Sayfa Seç

1988 – Eylül Ayı – Teslim Olan Perspektifi

1988 – Eylül Ayı – Teslim Olan Perspektifi

KURAN’IN MUCİZESİ YOĞUNLAŞIYOR

MUHALİFLER İNKÂRCILIĞIN DERİNLİKLERİNE DALIYOR

Kuran’ın mucizesi matematikseldir. Bu nedenle Kuran’da zikredilen sayıların Kuran’ın matematiksel sistemine uygun olması son derece mantıklıdır.

Bu rapor, Kuran’daki tüm sayıların araştırılmasının doğrulanmış sonuçlarını duyuruyor. Görünen o ki, Kuran 30 farklı sayıdan bahsediyor. Burada dikkat edilmelidir ki, Kuran’da geçen 19 sayısı (74. sure) 30. ayette geçmektedir ve Kuran’daki Besmelelerin toplam sayısını tamamlayan ekstra Besmele ise (27. Sure) 30. ayette bulunmaktadır. Bu 30 sayıyı topladığımızda, toplam sayı 19’un katıdır (Tabloya bakınız). Tekrarların sayılmaması gerektiği, Kuran’ın mucizevi matematiksel sisteminde tutarlı bir kuraldır. Böylece, her sayının yalnızca bir temsilcisi alınır. Kuran’da sadece bir kez geçen sayılar şunlardır: 11, 19, 20, 50, 60, 80, 99, 300. 2000, 3000, 5000, 50000 ve 100000. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 30, 40, 70, 100, 200 ve 1000’dir. Kuran’da geçen tüm sayıların toplamı, tekrar olmadan 162146 veya 19×8534’tür.

Böylece Kuran’ın Matematiksel Mucizesi patlamaya devam ediyor ve Tanrı’nın düşmanlarının böylesine karşı konulmaz bir ilahi işareti kabul etmeyi reddettikleri için kınanacakları kesin. Azap kendilerine geldiğinde -ki artık yakındır- onu GERÇEKTEN hak ettiklerini herkesten önce kendileri BİLECEKLER.

SAYILAR TABLOSU

Konum Örneği
No.SayıSureAyet
1.12163
2.2411
3.34171
4.492
5.51822
6.62559
7.74112
8.86917
9.92748
10.1024
11.11124
12.12936
13.197430
14.20865
15.307142
16.407142
17.502914
18.60584
19.70980
20.80244
21.993823
22.1002259
23.200865
24.3001825
25.1000296
26.2000866
27.30003125
28.50003125
29.50000704
30. 10000037147
162146 = TOTAL = 19  x  8534

Doğrusu, “Büyük mucizelerden biridir” (74:35)

Benim misyonum bir popülerlik yarışı ya da politik bir hareket değil. Tam tersine, gerçek imanlıları ayırt etmek ve ikiyüzlü olduklarının farkında olmayarak imanlı olduklarına kesin olarak inanmış olanları elekten geçirmek için buradayım.

MUSLIM DIGEST, REŞAD HALİFE’NİN

ANTLAŞMA ELÇİSİ OLDUĞUNA DAİR DELİLLER SUNAR

TheMuslim       DigestULUSLARARASI MÜSLÜMAN İŞLERİ DERGİSİ Muhammed ABDUL ALEEM SIDDIQUI, AL-QADERI Hazretleri tarafından kurulmuştur.
Cilt 38, No. 9 & 10 Ramazan 1408 Nisan/Mayıs, 1988
ANTLAŞMAPEYGAMBERİHASAN M. RAWAT. M.A. tarafındanBarolia, Gujarat, Hindistan’dan                Yazar

BAKIN! Allah, peygamberlerden (Âdem’in yaratılışından önce ruhlar dünyasında) şöyle söz almıştır: “Size bir Kitap ve Hikmet veriyorum. Sonra size, yanınızdakini doğrulayan bir Peygamber gelir. Ona inanır ve yardım eder misiniz? Allah dedi ki: “Bu ahdi kabul ediyor ve üzerinize bağlayıcı tutuyor musunuz?” Dediler ki: “Evet, anlaştık. (Allah) dedi ki: “Öyleyse şahitlik edin, ben de sizinle beraber şahitlerdenim.” (Al-i İmran Suresi: 81. ayet).

