteki düşüncelerinizi bilir, O’nu gözetin. Bilmelisiniz ki TANRI Bağışlayıcıdır, Hoşgörülüdür.
Nişanı Bozmak
[2:236] Kadınlara dokunmadan ve onlar için mehir belirlemeden önce onları boşamakla bir hata işlemiş olmazsınız. Bu durumda, onlara adil bir tazminat—zengin gücü yettiği kadar ve fakir gücü yettiği kadar—ödeyin. Bu, doğrular üzerine bir görevdir.
[2:237] Fakat onlar için mehir belirledikten sonra eğer onlara dokunmadan onları boşarsanız, onlar gönüllü olarak haklarından vazgeçmediği veya boşanmanın ortaya çıkmasından sorumlu olan taraf mehirden vazgeçmeyi tercih etmediği sürece, tazminat mehrin yarısı olsun. Vazgeçmek doğruluğa daha yakındır. Aranızdaki dostane ilişkileri sürdürün. TANRI yaptığınız her şeyi Görendir.
İletişim Dualarını Yerine Getirin*
[2:238] İletişim Dualarını istikrarlı bir şekilde yerine getirin, özellikle de orta namazı ve kendinizi tamamen TANRI’ya adayın.
[2:239] Alışılagelmedik şartlar altında yürüyerek veya binek üzerinde de namaz kılabilirsiniz. Güvene kavuşur kavuşmaz TANRI’yı hiç bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi anın.
Dullar ve Boşanmış Kimseler İçin Nafaka
[2:240] Ölüp de geriye eşler
bırakanlar, aynı hanede kalmaları koşuluyla eşlerinin bir yıllık geçimlerinin
sağlanması için vasiyet bıraksınlar. Eğer ayrılırlarsa, doğruluk muhafaza
edildiği sürece onlara diledikleri şeyleri yapmaları için izin vererek günah
işlemiş olmazsınız. TANRI Kudretlidir, En Bilge
Olandır.
[2:241] Boşanmış kadınların geçimleri adil bir şekilde sağlansın. Bu, doğrular üzerine bir görevdir.
[2:242] TANRI size vahiylerini bu şekilde açıklar ki anlayasınız.
Tanrı Uğrunda Çaba Sarf Etmek
[2:243] Sayıları binlerce olduğu halde, ölüm korkusuyla
yurtlarını terk edenlere dikkat ettin mi? TANRI onlara “Ölün”
dedi, sonra da onları hayata döndürdü. TANRI insanlara lütfunu
bolca yağdırır, ancak insanların çoğu nankördür.
[2:244] TANRI uğrunda savaşın ve bilin ki TANRI İşitendir, Bilendir.
[2:245] Kim TANRI’ya,
kendisine kat kat çoğaltılarak ödenecek bir doğruluk borcu verir? TANRI’dır
rızık sağlayan da, esirgeyip vermeyen de ve siz O’na döndürüleceksiniz.
Saul*
[2:246] Musa’dan sonraki İsrail önderlerine dikkat ettin mi? Peygamberlerine, “Bize liderlik edecek bir kral atarsan TANRI uğrunda savaşacağız” dediler. Dedi ki “Sizin için savaş kararı verilirse sizin niyetiniz savaşmamak mı?” Dediler ki “Yurtlarımızdan ve evlatlarımızdan yoksun bırakılmışken neden TANRI uğrunda savaşmayalım?” Ancak onlar için savaş kararı verildiğinde birkaçı dışında yüz çevirdiler. TANRI haddi aşanların farkındadır.
Tanrı’nın Hikmetini Sorgulamak
[2:247] Peygamberleri onlara, “TANRI, kralınız olması için Talut’u (Saul’u) atadı” dedi. Dediler ki “Saltanata biz ondan daha layık olduğumuz halde nasıl olur da o bizim üzerimizde saltanata sahip olabilir; üstelik o zengin bile değil?” Dedi ki “TANRI onu üzerinize seçti ve onu bilgi ve vücut üstünlüğüyle kutsadı.” TANRI, saltanatını irade ettiği kişiye bahşeder. TANRI Cömerttir, Her Şeyi Bilendir.
