
17.10.2025 – Cuma Hutbesi – Kuransız Yaşama Dair

ELHAMDÜLİLLAH. LÂ İLÂHE İLLA ALLAH
Tanrı’ya övgüler olsun. Tanrı’dan başka tanrı yoktur.
Değerli Kardeşlerim,
İnsanlar belirli bir kültür içerisine doğarlar. Kişinin inancı büyük oranda bulunduğu toplumun öğretileriyle şekillenir. Bizler de dünya coğrafyası içerisinde İslam inancının mevcut öğretileriyle büyütüldük. Ailenizi göz önüne aldığınızda hatırladıklarımıza göz atalım:
Annemiz, babamız veya büyüklerimiz namaz kılar. Ramazan denilen ayda oruç tutulur. Ramazan ayının sonuna doğru yılda bir yapılan fitre ya da zekât adıyla bir telaş seyrederiz. Altınların, evlerin, arabaların söz konusu edildiği ve hiç kimsenin içinden çıkamadığı ve illaki bir “Hoca(!)”ya danışılması gerektiği bir telaş… Hac vazifesini yerine getirenlerin evlerine ziyaretler ve o evdeki ilginç su (zemzem suyu) seremonileri eşliğinde ritüeller… Duvarlarda özel kılıflara, bez çantalara sarılmış Kuranlar ve dahası belki perşembe gecesini cumaya bağlayan günlerde anlamı bilinmeden okunan Yasin sureleri… Bunlar hep dikkatimizi çekmiştir.
Sergilenen bunca gösterinin kaynağının ne olduğu ile ilgili doğrudan bir bilginin paylaşılmadığı bir yığın uygulama… Ancak nedense dillerden düşmeyen Kuran’ı anlama ya da yaşama söylemleri…
Bütün bir hayatımıza yön verdiği iddia edilen Teslimiyetin 5 direğinin (göstergesinin) bile şifahen söylendiği bir topluluk…
Rabbimize övgüler olsun ki bugün Teslimiyet adına söylenmiş her şeyin kaynağını Kuran Son Ahit’ten edindiğimiz gerçeği ile karşı karşıyayız. Şehadet 3:18’de belirtilmiştir.
En Önemli Buyruk***
(3:18) TANRI şahitlik eder ki O’ndan başka tanrı yoktur, melekler ve ilim sahipleri de böyle şahitlik ederler. Gerçekten ve adil bir şekilde O, mutlak tanrıdır; Her Şeye Kâdir olan, En Bilge olan O’ndan başka tanrı yoktur.
Namaz, belirli vakitlerde farz kılınmış ve uygulaması dahil en küçük ayrıntısına kadar Son Ahit’te belirtilmiştir. İşte Rabbimizin buyruğu:
İletişim Namazları
(4:103) İletişim Namazınızı (Salat) tamamladıktan sonra da TANRI’yı aklınızdan çıkarmayın;*ayakta iken, otururken veya uzanırken. Savaş bittikten sonra İletişim Namazlarını (Salat) sürdürün; İletişim Namazları (Salat) inananlar için belirli vakitlerde hükme bağlanmıştır.
Namazın detaylarına nasıl ulaşacaklarına dair endişe edenlere bir müjdemiz de var Elhamdülillah. Ayeti dikkatle okuyalım:
Hayvanlar ve Kuşlar: Teslim Olan Yaratıklar*****
(6:38) Yeryüzündeki tüm yaratıklar ve kanatlarla uçan tüm kuşlar sizin gibi topluluklardır. Biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.**Tüm bu yaratıklar Rablerine toplanacaklardır.
“Biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” 19 Arap harfli bu keskin ifade bizim Evrenlerin Yaratıcısına olan inancımızı ve Son Ahitte namazla ilgili bütün detaylara ulaşacağımızı gösteriyor.