Allah, peygamberleriyle, gelecek bir Elçi hakkında bu ciddi antlaşmayı yaptığında, bu Elçi sadece en iyisi ve en önemlisi değil, aynı zamanda gelecek olan son kişi olmalıydı, (Allah) bu yüzden peygamberlerini topladı ve onlarla bir antlaşma yaptı. Peygamberler onunla aynı fikirdeydiler. Antlaşma Elçisi Muhammed’di (s.a.v.). Hazreti Ali ibn Ebu Talib (R.A.) ve Abdullah ibn Abbas, bu Misak- e -Nabiyyin’in (Peygamberlerin Antlaşmasının) Muhammed (s.a.v.) için olduğunu söylediler. Allame Subki, tüm peygamberlerin Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğine inanmaya söz verdiklerini ve takipçilerine onun (Muhammed’in) peygamberliğine inanmalarını tavsiye ettiklerini ve hal böyle olunca da onun (Muhammed’in) Ümmetinin üyeleri olarak sayılacaklarını söylüyor. O, bütün peygamberlerin peygamberiydi. مممَ ج جَاءَكممْ “Daha sonra size gelir”) sözleri, böyle büyük bir Elçinin, hepsinin sonuncusu olarak geleceğini gösterir.

Ayrıca, مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَكُمْ sözleri de onun geçmiş peygamberlere verilen tüm bilgileri tasdik edeceğini söylüyor; bu suretle de onun bütün peygamberlerin sonuncusu olarak geleceği ileri sürülmektedir.

Bunun üzerine Allah’ın Elçisi, “Musa Nebi (A.S.) sağ olsaydı, bana itaat etmekten başka çaresi olmazdı” dedi.

Ve İsa Nebi (A.S.) indiğinde (ikinci gelişinde), Kuran’ın öğretilerine ve Muhammed Peygamberin (s.a.v.) emirlerine uyacaktır. (İbn Kesir).

Peygamberler, Allah ile yaptıkları antlaşmada O’na, peygamberlik görevlerini yerine getireceklerine, birbirlerine yardım edeceklerine, birbirlerinin doğruluğunu tasdik edeceklerine ve Muhammed’in (S) Allah’ın son peygamberi olduğunu ve ondan sonra peygamber gelmeyeceğini kendi halklarına duyuracaklarına söz vermişlerdir. (Muzhari).

PEYGAMBERLERİN PEYGAMBERLİKLERİNİN PEYGAMBERİ

Ehl-i Kitap (Yahudiler ve Hıristiyanlar), Antlaşma Elçisini kendi Kutsal Yazılarından (Tevrat ve İncil’den) biliyorlardı.

Nisan / Mayıs 1988    THE MUSLIM DIGEST    Sayfa 199

——

Güney Afrika’nın MUSLIM DIGEST’inin son sayısında, “ANTLAŞMA PEYGAMBERİ” başlıklı bir makale yayımlandı. Hasan Rawat tüm makalesini 3:81 ayetine dayandırıyor. Makalenin kopya olan bölümünde de görüldüğü gibi, Bay Rawat, Allah’ın peygamberlerden, kendilerinden sonra gelecek bir elçiye inanacaklarına ve onları destekleyeceklerine söz veren bir misak aldığını kabul etmektedir. Bay Rawat’ın 3:81’deki temel anlayışı doğruydu. Bununla birlikte, Muhammed’i söz konusu elçi olarak tanımlaması, bir dizi göze batan hataya dayanıyordu:

(1) Bay Rawat’ın hataları, makalesinin başlığı ile başlar; 3:81 ayeti, tüm “peygamberleri” (Nebileri) doğrulayacak bir “elçi”nin (Resulün) gelişini ilan eder. Ayet bir “Nebi“den (peygamberden) değil, “Resul“den (elçiden) bahsettiğine göre, doğru unvan “ANTLAŞMA ELÇİSİ (RESULÜ)” olmalıydı.

(2) Muhammed Peygamber kesinlikle bir peygamberdi (Nebiydi), son peygamberdi ve 3:81’deki “peygamberler”e (Nebiyyine) dahil edilmelidir. 3:81 ayeti, herhangi bir istisna olmaksızın “PEYGAMBERLER”den bahseder. “Önceki peygamberler” veya “Muhammed’den önceki peygamberler” ya da benzeri istisnalar yazmıyor. Hasan Rawat neden Muhammed’i “peygamberler”den dışladı? Bu onun ikinci göze batan hatası.

