
13.06.2025 – Cuma Hutbesi – Geçmiş Nesillerden Örnekler

Elhamdülillah: Tanrı’ya övgüler olsun
Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh:
Tanıklık ediyoruz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı da yoktur
[2:66] Biz onları hem kendi nesilleri için hem de sonraki nesiller için bir emsal ve doğrular için bir aydınlanma yaptık.
TANRI, geçmiş nesillerin örneklerini vererek bizi aydınlatmak ve bir ibretlik ve örneklik olsun diye veriyor. Yani bu ayet bize diyor ki: Geçmiş nesillerden ibretlik alın; biz de o aydınlanmaya ve örneklere gideceğiz.
Ve TANRI bu yolla, bu şekilde bize rehberlik edeceğini söylüyor.
[4:26] TANRI size bir şeyleri açıklamayı, geçmiş emsaller yoluyla size rehberlik etmeyi ve sizi günahın bedelinden kurtarmayı irade eder. TANRI Her Şeyi Bilendir, En Bilge Olandır.
Buyruklar
[2:83] İsrailoğulları ile bir antlaşma yaptık: “TANRI’dan başkasına tapmayın. Ana-babanıza hürmet gösterin ve akrabaları, yetimleri ve yoksulları sayıp gözetin. İnsanlara dostça davranın. İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirin ve zorunlu bağışı (Zekâtı) verin.” Fakat birkaçınız hariç yüz çevirdiniz ve muhalif oldunuz.
Rabbimiz, bizi ana babamıza hürmet göstermemiz için tembih etmiştir. Ne olursa olsun, “öf” demeyeceksin diyor. Annen sana bağırabilir, baban sana bağırabilir; sen asla onlara “öf” bile demeyeceksin. Ama TANRI’nın yanına putlar yerleştirmeni söylerlerse, itaat etme. Yine de iyi davranmaya devam edeceksin.
Mucizelere Rağmen İsyan
[7:161] Hani onlara denmişti ki “Şu kente gidip yaşayın ve oradan canınızın istediği gibi yiyin, insanlara dostça davranın ve kapıdan tevazu ile girin. Biz de o zaman taşkınlıklarınızı bağışlayacağız. Biz doğrular için ödülü katlayacağız.”
Gündelik hayatta insanlara nasıl davranıyoruz? Kibirlice davranıyor muyuz, kırıcı sözler söylüyor muyuz? Öfkemizi kaybediyor muyuz, saldırganlaşıyor muyuz? Yoksa alçak gönüllü ve nazik miyiz? Kendimize soralım.
[31:18] “İnsanlara kibirlice davranma, yeryüzünde övünerek dolaşma da. TANRI kibirli gösterişçileri sevmez.
Tanrı, kibirlenenleri ayetlerinden çevirir.
Onlar doğru yolu değil, sapıklığı seçer.
Kibrimizden arınmamız gerekiyor.
İlahi Müdahale İnkârcıları Karanlıkta Tutar
[7:146] Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri vahiylerimden çevireceğim. Sonuç olarak, her türlü kanıtı görseler de iman etmeyecekler. Ve hidayet yolunu gördüklerinde onu yolları olarak benimsemeyecekler, fakat sapıklık yolunu gördüklerinde onu yolları olarak benimseyeceklerdir. Bu onların kanıtlarımızı reddetmeleri ve onlara tamamen kayıtsız kalmalarının sonucudur.
Tanrı’nın Koruması Altında Kalma Şartları*
[5:12] TANRI İsrailoğullarıyla bir antlaşma yapmıştı ve onlar arasından on iki önder çıkardık. Ve TANRI dedi ki “İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirdiğiniz, zorunlu bağışı (Zekâtı) verdiğiniz, elçilerime iman edip onlara saygı gösterdiğiniz ve TANRI’ya bir doğruluk borcu vermeye devam ettiğiniz sürece Ben sizinle beraberim. O zaman günahlarınızı örterim ve sizi akan nehirleri olan bahçelere kabul ederim. Kim bundan sonra inkâr ederse, gerçekten de doğru yoldan sapmıştır.”
*5:12 Bu ayette belirtilen şartları yerine getirirseniz, Tanrı sizinle birlikte olduğunu size gösterecektir; bundan hiç şüpheniz olmayacaktır. Tanrı’nın işaretleri arasında en belirgin olanları, Kuran’ın mucizesini anlayanlar için matematiksel işaretlerdir (Ek 1).
