19.09.2025 – Cuma Hutbesi – Korkuyla Değil, Rahmetle

Elhamdülillah, Tanrı’ya övgüler olsun.
Eşhedü en la ilahe illa Allah, vahdehu la şerike leh.
Tanıklık ederiz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı yoktur.
Kardeşlerim,
Bugün sizleri bir çağrıyla karşılıyorum:
En lütufkâr ve en merhametli olan Tanrı’nın adıyla yaşamak…
Bu sadece bir cümle değil, bir duruş, bir yön tayini, bir bilinç beyanıdır.
Bismillahirrahmanirrahim deriz ya,
En lütufkâr ve en merhametli olan Tanrı’nın adıyla
Ama peki, neden Tanrı her şeyin başına bu ifadeyi koyar?
Çünkü Tanrı, bu kitabı bize bir tehditle değil, rahmetle indirmiştir.
[20:2] Biz sana Kuran’ı, sana herhangi bir zorluk çıkarsın diye vahyetmedik.
[7:156] “Ve bizim için bu dünyada da Ahirette de doğruluğu karara bağla. Biz Sana tövbe ettik.” Dedi ki “Benim azabım kimi irade edersem onun başına gelir. Fakat rahmetim her şeyi kuşatır. Bununla birlikte, Ben onu şu kimselere has kılacağım: (1) doğru bir hayat sürenler, (2) zorunlu bağışı (Zekâtı) verenler, (3) vahiylerimize iman edenler ve
[7:157] “(4) kendi Tevrat ve İncillerinde* yazılı buldukları, kitap ehli olmayan peygamber (Muhammed) elçiyi takip edenler. O onları doğru olmaya teşvik eder, kötüden meneder, onlar için tüm güzel yiyecekleri helal kılar ve kötü olanı haram kılar, onlara yüklenen yükleri ve vurulan prangaları kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı duyanlar, onu destekleyenler ve onunla gelen ışığı takip edenler başarılı olanlardır.”
Dikkat edin “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır.” diyor yüce Rabbimiz
Bu bize ne anlatır?
Tanrı, insanı en iyi tanıyandır. O bizim korkuyla değil, sevgiyle daha iyi öğrenip yön bulacağımızı bilendir.
Bugün modern psikoloji bile bunu teyit eder:
- Bir çocuğa bir davranışı zorla kabul ettirmeye çalışırsanız direnir.
- Ama anlayış ve sabırla yaklaşırsanız, çocuk kendi içsel dengesini bulur.
İşte Tanrı’nın yöntemi de budur:
Önce kendini tanıtır – Ben lütufkârım, ben merhametliyim.
Ve sonra ayetlerini sunar.
Her bir “Besmele” aslında bize şunu fısıldar:
Ey kulum, bu işin başında Ben varım. Ve Ben sana kinle değil, rahmetle yaklaşıyorum. Kalbini aç, korkma.
Bakın kardeşlerim, her şeyiyle zalim bir sistemin içinde yaşıyoruz:
- Sözde hukuk adalet sağlamıyor.
- Zengin fakiri ezmeye devam ediyor.
- Güçlü olan haklı sayılıyor.
- Zayıf olanın sesi duyulmuyor.
Ama biz, Tanrı’nın sistemiyle yönümüzü bulduk. O sistemde en temel değer, rahmettir.
Bu yüzden biz her işimizde “Tanrı’nın adıyla” başlarız.
Çünkü biz bu zalim düzenin değil, rahmet düzeninin temsilcileriyiz.
Şimdi tövbe edelim, çünkü Rahmetin kapısı her zaman açıktır.
Tuubu ila Allah.
2. HUTBE
Elhamdülillah, Tanrı’ya övgüler olsun.
Eşhedü en la ilahe illa Allah, vahdehu la şerike leh.
Tanıklık ederiz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı yoktur.
