29-11-2024 – Cuma Hutbesi
Elhamdulillah ve eşhedu enla ilahe illa Allah, vahdehu la şerikeleh.
Şehadet ediyorum ki Tanrı’dan başka bir tanrı yoktur. Bu cümle Kuran’daki tek şehadettir (La İlahe İlla Allah) (3:18). İlk günahından dönmek, Tanrı’nın krallığına geri dönmek isteyen her insanın hayatının sonuna kadar sürdürmesi gereken bir deklarasyondur. Bir bakıma evrenlerin yaratılmasına sebep olan cümlenin bu olduğunu söyleyebiliriz. Yaratılmış varlıklardan çok küçük bir azınlık bu tanıklığın anlamını kavramakta başarısız oldular. Yaptıkları seçimler sonucunda dönüştükleri kişi, Onları Tanrı’nın mutlak otoritesini sorgulamaya itti.
Şehadette Tanrı’nın yanına başka isimler ekleyen kişiler ilk günahlarını devam ettiriyorlar. Şimdi şehadetin neden sadece “LA İLAHE İLLA ALLAH” olduğunun kanıtlarına kısa bir bakış atalım:
Son kutsal yazıda Şehadetin Muhammed’li versiyonu bulunmaz. Tek bir ayet bile yoktur. Sizce dinin ana direği olarak tanımlanan şehadetin, tam ve eksiksiz olan kutsal yazıda bulunmaması mümkün müdür? Kuran’daki şehadet yaklaşık 50 kez geçer. İronik bir şekilde, Müslümanların icat ettiği bu ikili şehadet Kuran’da sadece bir kez geçmektedir: Münafıkların şehadeti olan İkiyüzlüler (El-Münâfikûn) Suresinde.
[63:1] İkiyüzlüler sana geldiklerinde, “Şahitlik ederiz ki, sen Tanrı’nın elçisisin” derler. Tanrı, senin Kendi elçisi olduğunu bilir ve Tanrı şahitlik eder ki, ikiyüzlüler yalancıdır.
Yalnızca Tanrı’ya inananlar, yalnızca Tanrı’yı zikretmekle yetinmeli ve inançlarının temel direğine başka isimler eklememelidirler.
[39:45] TANRI TEK BAŞINA anıldığı zaman Ahirete iman etmeyenlerin kalpleri nefretle daralır…
İkili şehadet Tanrı’nın elçileri arasında ayrım yapmayın emrini ihlal eder. Bu emir Kuran’da dört kez geçer (2:136, 2:285, 3:84 ve 4:152).
[17:55] Senin Rabbin göklerdeki ve yerdeki herkesi en iyi bilendir. Bu bilgiye göre biz bazı peygamberleri diğerlerinden üstün tuttuk. Örneğin Davut’a Mezmurları verdik.
Tanrı, elçileri arasında ayrım yapmak da dahil olmak üzere istediği her şeyi yapmakta özgürdür, ancak insanlara bunu yapmamalarını özellikle emretmektedir. Bir öğretmen öğrencilerine sınıfta cep telefonu kullanmamalarını söyleyebilir, ancak öğretmen isterse sınıfta cep telefonu kullanabilir. Tanrı istediği kişiyi diğerlerine tercih edebilir, ama bize defalarca bunu yapmamamızı söyler.
Eğer Tanrı bize ayrım yapmamamızı söylüyorsa ve Müslümanlar diğer tüm peygamberler ve elçiler pahasına Muhammed’in adını şehadetlerinde anmakta ısrar ediyorlarsa, o zaman bir ayrım yapıyorlar demektir. Bazıları bunun Muhammed’in son elçi olmasından kaynaklandığını, dolayısıyla onun adını şehadette anmanın tüm elçileri kapsadığını iddia etmektedir. Bu argüman tamamen gülünçtür, çünkü yine bir ayrım yapılmaktadır. Muhammed’in adını söylemekte ısrar eden herhangi birine en son ne zaman “Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim ve İsa’nın, Yunus’un ya da Davut’un Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ederim” dediğini sorun.