Ahit Sandığı
[2:248] Peygamberleri onlara dedi ki “Onun saltanatının işareti sizin için Rabbinizden güvenceler ile Musa’nın ve Harun’un halkından kalıntılar getiren Ahit Sandığı’nın size geri döndürülmesidir. O, melekler tarafından taşınacaktır. Bu sizin için ikna edici bir işaret olmalıdır, eğer gerçekten imanlılar iseniz.”
Davut ve Golyat
[2:249] Saul bölüklerin komutasını aldığında dedi ki “TANRI bir
nehir vasıtasıyla sizi teste tabi tutuyor. Ondan içenler benden değildir,
sadece bir yudum dışında onu tatmayan kimseler bendendir.” Birkaçı dışında
onlar ondan içtiler. O, iman edenlerle birlikte nehri geçtiğinde onlar, “Şu an
Golyat ve birliklerine karşı koyacak gücümüz yok” dediler. TANRI ile
buluşacaklarının bilincinde olanlar dediler ki “Nice küçük ordu, TANRI’nın
izniyle büyük bir orduyu yenmiştir. TANRI, kararlılıkla sebat edenlerin yanındadır.”
[2:250] Golyat ve birlikleriyle karşılaştıklarında şöyle dua ettiler, “Rabbimiz! Bize kararlılık bahşet, adımlarımızı sağlam kıl ve inkâr eden insanlara karşı bizi destekle.”
[2:251] TANRI’nın izni ile onları yendiler ve Davut Golyat’ı öldürdü. TANRI ona saltanat ve bilgelik verdi ve ona irade ettiği kadar öğretti. TANRI’nın birtakım insanlara karşı başkalarını desteklemesi olmasaydı, yeryüzünde kaos olurdu. Fakat TANRI lütfunu insanlara yağdırır.
[2:252] Bunlar TANRI’nın
vahiyleridir. Biz onları senin* aracılığınla gerçek olarak okuyoruz, çünkü
sen elçilerden birisin.
Birçok Elçi / Tek Mesaj
[2:253] Bu elçiler; bazılarını bazılarından daha fazla
nimetlendirdik. Örneğin bir tanesiyle TANRI konuştu ve
bazılarını daha üst derecelere çıkardık. Ve Meryemoğlu İsa’ya esaslı mucizeler
verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. TANRI irade etmiş
olsaydı, kendilerine apaçık kanıtlar geldikten sonra onların takipçileri
birbirleri ile savaşmazlardı. Bunun yerine aralarında tartıştılar; bazıları
iman etti, bazıları inkâr etti. TANRI irade etmiş olsaydı
onlar savaşmayacaklardı. Her şey TANRI’nın iradesine göredir.
Şefaat Yoktur*
[2:254] Ey iman edenler! Hiçbir ticaretin, hiçbir adam kayırmanın ve hiçbir şefaatin olmadığı bir gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıklardan bağış yapın. İnkârcılar haksızdır.
[2:255] TANRI: O’nun yanında başka bir tanrı yoktur, Yaşayandır, Ebedidir. Asla
bir gaflet ve uyuklama anı tutmaz O’nu. O’na aittir göklerdeki her şey ve
yerdeki her şey. O’nun iradesine uygun olması dışında kim O’nun katında şefaat
edebilir? Onların geçmişini de bilir, geleceğini de. O’nun iradesi dışında hiç
kimse herhangi bir bilgiye erişemez. O’nun hâkimiyeti gökleri ve yeri
kuşatmıştır ve onları yönetmek O’na asla yük değildir. O, Yüceler Yücesidir,
Büyüktür.
Dinde Zorlama Yok
[2:256] Dinde zorlama olmaz: Doğru
yol yanlış yoldan artık ayrılmıştır. Şeytan’ı kınayan ve TANRI’ya
iman eden herkes en güçlü bağa tutunmuştur; asla kopmayan bir bağ. TANRI İşitendir,
Her Şeyi Bilendir.
[2:257] TANRI iman edenlerin Rabbidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların rableri ise putlarıdır: onlar da onları aydınlıktan karanlıklara çıkarır—bunlar Cehennemin sakinleri olacaklardır; içinde sonsuza dek kalacaklardır.
