1990 – Ocak Ayı – Teslim Olanlar Perspektifi
MUCİZELER MUCİZESİ
Dünyayı sarsan bu olağanüstü olay, kesinlikle dünyayı dizlerinin üzerine çöktürecektir – Yüce Tanrı’nın huzurunda diz çöktürecektir (Kuran 26:4). Bundan sonra, Kuran’ın matematiksel mucizesini inkâr eden herkes, cehennemin en alt çukurunda garantili bir rezervasyona sahip olacaktır (Kuran 26:5-6).
[1] 1’nci sure, Kendisiyle iletişim kurmamız (Salat/Namaz) için Tanrı’nın bize armağanıdır. Sure numarasını ve ayet sayısını yan yana yazdığınızda, günlük 5 vakit namazdaki toplam ünite sayısı olan 17’yi elde edersiniz.
[2] Sure numarasını ve ardından suredeki her ayetin numarasını yazalım. Elde ettiğimiz sonuç budur:
11234567 Bu sayı 19’un katıdır.
[3] Şimdi, her ayet numarasını o ayetteki harf sayısıyla değiştirelim. Elde ettiğimiz sonuç şudur:
1 19 17 12 11 19 18 43 sayısı da 19’un katıdır.
Teorik olarak, 1’nci surenin harfleri değiştirilebilir ve yine de aynı harf sayısı korunabilir. Ancak, aşağıdaki matematiksel olgular bu olasılığı ortadan kaldırmaktadır. Çünkü her bir harfin sayısal değeri dikkate alınır. İşte burada:
[4] Her ayetin sayısal değerini dâhil edelim ve her ayetteki harf sayısını takiben yazalım:1 19 786 17 581 12 618 11 241 19 836 18 1072 43 6009 sayısı da 19’un katıdır.
1. Sure olan Anahtar’ın Özellikleri |
Ayet No | Harf Sayısı | Sayısal Değer |
1 | 19 | 786 |
2 | 17 | 581 |
3 | 12 | 618 |
4 | 11 | 241 |
5 | 19 | 836 |
6 | 18 | 1072 |
7 | 43 | 6009 |
[5] Şimdi, her bir ayetin numarasını, ardından o ayetteki harf sayısını, sonra da o ayetin sayısal değerini ekleyelim. Elde ettiğimiz sonuç budur:
1 1 19 786 2 17 581 3 12 618 4 11 241 5 19 836 6 18 1072 7 43 6009 sayısı 19’un katıdır
[6] Her ayetin sayısal değerleri yerine, 1’nci suredeki her bir harfin sayısal değerlerini yazalım. Bu gerçekten müthiş mucize, ortaya çıkan 274 rakamdan oluşan uzun sayının da 19’un katı olduğunu gösteriyor. ALLAHU EKBER.
1 71 19 2 60 40 1 30 30 5 1 30 200 8 40 50 1 30 200 8 10 40 2 17…50
Bu sayı, sure numarası ile başlar, ardından suredeki ayet sayısı gelir, ardından ayet numarası gelir, ardından bu ayetteki harf sayısı gelir, ardından bu ayetteki her harfin harf değerleri gelir, ardından bir sonraki ayetin numarası gelir, ardından bu ayetteki harf sayısı gelir, ardından bu ayetteki her harfin harf değerleri gelir ve bu şekilde surenin sonuna kadar devam eder. Böylece, son bileşen “N” (son harf) değeri olan 50’dir.
[7] Burada çok uzun sayılar yazamayacağım için, her ayetin numarası, ardından ayetteki harf sayısı ve ardından ayetteki her bir harfin sayısal değerinden oluşan uzun sayı yerine [*] koyalım. Surenin numarasını ve ardından ayet sayısını yazarsak, günlük 5 vakit namazdaki ünitelerin (Rekatların) sayısı olan 17’yi elde ederiz. 17’nin yanına, ilk namazın numarasını (1), ardından 2 olan rekât sayısını, ardından iki [*]’yı, ardından ikinci namazın numarasını (2), ardından bu ikinci namazdaki rekât sayısını (4), ardından dört [*]’yı yazın ve bu şekilde devam edin. Ortaya çıkan uzun sayı 19’un katı olmakla kalmaz, aynı zamanda bileşen rakamlarının sayısı da 4636’dır (19×244).
1712 [*] [*] 2 4 [*] [*] [*] [*] 3 4 [*] [*] [*] [*] 4 3 [*] [*] [*] 5 4 [*] [*] [*] [*]
MUHAMMEDÎLER TANRI’YA MEYDAN OKUYORLAR
Diyorlar ki: “Tanrı’nın 6:114’te iddia ettiği gibi Kuran eksiksiz ve tamamen detaylı ise, Kuran’daki Rekât sayısını nerede bulabiliriz?!!”
