
11.07.2025 – Cuma Hutbesi

- HUTBE
ELHAMDÜLİLLAH VE EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLA ALLAH VAHDEHÛ LÂ ŞERİKE LEH.
Tanrı’ya övgüler olsun. Şahitlik ediyoruz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur; O tektir, ortağı yoktur.
Bu hayat, biz insan ırkına verilmiş olan; kendimizi günahımızdan kurtarmamız ve artık sağlam bir kararlılık ile Tanrı’nın mutlak otoritesini takdir etmemiz için üçüncü ve son şansımızdır.
(38:69 âyetinin dipnotu) – [38:69] “Daha önce, Yüce Toplum’daki kavga hakkında hiçbir bilgim yoktu – Yüce Toplum’daki kavga, Şeytan’ın Tanrı’nın mutlak otoritesine meydan okumasıyla tetiklendi. Bu, kesinlikle insan ırkının tarihindeki en önemli olaydır. Bizler Tanrı’nın mutlak otoritesi ile alakalı sağlam bir duruş sergileyemedik. Bu hayat, kendimizi günahın bedelinden kurtarmamız için üçüncü ve son şansımızdır.
Neden Üçüncü
Tanrı’nın iradesine mutlak bir şekilde bağlı kalmamız ve tek otorite olarak O’nu takdir etmemiz için Büyük Kavga’dan şimdiye kadar tam üç şansımız olmuştur;
- Büyük Kavga esnasında; Yüce Toplum’daki karışıklık ortaya çıktığında hiç tereddüt etmeden Tanrı’nın mutlak otoritesine bağlı kalabilmemiz gerekirdi, lâkin biz Şeytan’dan yana bir tavır sergiledik ve Tanrı’nın otoritesinin mutlaklığına dair şüphecilerden olduk. Bu şansı kaybettik.
- 33:72 âyetinde belirttiği üzere Tanrı, özgür iradeyi göklere, yere ve dağlara sundu; onlar reddetti ama biz insanlar, “Zaten onunla Tanrı’yı seçeceğiz” düşüncesine kapılarak egomuzu dinledik ve bu nedenle “haddi aşanlar”dan ve “cahiller”den olduk. Bununla birlikte En Lütufkâr ve En Merhametli olan, bu ikinci kararsız duruşumuzdan sonra dahi bizleri direkt olarak Krallık’tan tecrit etmek yerine bizi huzurunda toplayarak sadece Kendisinin Rabbimiz olduğuna dair bedenlerimize atanmadan önce ruhlarımızdan bir söz aldı – 7:172.
- Ve geldik şimdiki hayatımıza. Bu hayata Tanrı hakkında somut bir bilgi sahibi olmadan ama içgüdüsel bir yönelim ile (7:172) gönderildik ve özgür irademizi kullanarak Tanrı’yı artık mutlak bir şekilde takdir edip edemeyeceğimiz konusundaki bir teste tabî tutulduk (67:1-2; 29:2). Bu hayat, bizlerin “putlar”dan ve “ego”dan tamamen sıyrılabilmek ve Tanrı’nın Krallığına dönmek için bize verilen son şanstır.
Tanrı’nın Filtreleme Sistemi ve Sonsuz Cehennem
2:30 âyetinden görüyoruz ki melekler, bu ilk günah yüzünden tüm ruhların cennetten kovulması adına Tanrı’dan bir istekte bulunurken Tanrı, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” şeklinde cevap verdi. Tanrı, hangi ruhların Krallık’ta kalması gerektiğini ve hangi ruhların Krallık’tan kovulması gerektiğini kesin olarak biliyordu. Bu ruhların açık bir şekilde ilan edilmesi için ise Rabbimiz, az önce değindiğimiz gibi ruhlara tam üç şans verdi. Her bir şansta başarılı olan grup ve başarısız olan grup iki farklı topluluk oluşturdu; ilk şansta başarılı olanlar melekleri ve başarısız olanlar cin ve cin olmayan ruhları, ikinci şansta başarılı olanlar hayvanları, deforme çocukları, diğer canlıları vb. ve başarısız olanlar özgür irade sahibi insanı ve onların cin yoldaşlarını teşkil etti. Bunlardan farklı olarak üçüncü şansta başarısız olanlar için artık ayrı bir şans verilmeyecek; bu son şansında başarılı olanlar, diğer başarılı olanlarla birleşip “Cennet Sakinlerini” (10:26; 11:23) ve bu şansında da başarısızlığını sürdürenler, Krallık’tan tamamen menedilip “cehennem halkı”nı oluşturacaklardır (69:17; 89:23). Tanrı’nın bu filtreleme sistemi bizlere şunu açıkça gösterir ki cehenneme mahkûm olan bir ruhun oradan çıkmasının yolu yoktur çünkü oradakilerin kendilerini kurtarabilmesi için ayrıca bir fırsat onlara tanınmayacaktır ve En Merhametli Olan; kendimizi oradan kurtarmamız için bize üç defa şans tanımış, lâkin günahında ısrarcı olanlar, kendi iradeleriyle oraya gitmeyi; tüm şanslarında başarısız olmayı seçmişlerdir.