Yıllardır şeytanın türlü manipülasyonları ile kafa karışıklığına sebebiyet verdiği ve namazla birlikte sık anılan bir ibadet şeklinin detaylarına bakalım. Zekât o kadar önemlidir ki Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Tanrı’nın Rahmetini Kazanmak İçin Gerekenler: Zekâtın Önemi
(7:156) “Ve bizim için bu dünyada ve Ahirette doğruluğu karara bağla. Biz Sana tövbe ettik.” Dedi ki “Benim azabım kimi irade edersem onun başına gelir. Fakat rahmetim her şeyi kuşatır. Bununla birlikte, Ben onu şu kimselere has kılacağım: (1) doğru bir hayat sürenler, (2) zorunlu bağışı (Zekat) verenler,** (3) vahiylerimize inananlar ve
(7:157) “(4) kendi Tevrat ve İncillerinde* yazılı buldukları elçiyi takip edenler, yani kitap ehli olmayan (Muhammed) peygamberi…..
Şimdi ise oruç ile ilgili Rabbimizin temel buyruğuna göz atalım:
Oruç Vurgulandı ve Değiştirildi******
(2:183). Ey inananlar, oruç sizden öncekiler için hükme bağlandığı gibi sizin için de hükme bağlandı ki kurtuluşa eresiniz.
Son Ahit Kuran elbette ki bizlere oruç ile ilgili detayları bütün açıklığıyla dile getirmiştir.
Son olarak İbrahim’in Tanrı’ya örnek teslimiyetini anmak ve karşılayabilenler için hayatta bir kez hükme bağlanan hac ve umre ibadetleri… Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Kutsal Hac ve ‘Umre Yolculuğu****
(2:196) TANRI için Hac ve ‘Umre’nin tüm ritüellerine riayet edin…
Dört Hac Ayı (Zilhicce, Muharrem, Safer ve Rebiülevvel)
(2:197) Hac belirli aylarda* gözetilmelidir…
(2:200) Ritüellerinizi tamamladığınızda, ana babalarınızı andığınız gibi, hatta daha iyi bir şekilde TANRI’yı anmaya devam edin…
Hac ve Umre gibi önemli ibadetlerin detaylı bir şekilde yer alması yine Evrenlerin Sahibi Tanrı’nın sonsuz merhametindendir.
Sıraladığımız bunca ibadetlere aşina olduğumuz halde, kaba tabirle, kulak dolgunluğu seviyesinde yaşayan bir topluluk Tanrının Krallığında yerini alamayacaktır. Bizleri sonsuz merhametiyle kuşatan, bizlere rehberlik eden ve ibadet şekillerimizi öğrenebileceğimiz bir kitap ile nimetlendiren Rabbimize tövbe edelim.
TUUBU İLA ALLAH
ELHAMDÜLİLLAH. LÂ İLÂHE İLLA ALLAH
Tanrı’ya övgüler olsun. Tanrı’dan başka tanrı yoktur.
Kıymetli Kardeşlerim;
Bu hutbemizde ise yine Şeytanın önemli bir tuzağına dikkat çekmek istiyorum. ŞİRK.
Şeytanın başlıca görevi Tanrı’nın yanında sözde bir saltanat elde etmek, Tanrı’dan pay almak ve O’na ortaklık sunmaktır. Teslimiyet bu payın adını şirk olarak belirliyor. Yani şirk; her şeyi yöneten, yürüten, düzenleyenin sadece Tanrı olmadığına dair inançtır. Tanrı, bu ortaklığın bağışlanamaz günah olduğunu da belirtiyor. Ayetleri dikkatle okuyalım:
Temel Buyruklar
(4:36) Yalnızca TANRI’ya tapın—O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın…
(16:27) Sonra, Diriliş Günü’nde O onları rezil edecek ve “Benim yanıma yerleştirdiğiniz ve uğruna Bana muhalefet ettiğiniz ortaklarım nerede?” diye soracak…
(18:52) Gün gelecek, O şöyle diyecek, “Çağırın bakalım Benim yanımda tanrılar olduğunu iddia ettiğiniz o ortaklarımı;” onlara çağrıda bulunacaklar fakat onlar kendilerine yanıt vermeyecekler…
Tanrı’nın Vahiylerini Reddetmek: Bağışlanamaz Bir Suç
(7:40) Şüphesiz, kim vahiylerimizi reddederse ve onlara sarılmayacak kadar kibirliyse, gökyüzünün kapıları onlar için asla açılmayacak, deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar Cennete de giremeyecekler. Biz suçluya bu şekilde karşılık veririz.