İbrahim’in Cesur Tartışması
[2:258] TANRI kendisine saltanat vermiş olmasına rağmen İbrahim ile Rabbi hakkında tartışan kişiye dikkat ettin mi? İbrahim, “Benim Rabbim yaşatır ve öldürür” dedi. O, “Ben de yaşatır ve öldürürüm” dedi. İbrahim, “TANRI Güneş’i doğudan getirir, sen onu batıdan getirebilir misin?” dedi. İnkârcı şaşkına döndü. TANRI kötülere rehberlik etmez.
Ölüm Hakkında Ders*
[2:259] Issız bir kasabadan geçen
ve “TANRI, ölümünden sonra bunu nasıl diriltebilir?” diye
merak eden kişinin üzerine düşün. Ardından TANRI onu
yüz yıllığına öldürdü, sonra da onu diriltti. “Burada ne kadar kaldın?” dedi.
“Bir gün veya günün bir parçası kadar buradaydım” dedi. O, “ Hayır! Sen yüz
yıldır buradaydın. Hatta yiyeceğine ve içeceğine bir baksana; bozulmamış.
Eşeğine bak—biz seni böylelikle insanlar için bir ders kıldık. Şimdi, kemikleri
nasıl inşa ettiğimize, sonra da onları nasıl etle örttüğümüze dikkat et” dedi.
Olanları fark ettiğinde dedi ki “Artık TANRI’nın Her Şeye
Gücü Yeten olduğunu biliyorum.”
Her İmanlı Tatmin Olmaya İhtiyaç Duyar
[2:260] İbrahim dedi ki, “Rabbim!
Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster.” O dedi ki, “İnanmıyor musun?” O, “Evet
ama kalbimi tatmin etmek istiyorum” dedi. Dedi ki “Dört kuş al, ayırt edici
özelliklerini incele, her kuştan bir parçayı bir tepenin başına koy, sonra
onları kendine çağır. Onlar çabucak sana geleceklerdir. Bilmelisin ki TANRI Kudretlidir,
En Bilge Olandır.”
En İyi Yatırım
[2:261] TANRI uğrunda paralarını harcayanların örneği, her başağında yüz danenin bulunduğu yedi başak bitiren bir dane gibidir. TANRI irade ettiği kişi için bunu kat kat çoğaltır. TANRI Cömerttir, Bilendir.
[2:262] TANRI uğrunda paralarını harcayıp ardından aşağılamak veya incitmek suretiyle bağışlarının peşine düşmeyenler, mükâfatlarını Rablerinden alacaklardır; onların korkacakları hiçbir şey yoktur, onlar üzülmeyecekler de.
[2:263] Güzel sözler ve şefkat, peşinden aşağılamanın geldiği bir bağıştan daha iyidir. TANRI Zengindir, Hoşgörülüdür.
[2:264] Ey iman edenler! Başa kakarak ve aşağılayıp acı çektirerek, tıpkı TANRI’yı ve Son Gün’ü inkâr ettiği halde parasını gösteriş için harcayan kişi gibi bağışlarınızı geçersiz hale getirmeyin. O kimsenin örneği, ince bir toprak tabakasıyla kaplı bir kaya gibidir; şiddetli bir yağmur yağar yağmaz toprağı aşındırıp onu işe yaramaz bir kaya olarak bırakır. Onlar çabalarından hiçbir şey kazanamazlar. TANRI inkâr eden insanlara rehberlik etmez.
Bağış
[2:265] Paralarını TANRI’nın hoşnutluğunu aramak için samimi bir inançla verenlerin örneği, yüksek verimli toprak üstündeki bir bahçeye benzer; şiddetli yağmur yağdığında iki kat fazla ürün verir. Şiddetli yağmur yoksa bir çiseleme yeterli olacaktır. TANRI yaptığınız her şeyi Görendir.
[2:266] Sizden biri arzu eder mi ki, hurma
ağaçları ve üzümlerin olduğu, içinden ırmakların aktığı ve bol ürünleri olan
bir bahçeye sahip olup, sonra yaşlandığı sırada ve çocukları hala ona bağımlı
iken ateşli bir kasırga gelip bahçesini yakıp yok etsin? TANRI sizin
için vahiylerini bu şekilde açıklığa kavuşturur ki düşünesiniz.
