
21.02.2025 – Cuma Hutbesi – Kuran’a Göre Biz Kimiz ve İnsanoğlunun Yolculuğu

1.KISIM
Elhamdülillah (Tanrı’ya övgüler olsun)
Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh (Tanıklık ediyoruz ki O tek Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı da yoktur)
[76:1] İnsanoğlunun sözü edilecek bir şey olmadığı bir zaman diliminin olduğu bir gerçek değil midir?
Kuran’ın apaçık olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkmış, anlamını bilmediğimiz birçok ayet Tanrı’nın rehberliğiyle açıklığa kavuşmuştur.
[38:69] “Daha önce, Yüce Toplum’daki kavga hakkında hiçbir bilgim yoktu.
İşte bu ayet ve dipnotu bütün bir hayatımızın özeti, burada olma nedenimizin cevabı, muazzam bir haber, Tanrı’nın merhametinin ve En Adil Olan oluşunun kanıtı…
İnsanoğlunun ruhunun derinliğinde hep bir varoluş çabası vardır. Bir yere ait olma hissi, aidiyet. Her neyin sahibi olursak olalım en nihayetinde bu dünya hayatının son bulacağını bilmek insanın derinlerinde saklı olan o aidiyet hissini baltalayacaktır. Sahi insan nerenin yerlisidir? İnsan cennetin yerlisidir.
Evet, eğer ki bizler ilk günahımızın farkına varıp bu günahımızı içselleştirerek düşünürsek, önce pişmanlığımızı hissedebilir, ardından Rabbimizin yaratığı her ruha karşı nasıl bir merhamette olduğunu tahayyül edebiliriz.
Tanrı’ya tapınmak, O’na minnettar olmak, O’na derin saygı duymak, O’nu sevmek, O’nu tanımakla olur. Bugün Yüce Yaratıcı’nın bizi kendi halimize bırakmadığına tanıksak, elçilerine şahitsek, gönderdiği kutsal kitapları okuduysak, o günü hatırlatan bilgilere sahipsek, en azılı düşmanımız olan Şeytan’ı en ince ayrıntısına kadar Yüce Yaratan bize tanıtıyorsa, cennet ve cehenneme giden yolu bizlere açıklıyorsa O Yüce Tanrı En Lütufkâr ve En Merhametli Olan değil midir? Tapılmaya, sevilmeye, yüceltilmeye ve övülmeye en layık olan değil midir?
Bütün bu soruların cevabı evet ise ki bütün herkes evet diyecektir; sonrasında Rabbimiz bizlere bir soru yöneltir: O zaman nasıl sapabildiniz?
İnsanoğlu çok kez düşünüp kendisine şu soruyu sık sık sormalı; Kim bize zulmediyor? Tanrı mı yoksa kendi ruhlarımıza kötülük eden bizler miyiz?
Neden buradayız? Yaşamın amacı nedir? Sorgulayan bir zihin, hayatı boyunca bu soruların cevabını arayacaktır. Belki de kararlar çoktan verildi ve bizler verdiğimiz karara tanıklık için ve aynı zamanda günahlarımızın bedelini ödemek için buradayız. Evet, yaratılmış olan her şey bir gün ölür ve son bulur. HAYY (Daima diri ve hayat sahibi) olan ise sadece Tanrı’dır.
Evet kardeşler, çoğunluğun kapılıp gittiği, Rabbimizin rehberliği olmasa bizim de kaybolup gideceğimiz bir illüzyonun içindeyiz. Para, evlat, mal, şan, şöhret, geçici anlık zevklerle ve suni gündemlerle bocalayıp bize verilen bu ömür sermayesini heba edemeyiz…
Yanlışa giden yolların binlerce olduğunu, doğru yolun ise tek olduğunu; çıktığımız bu yolun aynı zamanda zor ve meşakkatli olduğunu da unutmayalım.
Tuubu ila Allah: Tövbe edelim.
2. KISIM
Elhamdülillah (Tanrı’ya övgüler olsun)
Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh (Tanıklık ediyoruz ki O tek Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı da yoktur)
Bilinenin aksine yaratılmışların en şereflisi insandır söylemi, Kuran’ın birçok ayeti ile çelişmektedir.
[95:4] Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
[95:5] Sonra onu aşağıların en aşağısına çevirdik.
[95:6] İman edip doğru bir hayat sürenler hariç; onlar tamamen hak edilmiş olan bir ödül alırlar.
Aslında her şey apaçık net bir şekilde ortadadır. Eski konumumuza geri dönüş, iman edip doğru bir hayat ile mümkündür.
[76:2] Biz insanı, kendisini test etmek için iki ebeveynden, sıvı bir karışımdan yarattık. Böylece onu işiten ve gören yaptık.
Gerçeği anlamak ve idrak etmek için bütün donanımlarla donatılmış insanoğlu, ne için yaratıldığını sorgulamadan yolculuğunu sonu pişmanlık olan bir yerde tamamlıyor olması, kendisi için acınası bir durumdur. Evet, ey insan bedenine atanmış ruh, kararsız oluşunla başlattığın bu yolculuğunda artık kararını ver. Geç olmadan kararını ver ve bu yolda sebat et… Çünkü kurtuluşa ereceğin başka bir şansın olmayacak! Ve çıktığın bu yolda tek başına olduğunu unutma! Hiçbir ruhun hiçbir ruha fayda sağlamayacağı o günün dehşetinden Rabbine sığın!
Eğer Rabbinin yolunu seçtiysen O’na güven. Senin, benim, hiçbirimizin korkacağı ve üzüleceği hiçbir şeyin olmayacağını bize vaat eden Rabbine güven.