TANRI, Musa’ya “Beni hatırlamak için namazı yerine getir, yalnızca beni an namazda.” (20:14) dediğinde, bize söylüyor. Hutbenin başındaki ayetleri unutmayın:
Putperest Müslümanlar, “Hayır, bu Musa’ya söylüyor, bunu bize söylemiyor.” diyorlar. Oysa hutbenin başındaki ayetlere hiç dikkat etmiyorlar.
“Geçmiş nesillerde örnekler vererek size rehberlik edeceğim” diyen TANRI, Musa’yla konuşurken aslında bizi uyarıyor.
[3:92] Sevdiğiniz mallardan bağış yapmadıkça doğruluğa ulaşamazsınız. Her neyi bağış yaparsanız TANRI onun tamamen farkındadır.
Biz bağışı TANRI uğrunda yapıyoruz. Ve en sevdiğimiz şeyleri de TANRI uğrunda feda etmemiz gerekiyor. Çünkü biz en çok TANRI’yı seviyoruz. Niyetimiz bu olmalı.
Tanrı Tek Rehberlik Edendir
[2:272] Sen kimseye rehberlik etmekten sorumlu değilsin. TANRI (rehberlik edilmesi için) kimi seçerse ona rehberlik eden tek kişidir. Her ne bağış yaparsanız kendi iyiliğiniz içindir. Her ne bağış yaparsanız TANRI uğrunda olmalıdır. Her ne bağış yaparsanız en ufak haksızlık yapılmaksızın size geri ödenecektir.
Bağış, TANRI için yapılır; gösteriş için değil.
Niyetimiz neyse, karşılığımız da odur.
TANRI için değilse, kabul olmaz.
[76:8] En sevdikleri yiyecekleri yoksullara, yetimlere ve esirlere hibe ederler.
[76:9] “Biz sizi TANRI uğrunda yediriyoruz; sizden ne bir karşılık bekliyoruz, ne de teşekkür.
[76:10] “Biz sefalet ve bela dolu bir günde Rabbimizden korkuyoruz.”
Zekât verirken herhangi birinden teşekkür bekliyor muyuz?
Ya da “Sana zekât verdiğim için bana dua et.” diyor muyuz?
Bizim TANRI’nın dediğini dememiz gerekiyor:
“Biz TANRI uğrunda sizi yediriyoruz, içiriyoruz. Sizden bir teşekkür beklemiyoruz. Biz sefalet dolu bir günden korkuyoruz.”
Sözünüzün bu olması gerekiyor.
TANRI rahmetini zekât verenlere ayırmıştır. 7:156
Cennete gitmenin bir ön şartı zekâttır. Bu konuya çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Zorunlu Bağış (Zekât)
Zekât “hasat gününde” verilmelidir (6:141). Ne zaman “net gelir” elde etsek, %2,5’unu bir kenara ayırmalı ve belirlenen alıcılara şu sıra ile vermeliyiz—ana-baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolculuk halindeki yabancılar (2:215). Zekâtın hayati önemi Tanrı’nın yasasında yansır: “Rahmetim her şeyi kuşatır, fakat Ben onu Zekât veren doğrulara has kılacağım” (7:156).
Elçiler tarih boyunca İNKÂR edilmiştir. İnsanların çoğu ya onları reddetmiş ya da ELÇİLERİN arasında ayrım yapmıştır. Bazılarına iman etmiş, bazılarını ise İNKÂR etmiştir. Oysa Nisa 4:136’da TANRI, “رُسُلِهِۦ” kelimesiyle TÜM ELÇİLERİNE iman etmemizi emreder. Bu, seçerek değil, hepsine birlikte iman etmeyi gerektirir. Kim TANRI’NIN elçilerine iman etmeyi reddederse, o gerçekten KAYBETMİŞTİR.
Elçileri inkâr etmek putperestlik midir?
Ya da nasıl putperestlik olur:
Kendi kişisel fikrini takip edip,
Tanrı’nın gönderdiği birini inkâr etmek…
Kendi egosunu Tanrı edinmiş olur.
Putperestliğin Yaygın Formu: Bir tanrı Olarak Ego
[45:23] Tanrısı kendi egosu olana dikkat ettin mi? Sonuç olarak, TANRI onu bilgi birikimine rağmen saptırır, onun işitmesini ve zihnini mühürler ve gözlerinin üstüne bir perde yerleştirir. TANRI tarafından verilen böyle bir karardan sonra ona kim rehberlik edebilir? Dikkate almaz mısınız?