Tanrı şimdi bu en aptalca meydan okumanın nihai yanıtını açıkladı: İşte burada.
1712 [*] [*] 2 4 [*] [*] [*] [*] 3 4 [*] [*] [*] [*] 4 3 [*] [*] [*] 5 4 [*] [*] [*] [*]
[*] her ayetin numarasını, her ayetteki harf sayısını ve her harfin değerini içeren uzun bir sayı. Beş vakit namazı ve rekâtlarını kapsayan bu uzun sayı 19’un katıdır. Rakam sayısı (4636) da 19’un katıdır. Ayrıca her namazın rekât sayısını da yazarsak, ardından aynı sayıda [*]’lar gelirse, ortaya çıkan uzun sayı da 19’un katıdır (yukarıda açıklandığı gibi her bir [*]’ın neyi temsil ettiğini unutmayın):
2 [*] [*] 4 [*] [*] [*] [*] 4 [*] [*] [*] [*] 3 [*] [*] [* ] 4 [*] [*] [*] [*]
Artık 1’nci sure olan “Anahtar”a ilahi olarak bahşedilen müthiş gücü takdir edebiliriz; o, kurtuluş kapısını açar.
Bu büyük mucizenin vahyi, her zaman olduğu gibi, yalnızca gerçek inananlar aracılığıyla gerçekleştirildi; Edip Yüksel, Said Talari, Mahmud Ali Abib ve Abdullah Arık.
Yedi ayetten oluşan kısa bir sureyle karşı karşıya olduğumuza göre, bu büyük mucize kolaylıkla doğrulanabilir. Açıkçası Tanrı, böylesine güçlü, basit ve son derece karşı konulamaz bir mucizeyi inkâr etmekte kâfirlerin ne kadar ileri gidebileceğini görmek için, Kendi Antlaşma Elçisi’ni destekleyen mucizeyi güçlendirmektedir.
El-Fatiha Neden Arapça Okunmalıdır?
Âdem, Rabbinden kelimeler aldı; bu kelimeler sayesinde Tanrı onu günahın bedelinden kurtardı; O, Günahın Bedelinden Kurtarandır, En Merhametli Olandır (2:37)
Âdem’in, günahın bedelinden kurtulmak için kendisine Tanrı tarafından verilen özel ‘kelimeleri’ söylemesi gerekiyordu. Benzer şekilde, Tanrı, Kendisiyle günlük iletişim kurmamız (Salat/Namaz) ve kendimizi günahın bedelinden kurtarmamız için bize de özel kelimeler – El-Fatiha’nın kelimelerini – vermiştir. Burada sunulan müthiş matematik mucizesinin de kanıtladığı gibi, 1’nci sure olan El-Fatiha’daki her bir harf ilahi bir şekilde tasarlanmıştır.
Çoğunuzun bildiği gibi, “19” sayısı Kuran’ın matematiksel kodu boyunca ortak paydadır (bakınız KURAN: SON AHİT 1989, Ek Bir).
786
Bu sayı birçok Müslüman ülkede çok meşhurdur. Kuran’ın ilk ayeti olan Bismillah‘ın sayısal değeridir. Tanrı’nın adını kâğıtlara (mektuplara, makalelere vs.) yazıp sonra da bu kâğıtları çöpe atmak yerine 786 yazarlar. Belli ki Tanrı, Müslümanlara Besmele yerine 786’yı kullanmalarını ilham ederek, Müslümanların sayısal sisteme tamamen aşina kalmalarını istemiştir.
MEKKE’DE YAŞANAN BÜYÜK TRAJEDİ
Bu muazzam mucizenin, “Anahtar “ın özel değerini ve Yaratıcımızla iletişim kurmamızdaki rolünü kanıtladığı kolayca görülebilir. Şeytan bizim böyle bir iletişim kurmamızı istemez. Bu nedenle şeytan “Anahtar “ı yok etmek için yola çıktı.
Şeytan’ın işi, Mekke’deki Kutsal Cami de dâhil olmak üzere her camide kendini göstermektedir. Günümüzün yozlaşmış imamlarının arkasında namaz kıldığınızda, Kuran’ın ilk ve en önemli ayetini asla duymazsınız; En Lütufkâr, En Merhametli olan Tanrı’nın adıyla. Onların bozuk içtihatlarına göre -şunu dinleyin- “Bismillah ‘Mekruh’tur.”
“Mekruh” kelimesi “Nefret Edilen!” anlamına gelir. Buna inanabiliyor musunuz? İşte klasik kitaptan bir referans: “Dört Mezhebe Göre Fıkıh” (Dar Al-Fikr, Beyrut), ’69, Sf 257.