Nitekim elçilerin temel çekincelerinin Tanrı’ya ortak koşmak olduğunu bu ayetle öğreniyoruz:
(14:36) Kutsal yazı alanlar sana vahyedilene sevinirler; başka birileri ise onun bir kısmını reddedebilirler. De ki, “Ben sadece, TANRI’ya tapmakla ve asla hiçbir putu O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben O’na davet ediyorum ve benim nihai varışım O’nadır.
Sevgili kardeşlerim şeytan türlü manipülasyonla insanları kandırmış ve kandırmaya da devam ediyor. Günümüzde ise en önemli taktiği şirki tanınmaz hale getirmiş olmasıdır. Sıradan bir Müslümanın din adına günlük çekincelerine dikkat ettiğinizde birkaç başlığı fark edersiniz. Bunlar günah, kul hakkı, haram, ahlaksızlık vb. Ancak şirk, ismi bile zikredilmeyen bir konuma taşınmıştır.
Kuran’dan uzak bir kişinin şirk ile ilgili yaptığınız uyarıya bir ayetin tecellisi olarak karşılık vermesi pek de şaşılacak bir durum değildir. Ayete dikkat edelim:
Ana Babaları Körü Körüne Taklit: Yaygın Bir Trajedi
(31:21) Onlara “TANRI’nın bu vahiylerine uyun” denildiğinde, “Hayır, biz sadece ana babalarımızı yaparken bulduğumuz şeye uyarız” derler. Peki ya şeytan onları Cehennem ızdırabına sürüklüyorsa?
Anne-baba veya herhangi bir büyüğe olan sorgusuz bağlılık, şeytan tarafından süslü gösterilmiş ve şirke sözde masum bir bahane kılınmıştır. Biz biliyoruz ki şeytan inancımıza doğrudan müdahale etmeyecektir. Şirkin tanınmaması adına hiç kimseyi, örneğin kılıyor olduğu namazdan, tutuyor olduğu oruçtan vazgeçirmeyecektir. Yapabileceği tek şey ibadetlere ya birtakım kurallar ekleyecek ya da ibadetlerden çıkarımlarda bulunacak ve kendisine ortağı olacak bir alan açacaktır. Namazda sadece Tanrı yerine sözde sevgili kullardan bahsettirecek, orucu aç kalma sonucu öfke kaybıyla bozacak ya da haccı Medine’ye yapılacak masum bir kabir ziyaretiyle geçersiz kılmaya çalışacaktır.
Bir teslim olanın en önemli özelliği Tanrı’ya adanmışlığı maksimum düzeye çıkarmak ve şirki etkisiz kılmaktır. Putları devirmek ve yaşamasını engellemek vazgeçilmez bir tavır olmalıdır. Rabbimizin bu en önemli buyruğu ile hutbemi tamamlamak istiyorum.
YALNIZCA Tanrı
(39:11) De ki, “Ben, dini mutlak bir şekilde yalnızca O’na adayarak TANRI’ya tapmakla emrolundum.
(39:12) “Ve ben en ileri teslim olan olmakla emrolundum.’’
(39:13) De ki, “Eğer Rabbime itaatsizlik edersem, büyük bir günün azabından korkarım.”
(39:14) De ki, “Tek taptığım TANRI’dır, dinimi mutlak bir şekilde yalnızca O’na adayarak.
(39:15) “O halde, O’nun dışında dilediğinize tapın.” De ki, “Gerçek kaybedenler, Diriliş Günü’nde hem kendi ruhlarını hem de ailelerini kaybedenlerdir.” Hiç şüphe yok ki gerçek kayıp budur.
Son yorumlar