
10.10.2025 – Cuma Hutbesi – Tanrı’nın Rızası için ‘Hayır’ Diyebilmek

ELHAMDÜLİLLAH. LÂ İLÂHE İLLA ALLAH
Tanrı’ya övgüler olsun. Tanrı’dan başka tanrı yoktur.
Bugünkü hutbeye Özdemir Asaf’ın bir şiiriyle başlamak istiyorum. Şiirin adı “Bugün ve bugün”
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz
Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.
Kaç yaşındasınız bilmiyorum kardeşlerim. Ama yaş ilerledikçe daha net algıladığımız bir gerçek var. Şiirde de söylendiği gibi “öyle çabuk geçiyor ki günler”. Biz istesek de istemesek de her geçen gün, ölüme (ya da biz teslim olanlar için ahirete) biraz daha yaklaştırıyor bizi.
Genel anlamda baktığımızda insanların ölüme yaklaştıkça daha da dünya hayatına meylettiğini görüyoruz. Yine şiirin son mısralarında gördüğümüz gibi “Yarın yok ki” gibi bir mantıkla yapabileceği her şeyi yapmaya, malı kendisini ölümsüz hale getirecekmişçesine mal biriktirmeye, istiflemeye başlıyor insanoğlu. Ama ne yaparsa yapsın hiçbir şey onu ölümsüz hale getirmiyor. Hatta dünyanın arkasından koşmaya devam ettikçe mutsuzluk peşini bırakmıyor.
Bizler artık mutluluğun sırrını keşfetmiş çok şanslı azınlık arasında yer alıyoruz. Biliyoruz ki mutluluk, beslenmiş ve gelişmiş bir ruha sahip olabilmekle mümkündür. Bu gerçekten yola çıkarak bizler için önemli olan ne kadar yaşadığımız değil yaşadığımız bu zaman diliminde ne kadar ruhumuzu geliştirdiğimiz oluyor.
Bildiğimiz üzere bu dünya hayatı ahiretle karşılaştırıldığında sıfırdır. Ahiret hayatına geçildiğinde dünyada “bir gün veya bir günden daha az” kalınmış gibi hissedileceği aşağıdaki ayetlerde açıklanıyor.
[23:112] Dedi ki “Yeryüzünde ne kadar süre kaldınız? Kaç yıl?”
[23:113] “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık. Sayanlara sor” dediler.
[23:114] Dedi ki “Aslında sadece kısa bir geçiş dönemi kaldınız, keşke bilseydiniz.
Ancak Rabbimiz bu kısacık sürede bizlere ruhumuzu geliştirmemiz için yol ve yöntemler sunuyor. Neler “yapmamız” gerektiğini hepimiz artık çok iyi biliyoruz. Ben ikinci hutbede neler “yapmamamız” gerektiğine odaklanmak istiyorum. Öncelikle tövbe edip hayatımıza beyaz bir sayfa açalım. Yapmamız ve yapmamamız gerekenleri bu beyaz sayfa üzerine yazalım inşallah.
TUUBU İLA ALLAH
ELHAMDÜLİLLAH. LÂ İLÂHE İLLA ALLAH
Tanrı’ya övgüler olsun. Tanrı’dan başka tanrı yoktur.
Hepimiz ruhumuzu geliştirmek için
– sabah ilk iş olarak Rabbimizi anmamız,
– beş vakit iletişim namazlarını yerine getirmemiz,
– sahip olduklarımız için şükretmemiz,
– Tanrı’yı sık sık anmamız ve yüceltmemiz,
– Ramazanda orucumuzu tutmamız,
– gelir elde edince zekat vermemiz,
– zamanı gelince hacca gitmemiz,
– doğruluğu muhafaza etmemiz
– ve daha birçok şeyi yapmamız gerektiğini biliyoruz.
Peki yapmamamız gerekenler??
Öncelikle “la” ile başlayan bir ifadeyle dinimizi ifade ettiğimizi aklımızdan çıkarmamamak gerekir. Biz en başından “la ilahe illallah” yani “Tanrı’dan başka tanrıya HAYIR” diyoruz. Bu bakış açısıyla dinimizi yaşamamıza engel olacak her şeye de “LA” yani “HAYIR” diyebilmemiz önceliğimizi oluşturuyor. Mesela…
– eş, anne, evlat, iş insanı gibi rollere kendinizi fazlasıyla kaptırmayıp “benim asli rolüm Tanrı’ya kul olmak. Bizi Tanrı’dan uzaklaştıracak her şeye “HAYIR” diyebiliyor musunuz?
– minik bir yalan söylediğinizde kurtulabileceğinizi düşündüğünüz bir durumda Allah rızası için bu yalana “HAYIR” diyebiliyor musunuz?
– bir işi almak için araya adam koyduğunuzda çok daha kolay olacağını düşündüğünüz halde sadece Tanrı’ya bel bağlamanız gerektiğini hatırlayıp araya birilerini koymaya “HAYIR” diyebiliyor musunuz?
– nefsinizin cimriliğine “HAYIR” deyip elinizdekini aşırıya kaçmadan paylaşabiliyor musunuz?
– en yakınınızın lehine de olsa yalancı şahitliğe “HAYIR” diyebiliyor musunuz?
– karşı cinsten çok çekici biriyle karşılaştığınızda gözlerini muhafaza edip zinaya yaklaşmaya bile “HAYIR” diyebiliyor musunuz?
– arkadaşlarınız sohbet ortamında hak ettiğini düşündüğünüz biri hakkında dedikodu yapıyor. Buna “HAYIR” diyebiliyor musunuz?
– anlamsız televizyon programlarına, bilgisayar oyunlarına, sosyal medya gezintilerine “HAYIR” deyip yerine Rabbinize ibadeti koyabiliyor musunuz?
Örnekleri kendiniz zihninizde daha da çoğaltabilirsiniz kardeşlerim. Ben yalnızca birkaç tanesi ile yalnızca yaptıklarımız değil yapmamayı tercih ettiklerimizle de Rabbimize kullukta yarışmamız gerektiğini hatırlatmak istedim. Hem yaptıklarımız hem de yapmadıklarımızla mükemmel kullar olmak dileğiyle…
Namaz kılalım
EKİMUS SALAT
Hutbe: Özge
Son yorumlar