Ne Vermeli
[2:267] Ey iman edenler! Kazandığınız
iyi şeylerden ve yeryüzünden sizin için üretmiş olduklarımızdan bağış yapın.
Onlardan, kendiniz için gözü kapalı kabul etmeyeceğiniz kötü şeyi seçip
ayırmayın. Bilmelisiniz ki TANRI Zengindir, Övgüye Layık
Olandır.
[2:268] Şeytan size fakirliği vadedip kötülük işlemenizi emreder, oysa TANRI size Kendisinden bağışlanma ve lütuf vadeder. TANRI Cömerttir, Her Şeyi Bilendir.
Bilgelik: Büyük Bir Hazine
[2:269] O, seçtiği kimseye bilgelik ihsan eder ve kim bilgeliğe erişirse büyük bir ihsana erişmiştir. Sadece akıl sahipleri dikkate alacaktır.
İsimsiz Bağış Daha İyidir
[2:270] Yaptığınız herhangi bir bağış olsun veya yerine getireceğiniz bir hayır sözü olsun, TANRI bunların tamamen farkındadır. Kötü kimselere gelince, onların hiçbir yardımcısı olmayacaktır.
[2:271] Eğer bağışlarınızı
duyurursanız onlar hâlâ güzeldir. Fakat onları isimsiz tutarsanız ve fakirlere
verirseniz bu sizin için daha da güzeldir ve günahlarınızdan daha fazlasını
örter. TANRI, yaptığınız her şeyden tamamen
Haberdardır.
Tanrı Tek Rehberlik Edendir
[2:272] Sen kimseye rehberlik etmekten sorumlu değilsin. TANRI (rehberlik edilmesi için) kimi seçerse ona rehberlik eden tek kişidir. Her ne bağış yaparsanız kendi iyiliğiniz içindir. Her ne bağış yaparsanız TANRI uğrunda olmalıdır. Her ne bağış yaparsanız en ufak haksızlık yapılmaksızın size geri ödenecektir.
[2:273] Bağışlar, TANRI uğrunda sıkıntı çeken ancak göç edemeyen fakir kimselere gitsin. Haberi olmayanlar, ağırbaşlılıklarından ötürü onları zengin zannedebilirler. Fakat sen onları belli işaretlerle tanıyabilirsin; onlar insanlardan asla ısrarla dilenmezler. Her ne bağış yaparsanız TANRI onun tamamen farkındadır.
[2:274] Gece ve gündüz, gizlice ve açıktan bağış yapanlar mükâfatlarını Rablerinden alırlar; onların korkacakları hiçbir şey olmayacaktır, onlar üzülmeyecekler de.
Tefecilik Haram Kılındı*
[2:275] Aşırı yüksek faiz talep edenler, şeytanın tesiri
ile kontrol altına alınmış olan kimselerle aynı konumdadırlar. Bunun nedeni
tefeciliğin ticaretle aynı olduğunu iddia etmeleridir. Oysaki TANRI ticarete
izin verir, tefeciliği haram kılar. Böylece her kim Rabbinden olan bu buyruğu
dikkate alırsa ve tefecilikten kaçınırsa geçmiş kazancını tutabilir ve onun
yargılanması TANRI’ya kalmıştır. Tefecilikte ısrar edenlere
gelince, sonsuza dek içinde kalacakları Cehennemi üzerlerine çekerler.
[2:276] TANRI tefeciliği kınar ve bağışları bereketlendirir. TANRI hiçbir günahkâr inkârcıyı sevmez.
İlahi Garanti
[2:277] İman edip doğru bir hayat sürenler, İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirenler ve zorunlu bağışı (Zekâtı) verenler mükâfatlarını Rablerinden alırlar; onların korkacakları hiçbir şey olmayacaktır, onlar üzülmeyecekler de.
[2:278] Ey iman edenler! TANRI’yı gözetin ve tefeciliğin her türünden kaçının, eğer imanlılar iseniz.
[2:279] Eğer yapmazsanız, o zaman TANRI’dan ve elçisinden bir savaş bekleyin. Fakat eğer tövbe ederseniz anaparanızı tutabilirsiniz, haksızlık etmeden veya haksızlığa uğramadan.
