Sayfa Seç

8.11.2024 – Cuma Hutbesi

8.11.2024 – Cuma Hutbesi

Elhamdülillah: Övgüler Tanrı’ya olsun   

Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh: Tanıklık ediyoruz ki, Tanrı’nın yanında başka bir tanrı yoktur, O tektir, ortağı da yoktur.   

 

Hutbe 1- VAAT   

Vaat “gelecekle ilgili olarak birine söz vermek; müjdelemek ya da tehdit etmek anlamında kullanılır. Tanrı’nın bize olan vaadi kesinlikle gerçekleşecektir, övgüler olsun kâinatın Rabbi olan Tanrı’ya. Doğrular için olan vaat Rabbimiz tarafından Kuran’da bize şu örnek ayetlerle gösterilmektedir.   

 

Doğruluk Tanımlandı 

[2:177] Doğruluk, yüzünüzü doğuya veya batıya doğru çevirmeniz değildir. Doğrular TANRI’ya, Son Gün’e, meleklere, kutsal yazıya ve peygamberlere iman eden kimselerdir; onlar içten gelerek akrabalar, yetimler, yoksullar, yolculuk hâlindeki yabancılar, dilenciler ve kölelerin serbest bırakılması için para harcayanlardır; onlar İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirip zorunlu bağışı (Zekâtı) verirler; onlar bir söz verdiklerinde sözlerini tutarlar; onlar zulüm, zorluk ve savaş karşısında kararlılıkla sebat ederler. Doğru sözlüler bunlardır; doğru kimseler bunlardır. 

 

Bu ayette ve bunun gibi birçok ayette peygamberlerin de bize vaatte bulunduğunu görüyoruz, yani müjdelemek ya da tehdit etmek gibi.   

 

Kurtuluş İçin Minimum Gereksinimler 

[5:69] Şüphesiz, iman edenlerden, Yahudilerden, başka dine dönmüş olanlardan ve Hristiyanlardan; her kim (1) TANRI’ya iman eder, (2) Son Gün’e iman eder ve (3) doğru bir hayat sürerse onların korkacakları hiçbir şey yoktur, onlar üzülmeyecekler de.   

[28:60] Size verilen her şey, sadece bu hayatın maddiyatı ve gösterişidir. TANRI’nın yanında olan, çok daha iyi ve kalıcıdır. Anlamıyor musunuz?   

[28:61] Kendisine mutlaka gerçekleşecek olan güzel bir vaatte bulunduğumuz kişi, kendisine bu hayatın geçici maddiyatını sağladığımız, ardından Diriliş Günü’nde ebedi kötü sona uğrayan kişi ile eşit midir?   

 

Rabb’imiz bize doğru yolda rehberlik edecektir. İki yüzlüleri ise doğru yolda olduklarına inandıracaktır; bize her iki yolu da O gösterir ya minnettarızdır ya da nankör. Rabbim kimseyi doğru yoldan saptırmaz, insanlar kendi eylemlerinin bir sonucu olarak şeytanın illüzyonuna yani yalanına kapılırlar.   

 

[38:69] “Daha önce, Yüce Toplum’daki kavga hakkında hiçbir bilgim yoktu.” 

 

38:69’da belirtilen ve yukarıda anlatılan Göksel Topluluk’taki münakaşa, Tanrı’nın yaratıklarının seçim özgürlüğüne sahip olduğunu kanıtlar; onlar kendi akıllarına sahiptirler. Tanrı’nın yaratıkları arasındaki ufacık bir azınlığın isyanı, Tanrı’nın yaratıklarının, O’nun sonsuz ihtişamını takdir ettikleri için O’na kulluk ettiklerine dair muhteşem gerçeği vurgulamaya hizmet etti. İsyan olmadan, özgürlüğün Tanrı’nın yaratıklarına armağanı olduğunu asla bilemezdik.   

 

[17:64] “Sesinle onları ayartabilirsin, tüm güçlerini ve tüm adamlarını onlara karşı harekete geçirebilirsin, paralarına ve evlatlarına ortak olabilirsin ve kendilerine vaatte bulunabilirsin. Şeytanın vaat ettiği her şey, bir illüzyondan fazlası değildir.”   

[46:16] İşte bunlardır doğru işlerini kabul edip günahlarını görmezden geldiklerimiz. Onlar Cenneti hak etmişlerdir. Bu, kendilerine söz verilmiş gerçek vaattir.   