(3) Belli ki, Bay Rawat, Kuran’ın bize Muhammed’in de Tanrı’ya bu ciddi sözü veren peygamberlerden biri olduğunu özellikle söylediğinin hiç farkında değil. Tanrı elbette biliyordu ki, Bay Rawat gibi bazı kimseler, Muhammed’i hakikatin ötesinde yüceltecek ve onu “Antlaşma Elçisi” yapacaklardır. Sonuç olarak, Tanrı’nın sonsuz bilgeliği, Muhammed’in de ANTLAŞMA ELÇİSİ’ni destekleme sözü veren peygamberlerden biri olduğunun özellikle gösterilmesini sağladı. 33’üncü surenin 7’inci ayeti, dünyaya Muhammed’in şu tarihi sözü veren peygamberlerden biri olduğunu anlatır: “Bütün peygamberlerden, senden (Muhammed), Nuh’tan, İbrahim’den, Musa’dan ve Meryem oğlu İsa’dan misak aldık. Onlardan sağlam bir misak aldık” 33:7.

Kuran’a objektif ve samimi bir şekilde inanan her insan, Muhammed’in “Antlaşma Elçisi” olamayacağını hemen görecektir. M.P.’nin son birkaç sayısında, Reşad Halife’nin gerçekten de “Antlaşma Elçisi” olduğunu kanıtlamak için çürütülemez deliller sunuldu. Matematiksel kodlama yoluyla Kuran, Reşad Halife’yi adıyla, tüm peygamberleri doğrulayacak ve tüm mesajlarını eski haline döndürecek olan Tanrı’nın elçisi olarak tanımlar. Bu delillerden öne çıkanlar şunlardır:

1. 1400 yıl ilahi sır olarak saklanan Kuran’ın 19 temelli mucizevi matematiksel kodunun ortaya çıkarılması.

2. “Reşad”ın kök kelimesi, tüm formlarıyla Kuran’da tam olarak 19 defa geçmektedir (bkz. INDEX TO THE WORDS OF QUR’AN, Sayfa 320).

3. “Reşad” ve “Halife”nin geçtiği sure ve ayetlerin numaralarını topladığımızda 1463 yani 19×77 çıkar.

4. Spesifik olarak, “Reşad” ve insan “Halife” (38:26) spesifik isimlerini ararsak ve bu iki ismin bulunduğu sure ve ayetlerin numaralarını toplarsak, toplam 171 veya 19×9 olur.

5. 3:81 ayetinin tamamının matematiksel değeri 13148 veya 19 x 692’dir.

6. 3:81’deki özellikle “Sonra size yanınızdakileri doğrulayıcı bir elçi gelir” yazan ifadenin sayısal değeri 836 veya 19×44’tür.

7. Ayet 33:7, bize Muhammed’in 76 veya 19×4 harften oluşan bu ünlü sözü veren peygamberlerden biri olduğunu bildirir ve bu, ilk Kuran vahyiyle (96:1-5) aynı sayıda harftir. Ayrıca sure numarasını (7) ayet numarasına (33) eklediğimizde, aynı suredeki ayet numarasını (40. ayet) elde ederiz ki, bu bize Muhammed’in son peygamber (Nebi) olduğunu bildirmektedir.

8. Musa (116) artı İsa’nın (150) sayısal değeri 19’un katıdır, İsmail (211) artı İshak’ın (169) sayısal değeri 19’un katıdır ve İslam’ın elçileri İbrahim (258) ve Muhammed’in (92) sayısal değerleri, Reşad’ın (505) sayısal değerini eklemediğimiz sürece 19’un katına tamamlanmaz. Bu nedenle, sayısal değer, yalnızca İslam’ın üç elçisi İbrahim, Muhammed ve Reşad’ın değerlerini topladığımızda 19’un katıdır (ayrıntılar için M.P.’nin Haziran sayısı).

Son olarak, MUSLIM DIGEST, herhangi bir Arap okulunun birinci sınıf öğrencisinin görebileceği bariz hatalara dayanarak Reşad Halife’nin Tanrı’nın elçisi OLMADIĞINI “ispatlamaya” çalıştı. İşte Reşad’ı Tanrı’nın elçisi olarak reddetmek için komik nedenleri !!!:

1. Reşad, Kuran’ın mükemmel bir şekilde korunduğunu söyleyerek yalan söyledi, ardından 9:128-129’un sahte, insan yapımı ayetler olduğunu ilan etti.

