Sayfa Seç

11.10.2024 – Cuma Hutbesi

11.10.2024 – Cuma Hutbesi

Elhamdülillah: TANRI’ya övgüler sunuyoruz.  

Eşhedü en la ilahe illa Allah, vahdehu la şerike leh: TANRI’dan başka bir TANRI’nın olmadığına, O’nun bir ve tek olduğuna ve ortağının bulunmadığına tanıklık ederiz. 

Bugünkü hutbemizde din üzerinden gelir etme sorunu üzerine duracağız. Kuran’ı okuyan, rehber edinen ve düşünen bir bireyin dikkatini çekecek olan konulardan biri de elçilerin din üzerinden herhangi bir şekilde ücret almamaları olacaktır. 

Elçilerin Tamamı Herhangi Bir Dini Faaliyet İçin Ücret Almadılar!  

Din üzerinden geçinmemeyi, din üzerinden kazanç elde edilmemesi gerektiğini söyleyen ve bu ayetler üzerinde konuşan kaç din adamı tanıdınız? 

[36:21] “Sizden hiçbir ücret istemeyenlere ve rehberlik edilenlere uyun. 

*36:13-27 TANRI’nın elçileri kanıta sahiptirler, yalnızca TANRI’yı savunurlar ve para istemezler. 

[10:72] “Eğer yüz çevirirseniz, zira ben sizden herhangi bir ücret istemedim. Benim ücretim TANRI’dan gelmektedir. Bana bir teslim olan olmam emredildi.” 

[12:104] Sen onlardan herhangi bir ücret istemiyorsun; sen sadece bu hatırlatıcıyı tüm insanlara iletiyorsun. 

 

Teslimiyet’te maaşlı ve maaşsız ruhban sınıfı yoktur. Dolayısıyla din konusunda uzmanlaşan kişiler olabilir, ama bu uzmanlıktan maaş, çıkar ve karşılık beklenemez. Karşılık sadece TANRI’dan beklenir, TANRI’nın rızasından daha kıymetli bir şey de yoktur. Fakat maalesef din adamlarının çoğu bunu yapmadıkları gibi, TANRI ile kulu arasına kendilerini yerleştirip bundan oldukça fazla menfaat sağlıyorlar. Bu yüzden Kuran sürekli olarak din adamlarının gerçeği gizlediğini ve halkın parasını haksız yoldan yiyerek onları saptırdıklarını açıklıyor. Kuran’ın din adamlarını eleştiren, halkı din adamlarına karşı uyaran ayetlerinden gereği gibi ders almayan Müslümanlar, bu konudaki çok sayıda ayete kör ve sağır kalmalarının bedelini çok ağır ödüyorlar. 

 

Toplumları Saptıranlar!  

Din adamları sınıfı hemen hemen her toplumda dini tahrif eden ve tahrif olmuş dini koruyan kişilerden oluşur. Bu sınıf, dini yapının içinde bir şekilde çöreklenip hem geçimini sağlamakta hem de bu işten itibar edinmektedir. En saçma dini inançları, o inançların din adamı sınıfı ayakta tutmakta ve devamını sağlamaktadır. Problemin temelini oluşturan unsur, atalarından dini öğretileri devralan kişilerin, kendilerine din adına ulaşan bilgileri yeterince sorgulamamasıdır. Dini ciddiye alarak atalarının inançlarını sorgulayamamasının asıl sebebi ise TANRI’NIN hidayet etmesi için gerekli olan erdemli  yaşamı sürmemesidir. 

 

Bozulma Süreci Nasıl İşliyor?  

Dinde bozulma süreci, geçmişte bazı din adamlarının farkında olarak veya olmayarak bazı konularda yanlış hükümler üretmesiyle başlıyor. Bu verilen yanlış hükümler, o dini inancın takipçileri üzerinde, zaman ilerledikçe adeta uyutucu bir etki yapıyor. Geçmişte yaşamış kişiler önce kutsanıyor, sonra yanılmaz kutsal kişiler gibi algılanıyorlar. Ve böylece bu bir kısır döngü gibi tüm toplumları etkisi altına alıyor. 

 

Din Adamları Halkı Yanlışa Yönlendiriyorlar! 

Herhangi bir insan nasıl rab edinilebilir? Bu sorunun cevabını doyurucu bir şekilde bilmemiz bizim için hayati önem taşıyor. TANRI uyarıyor; din adamları dâhil elçiler bile rabler/efendiler edinilebilir. Bize düşen, kimseyi rab edinmemek için gerekli bilgileri edinmektir. Peki bu bilgilere sahip miyiz? 