[53:32] Onlar küçük kusurlar dışında büyük günahlardan ve taşkınlıklardan kaçınırlar. Senin Rabbinin bağışlaması çok büyüktür. Sizi topraktan başlattığından beri ve sizler annelerinizin karınlarında embriyo halindeyken O sizin tamamen farkınızda olmuştur. Bu nedenle kendinizi yüceltmeyin; O, doğru kimselerin tamamen farkındadır.
İnsanoğlunun kişiliğinde her fırsatta kendisini övüp durmaya meyilli bir tarafı vardır. Ayetteki “Kendinizi yüceltmeyin” vurgusu, ilk başladığımız topraktan ve anne karnında embriyo oluş halimizden ve dahi ilk yaratılış anımızdan bu yana bizi bilen yaratıcıyı adeta görmezden gelip kişinin kendini yüceltmesinin beyhude olduğunu bir kere daha bize bildirmektedir. Geçmiş ve gelecek bilgisi ile yarattığı her şeyin bilgisi sadece alemlerin Rabbi olan Tanrı’ya aittir. Kişinin kendisini temize çıkarma ve yüceltme güdüsü ile çabası, kibir ve egodan başka bir şey değildir. Unutmayalım ki Şeytan’ı, Rabbinin katından kovduran en güçlü duygusu, şeytanın kibridir. Evet, Kur’an’a göre biz kimiz?
[33:72] Biz, sorumluluğu (seçim özgürlüğünü) göklere, yere ve dağlara sunduk; fakat onlar onu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korktular. Ama insanoğlu onu kabul etti; o, haddini aşandı, cahildi.
Evet, Kur’an’da insanoğlunun haddini aşan ve cahil olduğu bildirilmektedir.
[22:66] O, size hayat bahşeden, sonra sizi öldüren, ardından sizi hayata geri döndüren; şüphesiz, insanoğlu nankördür.
Birçok ayette insanoğlunun nankör olduğuna dair vurgu yapılmaktadır. Evet, insanoğlu en çok da Rabbine karşı nankördür ve kendisi de buna tanıktır diye buyurmaktadır Rabbimiz.
[17:100] İlan et: “Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, tüketip bitireceğiniz korkusuyla onları alıkoyardınız. İnsanoğlu cimridir.”
Ve insanoğlu Kur’an’a göre cimridir.
[17:11] İnsanoğlu, iyi bir şey için dua ettiğini zannederek sıklıkla kendisine zarar verebilecek şeyler için dua eder. İnsanoğlu sabırsızdır.
İnsanoğlu sabırsızdır.
[18:54] Biz bu Kur’an’da her türlü örneği verdik; fakat insanoğlu en tartışmacı varlıktır.
Evet, insanoğlu Kur’an’a göre en tartışmacı varlıktır.
[36:77] İnsanoğlu, kendisini ufacık bir damladan yarattığımızı görmez mi? Sonra ateşli bir hasma dönüşür.
İnsanoğlunun hasım, yani Rabbine düşman kesilmiş olması, ne büyük bedbahtlıktır. Küçücük bir zerreyken güce kavuşup Rabbinin kendisine bahşetmiş olduğu her şeye karşı nankör kesilmesi ve aynı zamanda Rabbine karşı düşman oluşu, üzerinde derin derin düşünmeye değer bir ayettir. Ve yine Kur’an’dan, insanın ikiyüzlü ve bencil olduğunu, çıkarına göre hareket ettiğini, gerçeklerin üzerini örtme ve görmezden gelmeye meyilli olduğunu, insanoğlunun kabul etmediği, etmekte direndiği insani özelliklerindendir. Kur’an’ın hiçbir yerinde insanı öven ne bir ayet ne de bir tanım bulunmaktadır! Bizi bize anlatan Rabbimiz, [103:2] insanoğlu tamamen ziyandadır buyurmaktadır. Rabbimizin katında makbul olan şey ise, samimiyetle onun için atacağımız adımlar olacaktır. Samimi ve huşu içinde kılınan namaz, tutulan oruç, onun rızası için verilen zekât ve bağış, Rab uğrunda harcanan çaba, her şeyden önce kendi ruhlarımızı kurtarma adına atacağımız adımlar, samimiyetimiz ölçüsünde Tanrı katında karşılık bulacaktır.
[26:89] Sadece tüm kalpleriyle Tanrı’ya gelenler kurtarılacaktır.
[26:90] Cennet doğrulara sunulacaktır.
[29:58] İman edip doğru bir hayat sürenleri kesinlikle köşkleri ve akan nehirleri olan Cennete yerleştireceğiz; orada ebedi olarak kalacaklar. Çalışanlar için ne güzel bir ödül!
Evet, [50:16] İnsanı biz yarattık ve biz onun kendi kendine ne fısıldadığını biliriz; biz ona şah damarından daha yakınız, diye buyuran, açığa vurduğumuz ve gizlediğimiz her şeyin, tamamen farkında olan; bizi yaratılmışların insafına bırakmayan, bizi terk etmeyen, bizi her daim nimetlendiren, bize hayat bahşeden, nankörlüğümüze karşı bizleri rızıklandırmaya devam eden, en sabırlı, en merhametli, en adil ve en lütufkar olan alemlerin Rabbi olan Tanrı’ya övgüler olsun ve ona secdeler olsun. Bağışlanma duasıyla.
Eqimus Salat: Namaz kılalım
Hutbe: Seher
Son yorumlar