[5:105] Ey iman edenler! Siz sadece kendi akıbetiniz için endişe duymalısınız. Eğer başkaları saparsa, rehberlik edildiğiniz sürece size zarar veremezler. TANRI’yadır nihai varışınız, hepinizin, sonra O, yapmış olduğunuz her şeyi size haber verecektir.   

[40:77] Sabırlı ol çünkü TANRI’nın vaadi gerçektir. Onlar için söz verdiğimiz (azabın) bir kısmını sana göstersek de yahut ondan önce senin hayatına son da versek, onlar bize döndürüleceklerdir.   

 

Kuran’da bir vaatten daha bahsediliyor; bir yalancının vaadi. 7:16’nın dipnotunda Şeytan’ın kanıtlanmış bir yalancı olduğunu ve onun vatandaşlarının da yalancı olduğunu okuyoruz.   

 

[4:119] “Ben onları saptıracağım, onları ayartacağım, onlara çiftlik hayvanlarının kulaklarını işaretleyerek (belirli etleri yemeyi yasaklamalarını) emredeceğim ve onlara TANRI’nın yaratışını bozmalarını emredeceğim.” Kim TANRI yerine şeytanı bir rab olarak kabul ederse, esaslı bir kaybı üzerine çekmiştir.   

[4:120] Onlara vaatte bulunup onları ayartır; şeytanın vaadi bir illüzyondan fazlası değildir.   

[7:19] “Sana gelince Âdem, eşinle birlikte Cennete yerleşin ve oradan canınızın istediği gibi yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa günaha düşersiniz.”   

[7:20] Kendilerine görünmeyen bedenlerini ortaya çıkarmak için şeytan onlara fısıldadı. Dedi ki, “Rabbiniz, sırf melek olmanızı ve ebedi varoluşa erişmenizi engellemek için sizi bu ağaçtan menetti.”   

[7:21] Onlara yemin etti: “Size iyi tavsiyelerde bulunuyorum.”   

[7:22] Böylece onları yalanlarla aldattı. Ağacı tattıkları gibi bedenleri onlara görünür hâle geldi ve kendilerini Cennet yaprakları ile örtmeye çalıştılar. Rableri onlara seslendi: “Sizi şu ağaçtan menetmemiş miydim ve şeytan sizin en azılı düşmanınızdır diye sizi uyarmamış mıydım?”   

Şeytan, Takipçilerine Sahip Çıkmaz 

[14:22] Ve karar yayımlandıktan sonra şeytan diyecek ki, “TANRI size gerçeği vaat etti, ben de size vaat ettim, fakat ben sözümde durmadım. Sizin üzerinizde hiçbir gücüm yoktu; ben sadece sizi davet ettim ve siz de davetimi kabul ettiniz. Bu nedenle beni kınamayın, sadece kendinizi kınayın. Ne benim şikâyetim size yardımcı olabilir, ne de sizin şikâyetiniz bana yardımcı olabilir. Beni putlaştırmanıza inanmadım. Haddi aşanlar acı veren bir azabı üzerlerine çektiler.”   

 

Şeytan’ın vaadine karşılık bir imanlının tutumunun nasıl olması gerektiğine İncil’den bakalım; 

8 İblis bu kez İsa’yı çok yüksek bir dağa çıkardı. O’na bütün görkemiyle dünya ülkelerini göstererek,   

9 “Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim” dedi.   

10 İsa ona şöyle karşılık verdi: “Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın Rab’be tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin’ diye yazılmıştır.” (Matta 4:8-10)   

 

Tuubu ila Allah: Tövbe edelim   

—————————————————-   O   —————————————————— 

Elhamdülillah: Övgüler Tanrı’ya olsun   

Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh: Tanıklık ediyoruz ki, Tanrı’nın yanında başka bir tanrı yoktur, O tektir, ortağı da yoktur.   

 

HUTBE 2- TANRI’NIN VAADİNE GEREKTİĞİ GİBİ KULAK VERENLER (TESLİM OLANLAR) MÜKEMMEL MUTLULUĞA ERİŞECEKLER. 