İlaveten, “Anahtar”ın sonunda Şeytan, halkına Arapça olmayan, Kuran dışı bir kelimenin yüksek sesle söylenmesini dikte ediyor – namaz kılan kitlenin hep bir ağızdan “AMİN” diye bağırdığını duyacaksınız. Şeytan, Bismillah‘ın 19 harfini kaldırıp “AMİN” kelimesini ekleyerek, bu insanların Tanrı’yla değil, kendisiyle iletişim kurmasını sağlar.
Onlar “Anahtar”ı Kaybettiler
Besmele’nin sayısal değeri 786, ‘Amin’in değeri ise 102’dir. Besmele’yi çıkarıp ‘Amin’i ekleyerek, Muhammedîlerin net sonucu 102-786 = – 684 olur ve 684, “Kuran-ı Kerim”in sayısal değeridir. Bu bize, Müslümanlar “Anahtar”ı kaybettiklerinden beri Kuran’a erişimlerinin olmadığını bildiriyor. Bu, Arapların Kuran’ın “anlaşılması zor” olduğunu söyleyip durdukları meşhur garip olguyu açıklıyor. Tanrı Kuran’ı kolaylaştırdığını Kuran’da tekrarlamaktadır.
Besmele’yi kaldırıp Amin’i ekleyerek Müslümanlar “Anahtarı” kaybettiler ve sonuç olarak Kuran’a erişimleri kalmadı.
Yüce Tanrı bana, benim Tanrı’nın arındırıcı ve bütünleştirici Antlaşma Elçisi (Kuran 3:81) olduğuma dair Kuran’dan fiziksel, matematiksel ve kesinlikle çürütülemez 1000 kanıt verdi. Şubat 1989’dan bu yana, “Müslüman Âlimler”e benim Tanrı’nın elçisi olamayacağıma dair tek bir kanıt sunmaları için meydan okuyorum. Hala bekliyorum.
David Dixon’un Keşfi
David, Ohio Toledo’da tıp okurken, numaraları ve ayet sayıları toplamı 19’un katı olan sureler üzerinde düşünmeye zaman buldu. Böyle 12 sure olduğunu fark etti. Bunlar 6, 15, 21, 39, 41, 42, 50, 55, 56, 70, 88 ve 107. surelerdir. Tabloya bakınız.
Bu gerçek daha önce Kız Kardeş İhsan Ramazan tarafından keşfedilmişti. David’in keşfettiği yeni şey, bu 12 surenin çarpım faktörlerinin de 19’un katları olduğuydu.
Tüm sure numaralarının ve 12 surenin ayet sayılarının toplamı 1444’tür ve bu toplam 19x19x4’e eşittir.
Allahu Ekber.
GALİBİYET: NE ZAMAN?
Kuran’daki son vahiy, “Galibiyet” (El-Nasr) başlıklı 110’ncu suredir. Bu sure 19 kelimeden oluşur; ilk ayet olan “Tanrı’nın galibiyeti mutlaka gelecektir” ifadesi 19 Arap harfinden oluşur. Bizler Tanrı’nın 19 temelli mucizesi ile nimetlendirilmiş nesil olduğumuz için bu sure bizden bahsediyor; GALİBİYET BİZE AİTTİR.
Tanrı’nın gerçek vaadi, imanlılar için galibiyeti, onuru ve desteği garanti eder. Tanrı’nın Kuran’ın 19 temelli mucizesiyle nimetlendirilen kullarına desteği çok özeldir. Çünkü bu kez, çok sayıda insan Tanrı’nın rehberliği ve lütfuyla nimetlendirilecektir. Milyonlarca insan Tanrı’nın dinini, Tanrı’nın kabul ettiği tek din olan Teslimiyet’i benimseyecektir.
Teslimiyet Tanrı’nın birleştirilmiş ve bütünleştirilmiş dinidir. Tanrı’nın mükemmel planına göre, peygamberler tüm kutsal yazıları ilettiler, sonra da Tanrı, birleştirici ve bütünleştirici bir elçi gönderdi – Kendi Antlaşma Elçisini.
Dinin Bozulması
Musa’nın yaşamı boyunca ve Kızıldeniz’in yarılması da dâhil olmak üzere sayısız esaslı mucizeye tanıklık etmelerine rağmen, Musa’nın takipçileri buzağıya taptılar. Musa’nın görevinin sonunda, Musa ve Harun’la birlikte yaklaşık yüz bin kişiden sadece iki kişi iman etti (5:23-25).
İsa’nın Düzinesi
Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla gösterdiği büyük mucizelere rağmen, İsa Mesih aramızdan ayrıldığında sadece bir düzine öğrencisi onunla birlikte iman etmişti. Onun ayrılışından birkaç yıl sonra Hıristiyanlık tanınmayacak kadar bozuldu.