[4:150] TANRI’yı ve elçilerini inkâr edenler ve TANRI ile elçilerinin arasını ayırmaya çalışanlar ve “Biz bir kısmına iman ediyoruz, bir kısmını reddediyoruz” diyenler ve arada bir yol izlemeyi arzu edenler var ya;
[4:151] işte bunlar gerçek inkârcılardır. Biz inkârcılara utanç verici bir azap hazırladık.
[4:152] TANRI’ya ve elçilerine iman eden ve onlar arasında hiçbir ayrım yapmayanlara gelince, O onlara mükâfatlarını bahşedecektir. TANRI Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
Tanrı’ya tövbe edelim, bağışlanma dileyelim.
Tuubu ila Allah.
Elhamdülillah: Tanrı’ya övgüler olsun
Eşhedü en la ilahe illa Allah vahdehu la şerike leh:
Tanıklık ediyoruz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur. O tektir, ortağı da yoktur.
[2:93] Sina Dağı’nı üzerinize kaldırıyorken “Size verdiğimiz buyruklara güçlü bir şekilde sarılın ve dinleyin” diyerek sizinle bir antlaşma yaptık. “İşitiyoruz ama itaat etmiyoruz” dediler. İnançsızlıklarından ötürü kalpleri buzağıya tapma duygusuyla doldu. De ki, “Eğer bir imanınız varsa, imanınızın size dikte ettiği şey gerçekten de berbat.”
TANRI’nın Buyrukları zor değildir. TANRI hiçbir ruha imkânlarının üstünde yük yüklemez. Buyruklara güçlü bir şekilde sarılıyor muyuz? TANRI’nın buyruklarına güçlü bir şekilde sarılmak için buyrukları sık sık gözden geçirebiliriz. Ne kadar çok önemsersek ne kadar çok hatırlarsak, TANRI da bize o kadar çok yardım edecektir. Buyrukları hatırlarsak, korunur ve kurtuluruz.
[8:29] Ey iman edenler! Eğer TANRI’ya derin saygı duyarsanız, O sizi aydınlatır, günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. TANRI sonsuz lütuf sahibidir.
İsrail ile Antlaşma
[2:63] Sina Dağı’nı üzerinize kaldırıyorken sizinle bir antlaşma yaptık: “Size vermiş olduğumuza güçlü bir şekilde sarılın ve içindekileri hatırlayın ki kurtarılasınız.”
[7:171] Biz dağı bir şemsiye gibi üzerlerine yükselttik ve onlar onun üzerlerine düşeceğini zannettiler: “Size verdiğimize güçlü bir şekilde sarılın ve içeriğini hatırınızda tutun ki korunasınız.”
[6:153] Bu Benim yolumdur—dosdoğru olan. Onu takip edin, başka yolları takip etmeyin, yoksa onlar sizi O’nun yolundan saptırırlar. Bunlar O’nun size buyruklarıdır ki kurtarılasınız.
[6:155] Bu da vahyettiğimiz bereketli bir kutsal yazıdır; onu takip edip doğru bir hayat sürün ki rahmete erişesiniz.
Egomuzu öldürüp kendi kişisel fikirlerimizden kurtulup tamamen Tanrı’ya teslim olmamız gerekiyor.
[38:26] Ey Davut! Biz seni yeryüzünde bir yönetici yaptık. Bu nedenle, insanlar arasında adil bir şekilde hüküm ver ve kendi kişisel fikrini takip etme, yoksa o seni TANRI’nın yolundan saptırır. Şüphesiz, TANRI’nın yolundan sapanlar, Hesap Günü’nü unuttukları için şiddetli azabı üzerlerine çekerler.
Teslim olanların tek yasa koyucusu TANRI’dır.
TANRI, hükmüne kimseyi ortak etmez.
Biz, kâinatın Rabbi olan TANRI’ya teslim olmakla emrolunduk.
2:131
Tanrı’nın Antlaşmasını İhlal Etmenin Sonuçları
[5:13] Onları lanetlememiz ve kalplerini kaskatı hale getirmemiz o antlaşmayı ihlal etmelerinin bir sonucuydu. Sonuç olarak, kelimeleri bağlamından kopardılar ve kendilerine verilmiş olan buyruklardan bir kısmını hiçe saydılar. Pek azı hariç onların ihanetlerine tanık olmaya devam edeceksin. Onları affet ve onlara aldırış etme. TANRI iyi davrananları sever.
Tanrı’nın buyruklarını hiçe sayanların kalpleri katılaştı. Biz de aynı ihmalkârlığı yaparsak, aynı sonuçlar bizi de bulur.
Eqimus Salat: Namaz kılalım.
Hutbe: Harun
Son yorumlar