24.01.2025 – Cuma Hutbesi
Elhamdülillah. Ve Eşhedü en la ilahe illa Allah Vahdehu la şerike leh.
TANRI’ya övgüler olsun. Tanıklık ediyoruz ki TANRI’nın yanında başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı yoktur.
Kardeşlerim, Türkçede ‘vesile’ kelimesi kullanıldığında bir işin veya olayın gerçekleşmesine neden olan aracı anlamına gelmektedir. Bu bakımdan ‘vesile olmak’ ile ‘aracılık etmek’ arasında anlam bağlamında temel bir fark yoktur. Nitekim, Teslim Olan Müslümanlar putperestlik bataklığına düşenleri ne zaman ‘Tanrı ile aranıza aracı koymayın!’ diye uyarsalar, aldıkları yanıtlar aşağı yukarı şöyle olmaktadır:
‘Biz peygamberimizi, Allah dostlarını ya da âlimleri bizi Allah’ın rızasına ulaştırsınlar diye takip ediyoruz. Aslında onlar hayırlı şeylere vesile oluyorlar. Yani onlar bize dinimizi doğru anlamamız için aracılık ediyorlar. Hasta olunca doktora gitmiyor muyuz… İlaç almıyor muyuz… Doktor ve ilacın iyileşmeye vesile olması, diğer bir ifadeyle, sağlığa aracılık etmesi şifanın Allah’tan geldiği gerçeğini değiştiriyor mu… Aynen onun gibi manevi doktor ve ilaçların ruhumuzda iyileşmeye vesile olması, ebedi saadetimiz için aracılık yapması neden sizi bu kadar rahatsız ediyor…’
Suyun yüzeyinde kendi içinde tutarlıymış gibi görünen sözler bunlar. Ancak sıradan insan yüzeysel baktığı için çoğunlukla fark etmeden şirke düşer. Sıradan insandan rehberlik alan insana dönüşmek için Tanrı ve elçisine itaat ederek şeytanın ayrıntılarda gizli olduğunu bilmeli ve gerektiğinde gerektiği kadar dibe dalmalıyız.
Tanrı bildiğimiz bu en alt evreni bizim açımızdan belli ya da belirsiz sebep sonuç ilişkilerine dayalı yaratıp kontrol ederek yürütmekte. Bu bağlamda birbirine bağlı birçok sebep sonuç zinciri Tanrı’nın yasalarını oluşturuyor. Ama bütün bu yasalar aslında bir üsluptan ibaret. Esasta her şeyin Tanrı tarafından yürütüldüğü gerçeği değişmiyor. Ateşin pamuğu neden yaktığı, dikilen yara izinin bir süre sonra neden kaybolduğu, oksijenin neden yandığı, formülü bilinmesine rağmen altının ya da suyun neden üretilemediği ve sonsuza kadar sayılabilecek nice soru aslında cevapsız. Biz anlayabildiğimiz kadarıyla bazı şeylerin nasıl olduğunu bilebiliyoruz ama nedenini bilmiyoruz. Çünkü bu tasarlanmış sistemin içindeki tasarlanmış yaratıklar tarafından zaten bilinemez. Sistemin cevap anahtarı sadece sistemi tasarlayanın elinde olabilir.
[5:35] Ey iman edenler! TANRI’ya derin saygı duyun, O’na yollar ve vesileler arayın ve O’nun yolunda çaba sarf edin ki başarılı olasınız.
Kendi gerçekliğimizde içinde bulunduğumuz şartlarda Tanrı’nın yasalarına uyarak neyi nasıl yapacağımızı biliyoruz elbette. Nasıl başarılı oluruz? Kararlı olup istikrarlı bir şekilde vazgeçmeden sebat edip çaba göstererek. Başarımızın nedeni ise bundan bağımsızdır. Çünkü her şeyi Tanrı yürütüyor. Nasıl mutlu oluruz? Bizi aştığını hissettiğimiz olayları akışına bırakıp sabır gösterip akışın sahibine derin bir saygıyla teslim olarak. Mutluluğumuzun nedeni ise bundan bağımsızdır. Çünkü her şeyi Tanrı kontrol ediyor. Nasıl sağlıklı oluruz? Doğru beslenip düzenli hareket ve uyku eşliğinde belli bir tempoda çalışıp sakin bir hayat sürerek. Sağlığımızın nedeni ise bundan bağımsızdır. Çünkü her şeyi Tanrı yönetiyor.
[4:85] Kim iyi bir işe aracılık ederse onun kredisinden bir pay alır ve kim kötü bir işe aracılık ederse ondan bir payı üzerine çeker. TANRI her şeyi kontrol eder.
[42:11] Gökleri ve yeri Başlatan. Sizin için kendi aranızdan eşler yarattı—ve aynı zamanda hayvanlar için de. Böylelikle size çoğalma vesileleri sağlar. O’na denk hiçbir şey yoktur. O İşitendir, Görendir.
Bu sistem içinde, Tanrı’nın yürütüp kontrol ederek yönettiği doğru sebep sonuç zincirinin herhangi bir halkasına doktor, ilaç olarak atanarak iyiliğe vesile olup krediden pay da alabiliriz; eğri sebep sonuç zincirinin yine herhangi bir halkasına hırsız, hastalık olarak katılarak kötülüğe vesile olup ondan bir payı üzerimize de çekebiliriz. Peki bu nasıl olmaktadır? Verdiğimiz o ilk karara binaen ilgili zincirin olmamız gereken halkasına bizi Tanrı atamıştır. Peki bu neden olmaktadır? Şüphesiz en doğrusunu Rabbimiz bilir.
Tövbe edelim. Tuubu ila Allah.
HUTBE: İKİNCİ KISIM
Elhamdülillah. Ve Eşhedü en la ilahe illa Allah Vahdehu la şerike leh.
TANRI’ya övgüler olsun. Tanıklık ediyoruz ki TANRI’nın yanında başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı yoktur.
[20:113] Biz böylelikle onu Arapça bir Kuran olarak vahyettik ve onda her türlü kehanetten bahsettik ki kurtulsunlar veya dikkate almalarına vesile olsun.
[39:41] Biz kutsal yazıyı, senin aracılığınla insanlar için gerçek olarak vahyettik. Sonra, kim hidayete ererse kendi iyiliği için hidayete erer ve kim saparsa kendi zararına sapar. Sen onların avukatı değilsin.
Ancak, eğri sebep sonuç zinciri içerisinde yer alarak Tanrı’nın yetkilendirip atamadığı eşhası ya da eşyayı (mesela hadisleri, tarikat şeyhlerini ya da fıkıh kitaplarını) yetki aşımı ile tanrılık iddiası anlamına gelen bir sapkınlıkla takip edip aracı kılmak Tanrı’ya başkaldırmak anlamına gelir. Ve bedeli çok ağır olmuştur, olur ve olacaktır inşallah.
[39:43] Kendileri ile TANRI arasında aracılık yapsınlar diye şefaatçiler mi icat ettiler? De ki, “Ya onların herhangi bir gücü veya kavrayışı yoksa?”
Namaz kılalım. Eqimus Salat.
Hutbe: Mehmet
Son yorumlar