Muhammed’in Mücadelesi
Muhammed yakın akrabalarına ve arkadaşlarına kendisinin Tanrı’nın elçisi olduğunu ilan etti ve onlardan bu gerçeği bir sır olarak saklamalarını istedi. Üç yıl sonra bu sır ortaya çıktı ve bununla birlikte Peygamber ve takipçilerinin üzerine muazzam ve acımasız bir zulüm yağdı. Peygamber on yıl boyunca şiddetli zulümlere katlandı ve bu zulümler onu öldürme girişimiyle doruğa ulaştı. İşte o zaman memleketinden Medine’ye kaçtı. Zulüm ve savaş Medine’de bile devam etti.
Muhammed’in ölümünden birkaç yıl sonra, Müslümanlar Kuran’ı tahrif edecek kadar onu putlaştırmaya başladılar; putlarını onurlandırmak için son Medenî surenin (Sure 9’un) sonuna iki sahte ayet eklediler. Böylece İslam, Peygamber’in ölümünden sonraki yirmi yıl içinde bozuldu.
Galibiyet Bize Aittir
Bu 19 kelimelik 110’uncu surede bildirilen büyük galibiyet bize aittir. Şu anda ve 15. Hicri Yüzyılın ilk yılından (Hicri 1400) bu yana olan şey şudur:
[1] Tanrı’nın çok özel kullarını ayırt etmek: Bunlar, gerçeği gören ve şiddetli zulüm ve hakaretler karşısında direnen imanlılardır.
[2] Tanrı’nın, O’nun büyük mucizesine karşı çıkan düşmanlarının kötülüğünü teyit etmek.
[3] Milyonlar bize katılmadan önce gerekli çalışmaları tamamlamam için bana bir şans vermek.
MÜSLÜMAN ÂLİMLER ÜÇLÜ BİRLİĞİ/TESLİSİ KABUL EDİYOR
Müzemmil Sıddıki, yalnızca Kuran’a sarılmadığını açıkça itiraf etti. Kuran’ın güçlü emirlerini açıkça ihlal ederek, üçlü birliği/teslisi savunduğunu açıkça itiraf etti: “İslam’ın üç temel kaynağı: Kuran, sahih Sünnet, icma’.” Açıkçası, “Müslüman âlimler” yalanlarını desteklemek için Kuran dışında kaynaklar bulmak zorundadır.
Tıpkı İsa’nın iradesi dışında ona tapan Hıristiyanlar gibi, Müslüman âlimleri temsil eden Dr. Sıddıki de Muhammed Peygamber’in ağzından çıkan Kuran’a inanmayı reddetmektedir. Dr. Sıddıki’nin “Orange Crescent” dergisinin son sayısındaki (Eylül-Ekim, 89) makalesinin amacı, makalesi boyunca apaçık ortadadır: Efendilerinin bozuk fikirlerini uygulamak için Kuran’ın açık ve net gerçeğini reddetmek ve çarpıtmak.
İşte Kuran Gerçeği
Kuran bize tek bir kaynağa sarılmamızı emreder. Kuran dışında başka kaynaklara sarılmak, tanımı gereği Şirktir.
De ki: “En büyük şahit kimdir?” De ki: “Tanrı. O şahittir ki, size ve gelecek nesillere vaaz etmem için bana bu Kuran vahyolundu.” (6:19)
Sen Kuran’ı okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir engel koyarız. Onu anlamamaları için zihinlerine kalkanlar, kulaklarına da ağırlık koyarız. Ve sen Rabbini YALNIZCA Kuran’ı kullanarak vaaz ettiğinde, onlar nefretle kaçarlar. (17:45-46)
Buyruklarıma derin saygı duyanlara Kuran’la vaaz et (Kuran, Sünnet ve İcma’ ile değil). (50:45)
Elçi, “Rabbim, halkım bu Kuran’ı terk etti” diyecek (Kur’an, Sünnet ve İcma’ değil). (25:30)
Kuran İcma’ hakkında ne diyor?
Eğer çoğunluğa itaat edersen, seni cehenneme sürüklerler. (6:115)
Çoğunluk inanmayacaktır. (12:103)
İman edenlerin çoğu puta tapmaya başlayacaklardır. (12:106)
Dr. Sıddıki’nin sarıldığı İcma’, Tanrı tarafından çok açık bir şekilde kınanmaktadır.
Sizin Tanrınız Kim?
Eğer Tanrı’nın görüşleri yerine âlimlerin görüşlerini seçerseniz, âlimler sizin tanrınız olur.
“Onlar Tanrı’nın yerine dini önderlerini ve âlimlerini tanrı edindiler. (9:31)
Müzemmil’e Tavsiyeler
Tövbe edin. Kendi makalenizde alıntıladığınız Kuran ayetlerini okuyun. Kuran’ı gerçekten kim manipüle ediyor; sen mi ben mi?
Yanılttığınız Müslümanlar sonsuza dek size lanet okuyacak ve sizi dövecek.
Son yorumlar