 

Birçok kişi, doğruluk için ödüllerini almadan önce veya kötülük için ceza, Diriliş Günü’ne kadar beklemek zorunda olduklarını düşünür. Fakat Kur’an defalarca imanlılara güvence verir ki, onlara mükemmel mutluluk burada, bu dünyada garanti edilmektedir, şimdi ve sonsuza dek. Buradaki geçiş dönemlerinin sonunda onlar direkt Cennete giderler.   

 

Mutluluk: Şimdi ve Sonsuza Dek 

Her insanın yakalanması en zor hedeflerinden biri “Mutluluk”tur. Kur’an, bu hayatta ve sonsuza dek mükemmel mutluluğa ulaşmanın sırrını ortaya çıkarmaktadır. Kur’an’dan, mutluluğun ruhun özel bir niteliği olduğunu öğreniyoruz. Nitekim arzuladığı tüm maddi başarılara—para, güç, şöhret vb.—ulaşan bir beden genellikle mutsuz bir kişiye aittir. Mutluluk tamamen ruhun, gerçek kişinin ulaştığı büyüme ve gelişme derecesine bağlıdır. Kuran, beden ve ruh için hem bu dünyada hem de ebedi Ahirette mükemmel mutluluğa yönelik ayrıntılı bir harita sunmaktadır. 

 

[10:62] Kesinlikle, TANRI’nın müttefiklerinin korkacakları hiçbir şey yoktur, onlar üzülmeyecekler de. 

[10:63] Onlar iman edip doğru bir hayat sürenlerdir. 

[10:64] Onlar için Ahirette olduğu gibi bu dünyada da sevinç ve mutluluk vardır. Bu, TANRI’nın değiştirilemez yasasıdır. İşte böyledir en büyük zafer. 

 

Kimileri mutluluğu maddi alanda, kimileri manevi alanda, kimileri ise hem maddi hem manevi alanda edinilebilecek bir ruhsal hal olarak ele almışlardır. Bizler için ise mutluluk rehberlikle birlikte Tanrı’ya teslimiyettir.  

 

En Kârlı Yatırım 

[9:111] TANRI imanlılardan hayatlarını ve paralarını Cennet karşılığında satın almıştır. Böylece, onlar TANRI uğrunda savaşırlar, öldürmeye ve ölmeye istekli olarak. İşte böyledir O’nun Tevrat’taki, İncil’deki ve Kuran’daki gerçek vaadi—ve kim vaadini TANRI’dan daha iyi yerine getirir? Böyle bir değiş tokuş yaptığınız için sevinmelisiniz. Bu en büyük zaferdir. 

İbrahim 

[16:120] İbrahim gerçekten de TANRI’ya teslimiyeti ile öncü bir örnek, putlara asla tapmamış bir tek tanrıcıydı. 

[16:121] Çünkü Rabbinin nimetlerine karşı minnettardı, O onu seçti ve ona dosdoğru bir yolda rehberlik etti. 

[16:122] Biz ona bu hayatta mutluluk bahşettik ve Ahirette de o, doğrularla birlikte olacaktır. 

 

Peygamberlerin örnekliği 

İbrahim peygamber gibi. 

Rabbine kavuşmana engel olan tüm putlarını yıkmaktır. 

Güneşe, aya, yıldıza velhasıl Allah’tan başkasına; “Sen benim Rabbim olamazsın” diye haykırmaktır. 

 

Şimdi şu gerçeği takdir ediyoruz ki İletişim Dualarımız esnasında Sure 1 olan “Anahtar”ı okuduğumuzda kâinatta bir şeyler olur ve biz Yaratıcımız’la iletişim kurarız. Sonuç, şimdi ve sonsuza dek mükemmel bir mutluluktur. Yüce Yaratıcımız’la günde 5 defa iletişim kurarak Tanrı ile buluşacağımız Büyük Güne hazırlık için ruhlarımızı besler ve geliştiririz. Sadece ruhlarını besleyen kişiler Yüce Tanrı’nın fiziksel varlığına dayanabilecek ve bunun keyfini süreceklerdir. 

 

[2:138] İşte böyledir TANRI’nın sistemi ve kimin sistemi TANRI’nınkinden daha iyidir? “Yalnızca O’na taparız biz.” 

 

Allah-u Lena felana al hana 

Biz Tanrı’ya aidiz Öyleyse mutluluk bize aittir  

Hadi o zaman mutlu olmaya doğru bir adım atalım  

 

Ekimus salât : Namaz kılalım 

Hutbe: Selahattin

Yazar hakkında