Şimdi sizleri bir başka derinliğe götürmek istiyorum:
Ayetleri anlamanın yolu, Tanrı’nın merhamet sıfatını unutmamaktan geçer.
Kuran’da çok konuşulan bir ayet var: Nisâ 4:34
Bazı kimseler bu ayeti kullanarak kadınlara şiddeti meşrulaştırır. Oysaki ayetin arkasındaki ruhu görmezler.
Tanrı bu ayette bir dizilim sunar:
- Önce konuşun
- Sonra uzaklaşın
- En son, çok istisnai olarak uyarın
Ama hemen ardından da sınır çizer:
Eğer size itaat ederlerse, onlara karşı sınırı aşmanıza izin verilmemiştir. Yani Tanrı şiddeti meşrulaştırmaz, tam tersine şiddetin önünü kapatır.
Çünkü Tanrı, en lütufkâr ve en merhametli olandır.
Bu anlayışı başka ayetlerde de görürüz.
Cinayet ve affetmenin yolu
İdam Cezasının Caydırılması
[2:178] Ey iman edenler! Cinayet durumunda denklik sizin için hükme bağlanmış bir yasadır—hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın. Eğer bir kişi maktulün ailesi tarafından affedilirse, usule uygun olan, memnun edici bir karşılık vermektir ve adil bir tazminat ödenmelidir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bunun haricinde kim haddi aşarsa acı veren bir azabı üzerine çeker.
Tanrı der ki; Bu Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
Eğer maktulün ailesi affederse, idam kalkar. Tazminat öne çıkar.
Yani Tanrı burada hayatı korur.
Çünkü Tanrı’nın sistemi, intikam değil, barış kurmak üzerine inşa edilmiştir.
Umutsuzluğa düşenlere umut
Tanrı’nın Sonsuz Merhameti
[39:53] İlan et: “Ey sınırları aşmış olan kullarım! TANRI’nın merhametinden asla ümit kesmeyin. Çünkü TANRI tüm günahları bağışlar. O Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.”
Bu ayeti kalbimizin derinliğinde hissedelim.
Biz hata yaptıkça, içimizde suçluluk çoğalır.
Ama Tanrı, bizim içimize değil, özümüze bakar.
Şunu unutmayalım:
[6:54] Vahiylerimize iman edenler sana geldiklerinde de ki, “Selamun Aleykum (Size esenlik olsun). Rabbiniz merhametin Kendi niteliği olduğunu karara bağladı. Nitekim sizden kim cehaletten dolayı bir suç işler ve ondan sonra tövbe edip kendini düzeltirse, o zaman O Bağışlayandır, En Merhametli Olandır.”
“Rabbiniz kendilerine karşı şefkatli ve en merhametli olandır.”
Kardeşlerim,
Kuran’ı bir korku kitabı olarak değil, bir merhamet rehberi olarak okuyanlar kazanır.
Bizim görevimiz, bu ayetleri yaşamak ve yaşatmak.
Evimizde, eşimizle, çocuğumuzla, komşumuzla, toplumla…
Bizler, en lütufkâr ve en merhametli olan Tanrı’nın adını taşıyan bir topluluğuz.
[3:159] Onlara karşı şefkatli olman TANRI’dan bir rahmetti. Onlara karşı sert ve katı yürekli olsaydın seni terk ederlerdi. Bu nedenle onları affet, onlar için bağışlanma dile ve onlara danış. Bir karar verdiğinde planını yerine getir ve TANRI’ya güven. TANRI, Kendisine güvenenleri sever.
Şimdi gelin birlikte dua edelim:
Rabbimiz!
Kalplerimizi yumuşat.
Ayetlerini bize rahmetinle aç.
Bizleri affet.
Bizi rahmetin temsilcileri yap.
Öyle bir teslimiyet nasip et ki, biz de başkalarına merhametle yaklaşabilelim.
Namaz kılalım.
Eqim El-Salat
Hutbe: Erdal
Son yorumlar