
28.03.2025 – Cuma Hutbesi – İlahi Adalet, Yargı Günü ve Allah’ı Hatırlamak

1. HUTBE
Elhamdülillah (Tanrı’ya övgüler olsun)
Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh (Tanıklık ediyoruz ki O tek Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı da yoktur)
Bismillahirrahmanirrahim
[34:26] De ki, “Rabbimiz hepimizi huzurunda bir araya toplayacaktır, sonra aramızda adil bir şekilde yargılama yapacaktır. O, Yargıçtır, Her Şeyi Bilendir.”
Rabbimiz Her Şeyi Bilen bir Yargıçtır. İnsanlar kelimelerle konuşur fakat kavramlarla anlaşır. Bazı kavramların içi boşaltılsa da Rabbimiz bize Kur’an yoluyla kelimeleri gerçek anlamına kavuşturuyor. O Her Şeyi Bilen bir Yargıçtır. Kafamızdaki yargıç kavramını bir kenara bırakalım. O öyle bir Yargıç ki O’na hiçbir şekilde itiraz edemeyeceksiniz. Elinde çok büyük kanıtlara, delillere ve şahitlere sahip. Doğumunuzdan ölümünüze kadar çok büyük teknolojik aletlerle her anınız kayıt altına alınmış ve bunun yanı sıra Tanrı, melekler, elçiler, her toplumdan birisi şahit olarak bulunuyor. Ve O’nun karşısında itiraz edecek hiçbir şeyimiz kalmıyor.
[7:8] O gün teraziler adil bir şekilde kurulacak. Tartıları ağır basanlar kazananlar olacaktır.
Bir bakıma tartılma günü olacak olan Yargı Günü, ruh büyüklüğüyle aslında şahitliğe bile gerek kalmayacak.
[55:41] (Bunun nedeni) suçluların görüntülerinden tanınacak olmasıdır; onlar perçemlerinden ve ayaklarından tutulacaklardır.
Yargı Günü’nde gözümüzdeki perde açılınca herkesin gerçek boyutu ortaya çıkacaktır. Bir yanda Güneş büyüklüğünde bir ruh ve bir kedi kadar küçük kalmış bir ruh. Herhangi bir açıklamaya kalmadan suçlular görüntüsünden tanınacaktır.
[40:20] TANRI adil bir şekilde yargılama yapar, oysa O’nun yanında yalvardıkları putlar hiçbir şeyi yargılayamazlar. TANRI İşitendir, Görendir.
Peki Tanrı’nın bu adil yargılaması nasıl olur?
İlahi Adalet
[4:40] TANRI bir atom ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. Tam tersine, doğru işler için ödülü katları ile çarpar ve Kendinden büyük bir mükâfat bahşeder.
Rabbimiz gram ağırlık haksızlık yapmaz dersek çok büyük bir haksızlık yapmış oluruz. O atom ağırlığı kadar haksızlık yapmaz. Peki en hafif atom olan hidrojenden kaç tanesi bir gram eder?
Yaklaşık 6.022 × 10²³ (on üzeri 23) hidrojen atomu bir araya getirirsek bir gram ediyor. Bu sayıyı atomun ne kadar hafif olduğunu göstermek için veriyorum. Yani bu sayıyı çarptıktan sonra yanına 23 tane sıfır eklememiz gerekiyor. Rabbimizin nasıl bir haksızlık yapmadığının farkına varabiliyor muyuz? “Hassas” diye bize sunulan teraziler gramlarla uğraşırken rabbimiz atom ağırlığı kadar haksızlık etmeyeceğini söylüyor.
Kurtuluşumuzun önemli ölçütü Yüce Rabbimizi tanımaktan geçiyor. İçleri boşaltılmış kavramları Kuranın tanımlamalarıyla doldurup daha iyi bir algıya sahip olmak dileğiyle.
Rabbimiz Her Şeyi Bilen Yargıç’tır.
ve huvel fettahul alim.
Elhamdulillahi rabbil alemin.