[2:280] Borçlu kişi ödeme yapamıyorsa daha uygun bir zaman için bekleyin. Borcu bağış olarak bırakırsanız bu sizin için daha iyi olurdu, bir bilseydiniz.
[2:281] TANRI’ya döndürüleceğiniz günden sakının, herkese yaptığının karşılığı en ufak
bir haksızlık olmaksızın ödenir.
Finansal İşlemleri Kaydedin
[2:282] Ey iman edenler! Herhangi bir süre için bir borç
alıp verdiğinizde onu kâğıda dökün. Yazma işlemini tarafsız bir kâtip yapsın.
Kâtip bu hizmeti TANRI’nın öğretilerine uygun şekilde yerine
getirmekten imtina etmesin. O yazarken borç alan da şartları söyleyip
yazdırsın. Rabbi TANRI’yı gözetsin ve asla aldatmasın. Borcu alan
kişi, zihinsel açıdan yetersiz ya da çaresiz ise veya söyleyip yazdıramıyorsa,
velisi adil bir şekilde yazdırsın. İki erkek şahitlik etsin; eğer iki erkek
yoksa bir erkek ve şahitliği herkes tarafından kabul edilen iki
kadın.* Böylelikle, eğer bir kadın etki altında kalırsa diğeri ona
hatırlatacaktır. Şahitler bunu yapmak için çağrıldığında tanıklık etmeleri
zorunludur. Ne kadar uzun olursa olsun; ayrıntıları, geri ödeme zamanı da dâhil
olmak üzere yazmaktan üşenmeyin. Bu, TANRI nazarında
adaletlidir, daha iyi bir şahitliği güvence altına alır ve sizde olabilecek tüm
şüpheleri ortadan kaldırır. Peşin yürüttüğünüz ticari işlemleri kayıt altına
almayabilirsiniz, fakat onlara da şahit olunmasını sağlayın. Hizmetlerinden
dolayı hiçbir kâtip ya da şahit zarar görmesin. Eğer onlara zarar verirseniz
sizin açınızdan kötülük olur. TANRI’yı gözetin, TANRI size
öğretecektir. TANRI Her Şeyi Bilendir.
[2:283] Seyahat ediyorsanız ve hiçbir kâtip yoksa geri ödemeyi garantilemek için bir senet gönderilsin. Eğer birine bu şekilde güveniliyorsa o kişi senedi vadesi dolduğunda geri göndersin ve Rabbi olan TANRI’yı gözetsin. Şahit olduklarınızı gizli tutmak suretiyle hiçbir tanıklığı saklamayın. Kim bir tanıklığı saklarsa kalben günahkârdır. TANRI yaptığınız her şeyin tamamen farkındadır.
[2:284] TANRI’ya
aittir göklerdeki ve yerdeki her şey. En içteki düşüncelerinizi ister açığa
vurun, ister gizli tutun, TANRI sizi onlardan sorumlu tutar.
O, irade ettiği kişiyi bağışlar, irade ettiği kişiyi cezalandırır. TANRI Her
Şeye Gücü Yetendir.
Tanrı’nın Elçileri Arasında Hiçbir Ayrım Yapmayın
[2:285] Elçi, Rabbinden kendisine
indirilene iman etti ve imanlılar da öyle yaptılar. Onlar TANRI’ya,
meleklerine, kutsal yazısına ve elçilerine iman ederler: “O’nun elçilerinden
hiçbiri arasında ayrım yapmayız.” Onlar derler ki “İşitiyoruz ve itaat
ediyoruz.* Bizi bağışla Rabbimiz, Sanadır nihai varış.”
[2:286] TANRI bir ruha asla imkânlarının ötesinde yük yüklemez: Kendi kredisinedir
kazandığı şey ve aleyhinedir işlediği şey. “Rabbimiz! Unutursak veya hatalar
yaparsak bizi kınama. Rabbimiz! Ve bizden öncekilerin yapmış olduğu gibi Sana
karşı küfre düşmekten bizi koru. Rabbimiz! Tövbe etmemiz için çok geç olana dek
bizi günah işlemekten koru. Bizi affet ve bizi bağışla. Sensin bizim Sahibimiz
ve Efendimiz. İnkâr eden insanlara karşı bize galibiyet bahşet.”