Tuubu ilâ Allah, Tanrı’ya tövbe edelim.
- HUTBE
ELHAMDÜLİLLAH VE EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLA ALLAH VAHDEHÛ LÂ ŞERİKE LEH.
Tanrı’ya övgüler olsun. Şahitlik ediyoruz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur; O tektir, ortağı yoktur.
Bir insanın bu üçüncü şansında başarılı olabilmesinin, yani kendisini tamamen günahından arındırıp kesin bir şekilde Tanrı’nın mutlak otoritesine teslim edebilmesinin yolu; o insanın tanrısının Mutlak olan Tanrı olmasıdır. Bunun metodu ise Tanrı’nın yanına yerleştirilmiş bütün putları (para, dinî semboller, sahte ritüel ve ibadetler, ego) terk edip dinini ve hayatını mutlak bir şekilde yalnızca “kâinatın Rabbi olan Tanrı’ya” adamasıdır (6:162). Buradan görüyoruz ki Tanrı’ya tek başına iman etmek yetmez, bununla birlikte YALNIZCA TANRI’ya doğru bir şekilde adanabilmek uğrunda özel uğraşlar vermemiz de gereklidir.
Her Fırsatta Tanrı’yı Hatırlayın
Antlaşma Elçisi’nden de öğreniyoruz ki günümüzün çoğunda zihnimizi en çok meşgul eden şey her ne ise (ders, iş, eş, aile, başka insanların düşünceleri, kıyafetler, yiyeceğimiz yemek vb.) bizim tanrımız odur. Bu nedenle 12:106, 23:84 ve 29:61 ayetlerinde ele alınan “İmanlıların Çoğu Cehennemle Mukadderdir” hakikatini daha iyi anlıyoruz. Önceliklerini şaşıran insanlar, Tanrı’ya iman ediyor olmalarına rağmen Tanrı’dan başka yerlere çevrilirler ve sonucunda Tanrı’nın yanında put sahibi olan putperestlere dönüşürler. Bir örnek üzerinden anlayabilmemiz için 23:84-90 arasında bakalım inşaAllah:
[23:84] De ki, “Kime aittir yeryüzü ve üzerindeki herkes, eğer biliyorsanız?”
[23:85] Diyecekler ki “TANRI’ya.” De ki, “O halde neden dikkate almıyorsunuz?”
[23:86] De ki, “Kimdir yedi evrenin Rabbi; büyük hâkimiyetin Rabbi?”
[23:87] Diyecekler ki “TANRI.” De ki, “O halde neden doğru olana dönmüyorsunuz?”
[23:88] De ki, “Her şey üzerindeki tüm egemenliği elinde bulunduran ve hiçbir yardıma muhtaç değilken tek yardım edebilecek kimdir, eğer biliyorsanız?”
[23:89] Diyecekler ki “TANRI.” De ki, “Nerede yanıldınız?”
[23:90] Biz onlara gerçeği verdik, oysa onlar yalancıdırlar.
Kutsal Kitap’tan İzler
Matta 6:30-33. “Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı’nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey kıt imanlılar? “Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa RAB bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.
Kutsal Kitap’ın bu ayetlerinde görmekteyiz ki Tanrı’ya teslim olma konusunda başarılı olmuş ağaç, hayvan, çiçek gibi yaratıklar O’nun krallığındalardır ve bu nedenle Tanrı, onlarla bizâtî ilgilenir. Onlar, tanrılarının YALNIZCA TANRI olması konusunda başarılı oldular. Bizlerin ise bu dünyada, bu bedenlerle ve şu an yaşamakta olduğumuz hayatla yaratılmamızın yegâne amacı, sadece ve SADECE TANRI’ya tapmak içindir (51:56). Bunu yapabilmenin en iyi yollarından birisi, şu anda da gerçekleştirmek amacı ile toplandığımız iletişim dualarımızdır (29:45; 20:14) ve Tanrı, iletişim dualarından sonra dahi O’nu hatırımızdan çıkarmamamız (4:103; ve her fırsatta O’nu hatırlayıp yüceltmemiz ruhlarımızı doğrulukla büyütmemizi ve en sonunda doğru bir tektanrıcı olarak günahımızın bedelinden kurtulmamızı, nihayetinde ise günahımız nedeni ile kovulduğumuz cennete, Tanrı’nın krallığına dönmemizi sağlar.
Eqimu’es Salât – Namazı Kılalım
Son yorumlar