Tuubu ila Allah
2. HUTBE
Elhamdülillah (Tanrı’ya övgüler olsun)
Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh (Tanıklık ediyoruz ki O tek Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı da yoktur)
[33:41] Ey iman edenler! TANRI’yı sık sık hatırlayın.*
Gerçekten Tanrıyı yeterince anabiliyor muyuz? Sabah uyanınca ilk sözümüz O’nun adı oluyor mu?
Allah subhanehu ve teala ;
[6:121] Üzerine TANRI’nın adı zikredilmemiş olandan yemeyin, çünkü o bir iğrençliktir…
Diye emrediyor, peki biz yemek yerken önümüzdeki peynirin, yumurtanın, zeytinin nereden nasıl geldiği üzerine Tanrı’nın adını zikrediyor muyuz? İnek otu yiyor, besinler kan yoluyla süt bezelerine taşınıyor. Sonra bir hormon, meme bezlerini uyarıyor ve süt üretimi sağlanıyor. Daha sonra süt mayalanıyor ve peynire dönüşüyor. Yani aslında bir parça ot kana dönüşüyor sonra belirli faydalı besinler içeren beyaz bir sıvıya dönüşüyor. Bunu gerçekten takdir ediyor muyuz?
[3:103] TANRI’nın ipine sımsıkı tutunun, hepiniz ve bölünmeyin. TANRI’nın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın—sizler düşman olmuştunuz da kalplerinizi O uzlaştırmıştı. O’nun lütfu sayesinde kardeş oldunuz. Sizler ateş çukurunun kenarındaydınız ve O sizi oradan kurtardı. TANRI vahiylerini size bu şekilde açıklar ki rehberlik edilesiniz.
Rabbimiz bize üzerinizdeki nimetleri hatırlayın diye emrederken biz bunu gerçekten yapıyor muyuz ? Önceki alışkanlıklarımızı, yanlış düşüncelerimizi ve ateşin kenarında olduğumuz günleri hatırlayıp bize verdiği nimetleri düşünüp şükürlerimizi iletiyor muyuz?
Peki ya evden çıkarken Allah’ı anıyor muyuz? Araba sürerken veya otobüse binerken?
Eski putperestler Tanrı’nın kudretini anlamayıp her şey için bir tanrı üretmişlerdir. Bereket, yolculuk, deniz tanrısı gibi her türlü uydurma tanrı. Onlar Tanrı’nın Her Şeye Gücü Yeten sıfatını tam olarak anlayamıyordu. Tanrı’nın günlük işlere müdahale etmeyeceğini düşünüyordu. Fakat o en ufak isteklerimizin bile karşılığı alacağımız olandır. Peki biz en ufak isteklerimizi O’na iletiyor muyuz?
Gün içinde etrafımıza bakarak veya bir şeyler düşünerek O’nu hatırlamak için” bahaneler” arıyor muyuz?
[52:49] Geceleyin de O’nu yücelt ve şafak vaktinde yıldızlar yavaş yavaş gözden kaybolurken de.
Geceleyin ve Şafak vaktinde ve de yıldızlar yavaş yavaş gözden kaybolurken onu anıp yüceltiyor muyuz?
Günümüze 100’e bölecek olursak en azından 51’inde O’nu anarak geçirirsek bu ayeti yerine getirmeye yaklaşabiliriz. O’nu hatırlamak için kendimize mazeretler, bahaneler bulalım. Bir çiçek, bir insan veya bir nesnede onu anmaya çalışalım. Bunlar bizim ruhumuzun büyümesi ve gelişmesi için ibadetlerin yansıra güzel besinlerdir. Böylelikle Yargı Gününde görünüşlerimiz belli olduğunda güçlü, beslenmiş bir ruhla Yüce Yaratıcımızın karşısına çıkabiliriz.
O’nu hatırlayalım ki O da bizi hatırlasın, müteşekkir olup nankör olmayalım.
En yakınlardan olabilme dileğiyle.
Eqimus Salat (Namaz kılalım)
Hutbe: Faruk B
Son yorumlar