Muhammed’e, insanlık için son yasa kitabını içeren Tanrı’nın son kutsal kitabı verilmiştir. Yine de Teslimiyet dinini oluşturan tüm dini uygulamalar İbrahim’den gelmiştir. Bu nedenle Tanrı Muhammed’e sürekli olarak İbrahim’in dinini izlemesini emreder (16:123).
Namazın bir parçası da Şehadeti okumaktır. Eğer Namaz İbrahim’den geldiyse ve Muhammed’e İbrahim’in dinini takip etmesi emredildiyse, İbrahim’in Şehadetinde Muhammed’in adını kullanması hiç mantıklı değildir. Muhammed’in kendi namazında kendi elçiliğine tanıklık getirmesi de mantıklı değildir.
Tuubu İlaallah
2. Kısım
Elhamdulillah ve eşhedu enla ilahe illa Allah, vahdehu la şerikeleh.
Kuran’a göre bir şeye şahit (tanık) olmak için orada, o zamanda bulunmak gerekir.
Nisa suresi ve Nur suresine göre (4:15, 24:4), zina yapıldığına tanık olduğunu iddia eden kişi için dört şahit getirmekle yükümlüdür.
Böyle bir iddiada bulunmak için bir tanığın eylemi fiziksel olarak gözlemlemiş olması gerekir. Bu çift taraflı bir sonuçtur. Çiftin zina yaptığına ya şahit olmuşlardır ya da olmamışlardır. Kişinin neye inandığı ne düşündüğü ya da ne varsaydığı önemli değildir. Eğer bir çiftin zina yaptığına tanıklık ettiklerini ve orada bulunmadıklarını iddia ediyorlarsa, o zaman yalancıdırlar ve tanıklıkları kabul edilmemelidir.
[28:44] Musa’ya emri verdiğimiz zaman, sen batıdaki dağın yamacında bulunmuyordun; bir şahit değildin.
Eğer Tanrı Muhammed’e Musa’nın batı dağında emirleri aldığına tanık olmadığını kesin bir dille söylüyorsa, şunu sormamız gerekir: Muhammed melek Cebrail aracılığıyla Tanrı’dan vahiy aldığında herhangi birimiz orada mıydık?
[21:61] “Onu tüm halkın gözleri önüne getirin ki şahitlik etsinler” dediler.
Bazı Müslümanlar bunun doğru olmadığını, çünkü Tanrı’ya tanıklık etmediğimizi, oysa bunun Şehadetin bir parçası olduğunu iddia ederler, ancak bu doğru mudur?
[7:172] Hani Rabbin Âdem’in soyundan gelen herkesi toplamış ve onlara kendileri için şahitlik ettirmişti: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Hepsi de “Evet. Biz şahitlik ediyoruz” dediler. Böylelikle, Diriliş Günü’nde “Biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz.
Bu dünyaya gelmeden önce cennette olduğumuzu unutuyoruz. Ve buraya gelmeden önce Tanrı hepimizi kendisine tanıklık ettirdi. Bu nedenle Tanrı’dan başka tanrı olmadığına tanıklık ettiğimizi söyleyebiliriz. Ve bunun farkında olmadığımızı söyleyemeyiz.
Bugün 21. Yüzyıl insanının sahip olduğu matematiksel mucize ile Muhammed Peygamberin elçiliğinin kanıtına sahibiz. Yani Muhammed’in elçiliğinin doğru olduğuna tanık olduk. Ancak elçiliğine tanık olmadık.
Kuran’da inançla ilgili konularda Tanrı inananlara “iman etmelerini” emreder. Kuran devamlı olarak Tanrı’nın elçilerine “inanmanın” doğru kişilerin sorumluluğu olduğunu ifade eder. Tanrı Kuran’da bir kez olsun inananların herhangi bir elçinin elçiliğine tanıklık etmeleri gerektiğini söylemez.
[2:177] Doğruluk, yüzünüzü doğuya veya batıya doğru çevirmeniz değildir. Doğrular Tanrı’ya, Son Gün’e, meleklere, kutsal yazıya ve peygamberlere iman eden kimselerdir…
Eqimus Salat.
Son yorumlar