Ek 17 - Ölüm
Ölüm çoğu insan için büyük bir gizemdir. Kuran
öğrencileri için öyle değil. Ölümün tıpkı uyumak gibi olduğunu öğreniyoruz;
rüyalarla tamamlanan (6:60, 40:46). Ölüm ve diriliş arasındaki süre bir gecelik
uyku gibi geçer (2:259; 6:60; 10:45; 16:21; 18:11, 18:19, 18:25; 30:55).
Ölüm
anında herkes kendi kaderini bilir; Cennet ya da Cehennem. İnkârcılar için ölüm
korkunç bir olaydır; melekler onların ruhlarını koparıp çıkarırlarken yüzlerine
ve arkalarına vururlar (8:50, 47:27, 79:1).
Kuran
sürekli olarak iki ölümden bahseder; ilk ölüm, Tanrı’nın mutlak otoritesi
konusunda bir duruş sergilemekte başarısız olduğumuz zaman gerçekleşti (Ek 7).
Bu ilk ölüm biz bu dünyaya doğana dek sürdü. İkinci ölüm ise bu dünyadaki
hayatımızı sonlandırır (2:28, 22:66, 40:11).
Not:
Aşağıdaki bölüm, United Submitters International’ın aylık bülteni olan Submitters
Perspective’nin Şubat 1990 tarihli sayısındaki ana makalenin bir
kopyasıdır. Bu sayı, Aralık 1989’da vaktinden önce tamamlandı ve postalandı.
Dr. Halife 31 Ocak 1990’da şehit edildi ve ruhu direkt Cennete alındı.
Doğrular
Gerçekte Ölmezler
Onlar Direkt Cennete Giderler
İman edip doğruluğa çalışanlara, akan nehirleri
olan bahçelere sahip olacaklarının müjdesini ver. Oradaki ürünlerden rızıklar
sunulduğunda “Bu bize geçmişte verilendir” diyecekler. Kendilerine benzer
rızıklar verilecek ve orada tertemiz eşlere sahip olacaklardır. Sonsuza dek
orada kalacaklar. (2:25) | |
Tanrı uğrunda öldürülenlerin ölü olduğunu
sanmayın; onlar Rablerinin katında diri olup rızıklandırılmaktadırlar. (3:169) | |
Tanrı
uğrunda öldürülenlere “Onlar ölüdürler” DEMEYİN. Çünkü onlar diridirler fakat siz
algılamazsınız. | |
Ey
iman edenler! Sizi hayatta tutan şeye davet ettiğinde Tanrı’ya ve elçiye yanıt
verin.
(8:24) | |
Tanrı uğrunda göç edip sonra öldürülenler veya
ölenler var ya, Tanrı kesinlikle onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. (22:58) | |
Orada ilk ölümün ötesinde ölüm tatmazlar ve
Tanrı onları Cehennem azabından korur. (44:56) | |
Ona “Cennete
gir” denildi. O da dedi ki “Keşke (yeryüzündeki) halkım bilseydi Rabbimin beni
bağışladığını ve beni onurlu kıldığını.” (36:26-27) |
3:81 ve 46:9’da belirtildiği gibi, Tanrı’nın Antlaşma Elçisi yeni bir şey getirmez; aldığım ve size aktardığım her şey zaten Kuran’dadır. Bununla birlikte, Kuran, Yüce Tanrı tarafından belirli bir zamanda vahiy için tutulan bilgilerle doludur. Şimdi yukarıda gösterilen ayetlere bakmanın ve harika haberi öğrenmenin zamanı geldi: DOĞRULAR ÖLMEZLER; onların hayatları bu dünya üzerinde önceden belirlenmiş olan sona geldiğinde, ölüm meleği onları sadece dünyevi bedenlerini terk etmeye ve bir zamanlar Âdem ve Havva’nın yaşadığı aynı Cennet olan Cennete gitmeye davet ederler. Cennet, Âdem ve Havva’dan beri var olmuştur.
89:27-30’dan, Tanrı’nın imanlıların ruhlarını
davet ettiğini öğreniyoruz: “Cennetime Girin.”
BENİM
KENDİ TECRÜBEM
Tanrı’nın
peygamberlerle olan antlaşması 3:81 uyarınca yerine getirildiğinde, doğruların
ŞU AN yaşadığı (4:69) Cennete götürüldüm. Vücudum burada yeryüzündeyken, ben
Âdem & Havva’nın olduğu aynı Cennetteydim.
İNKÂRCILAR
İnkârcılara
gelince, onlar ölüm anında Cehennemliik olduklarını bilirler.
Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vururlar (8:50 & 47:27), ruhlarını
çıkarmalarını emrederler (6:93), sonra da “ruhlarını koparırlar” (79:1). Kuran
bizlere inkârcıların 2 ölümden geçeceğini öğretir (2:28 & 40:11). Onlar
öldürüleceklerdir — Yargı Günü’ne kadar süren sürekli bir kâbus içinde,
gece gündüz Cehennemi seyrettikleri bir hiçlik hali (40:46). Cehennem henüz var
olmamıştır (40:46, 89:23).
Elbette Doğrular Göçerler
Söz konusu yeryüzündeki insanlar
olduğunda, doğrular “ölürler.” İnsanlar doğruların sadece bedenlerini terk
ettiklerini ve Cennete devam ettiklerini fark etmezler. Yukarıda gösterilen
ayetler kendi kendini açıklayıcıdır. Onlar bize doğruların sadece bir kez
öldüğünü söylüyor — büyük kavganın bir sonucu olarak zaten tecrübe
ettiğimiz tek ölüm (38:69). Arkadaş ve akrabaları hala dünyada yaşarken
doğruların Cennete gittiğine dair en iyi delili 36:26-36:27’de görüyoruz.
Hawaii’ye gidip bizi orada beklemek gibi. Ayrıca 16:32 & 6:60-62’ye de
bakınız.