2. Besmele (1:1) “19 değil, 23 harften oluşur.”

3. “Allah” kelimesi Kuran’da “2698 defadan fazla” geçmektedir. Kaç kez olduğunu bilmiyorlar ama bunun 2698 defadan fazla gerçekleştiğinden eminler.

Eğer bunlar MUSLIM DIGEST’in itirazlarıysa, MUSLIM DIGEST az önce Reşad Halife’nin Tanrı’nın elçisi, ANTLAŞMA ELÇİSİ olduğunu itiraf etti. Reşad’a yöneltilen üç iddia da şu şekilde kolayca çürütülebilir:

[1] Reşad her zaman Kuran’ın mükemmel bir şekilde korunduğunu savunmuştur. 9:128-129’un sahte olduğuna dair karşı konulmaz deliller, aslında Kuran’ın mükemmel bir şekilde korunduğunu ve Tanrı’nın düşmanlarının Kuran’a herhangi bir sahtelik sokmaktan aciz olduklarını kanıtlar. Bu iki ayetin sahte olduğunun anlaşılması uzun zaman önce başladı ve Buhari, 9:128-129’un şüpheli olduğunu ilan eden birçok klasik referanstan biridir. Kuran’ın matematiksel kodu, bu iki cümlenin sahte olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamıştır. Aslında Reşad’ın en önemli görevlerinden biri, saf ve kusursuz Kuran’ı doğrulamak ve Tanrı’nın dünyaya son mesajını bozmaya yönelik dayanıksız girişimi boşa çıkarmaktır.

[2] Arapça okuyan ve dünyadaki herhangi bir Kuran’a bakan herkes Besmelenin (1:1) 19 harften oluştuğunu açıkça görecektir. Besmelenin meşhur sayısal değerinin, 23 harfin değil 19 harfin sayısal değerlerinin toplamı olan 786 olduğunu tüm İslam âlemi bilir. Bu, tartışılmaz bir fiziksel gerçektir.

[3] “Allah” kelimesinin Kuran’da 19×142 olan 2698 kez geçtiğine dair fiziksel gerçek de aynı derecede tartışılmazdır. INDEX TO THE WORDS OF QURAN’a (Sayfa 40-75) bakın ve “Allah” kelimesinin geçtiği yerleri sayın. Toplam 2698’i bulacaksınız (elbette 9. Surenin sonundaki iki yanlış cümleyi çıkarmanız gerekiyor).

Not: MUSLIM DIGEST’in makalesi Cilt. 38 (19×2), No. 9 & 10 (19).

Mekke’deki Tarihi Olay:

KURAN’IN YERİNE GETİRİLMESİ (3:81)

TÜM PEYGAMBERLER BANA İMAN ETTİ

Size anlatacaklarım, Diriliş Günü’nde Tanrı’ya ve tüm insanlığa karşı sorumlu tutulacağım bir şeydir.

Zilhicce’nin üçüncü günü olan Salı günü, 1391’de (21 Aralık 1971), ben, Reşad Halife, beden değil, gerçek kişi olan ruh, kâinatta bir yere götürüldüm ve orada tüm peygamberlerle tanıştırıldım. Muhammed, İsa, Musa, İbrahim, Süleyman, Davud, İdris, Nuh, İsmail, İshak … dâhil bütün peygamberler, hepsi, tek tek, “Antlaşma Elçisi” olarak bana iman ettiklerini beyan ettiler. Mekke’ye hac yolculuğum sırasında meydana gelen bu olay, 3:81 ayetinin gerçekleşmesidir. O olay, ben tamamen uyanıkken meydana geldi ve detayları ailemle, inanç ailemle ve arkadaşlarımla paylaştım. Detaylar, İNŞAALLAH, Birleşik İslam Ulusu’nun önümüzdeki Üçüncü Konferansı’nda tartışılacaktır.

Lütfen görümün tarihinin Zilhicce, 3, 1391 olduğunu unutmayın. Ay (12), artı gün (3), artı yıl (1391) sayısını topladığımızda toplam 1406 veya 19×74 çıkıyor. 74′ ise 19 sayısının bulunduğu suredir.

Yazar hakkında