 

TANRI’nın Öğretileri Yerine Dini Liderlerin Öğretilerine Sarılmak 

[9:31] Onlar TANRI’nın yerine kendi dini liderlerini ve âlimlerini rabler* edindiler. Başkaları da Meryemoğlu Mesih’i tanrılaştırdı. Onların hepsine, tek bir tanrıya tapmaları emredildi. O’ndan başka tanrı yoktur. O, herhangi bir ortağa sahip olmanın çok ötesinde yüceltilsin. 

*9:31 Eğer “Müslüman âlimlere,” bu kanıtlanmış kutsal yazıda öğretildiği gibi yalnızca TANRI’ya tapmak ve yalnızca TANRI’nın sözüne sarılmak hakkında danışırsanız size onun tersini tavsiye edeceklerdir. Eğer Papa’ya İsa’nın kimliği hakkında danışırsanız size üçlü birliğe sarılmayı öğütleyecektir. Eğer TANRI’nın öğretilerine aykırı tavsiyeleri olan “Müslüman âlimlere” uyarsanız veya eğer TANRI’nın tavsiyesi yerine Papa’nın tavsiyesini alırsanız, TANRI’nın yerine bu dini liderleri tanrılar edinmiş olursunuz. 

Elçiler dahil herkes bir kişinin ilahı veya rabbi olabilir. TANRI gibi onları sevdiğinizde, onları dinde yanılmaz otoriteler olarak gördüğünüzde, duanıza aracılar olarak koyduğunuzda, şefaat ve benzeri türden kavramlarla hesap günü kurtarıcılar olarak ilan ettiğinizde, evet bu vasıflar ve saymadığım ilaha ait olan vasıfları kullara verdiğinizde her biri ilah konumuna koyulmuş olur ve bu şirktir. Elçiler toplumlarına elbette ‘’beni tanrı edinin’’ demezler, lakin din adamları bir şekilde elçilerin mesajlarını bozarak toplumları saptırmayı başarırlar. 

 

 

Miras Alınan Gelenekler Kınandı 

[43:22] Gerçek şu ki: onlar, “Atalarımızı belli uygulamaları sürdürürken bulduk ve biz onların adımlarını takip ediyoruz” dediler. 

[43:23] Aynı şekilde, herhangi bir topluluğa bir uyarıcı gönderdiğimizde, o topluluğun önderleri şöyle derlerdi, “Biz atalarımızı belli uygulamaları izlerken bulduk ve biz onların adımlarını takip edeceğiz.” 

[43:24] (Elçi) derdi ki “Ya eğer ben size atalarınızdan miras aldığınız şeyden daha iyi bir rehberlik getirdiysem?” Onlar da, “Biz senin getirdiğin mesajın inkârcılarıyız” derlerdi. 

 

Elçiler kendi toplumlarına mesajları ilettiklerinde, özellikle din üzerinden geçinen kesimden yoğun tepki görüyorlardı. Bu kesim, atalarından öğrendikleri dine sıkı sıkıya bağlı olan ve öğrendikleri dinin elçinin getirdiği dinden daha doğru olduğunu zanneden bir kesimdi. Din adına konuşma yetkisini kendinde gören bu kişiler, elçilerin getirdiği mesajları anlamak yerine üzerinde buldukları atalar dinine mensup olmayı tercih etmişlerdir. Dini geçim kapısı haline getiren bu kişiler mevcut yapıdan beslendikleri için bu yapının değişmesine karşı çıkmışlardır. 

 

Tuubu ila Allah: TANRI’ya tövbe edelim. 

 

  1. KISIM

Elhamdülillah: TANRI’ya övgüler sunuyoruz.  

Eşhedü en la ilahe illa Allah, vahdehu la şerike leh: TANRI’dan başka bir TANRI’nın olmadığına, O’nun bir ve tek olduğuna ve ortağının bulunmadığına tanıklık ederiz. 

Namaz Kıldırmak/Din Anlatmak/Cemaat Liderliği Meslek Olabilir mi? 

Profesyonel Dincilere Dikkat Edin 

[9:34] Ey iman edenler! Birçok dini lider ve vaiz halkın parasını gayrı meşru şekilde alırlar ve TANRI’nın yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü istifleyip onları TANRI uğrunda harcamayanlara acı veren bir azabın sözünü ver. 

[5:63] Keşke hahamlar ve papazlar onları günahkâr söylemlerinden ve haram kazançlarından menetseydiler! Gerçekten de berbattır yaptıkları şey. 

 

Kuran’ın açık ve anlaşılır olduğundan bahseden yüzlerce ayete rağmen din adamları Kuran’ın anlaşılmasının zor olduğunu ve hadisler/tarih/fıkıh/tefsir vs. olmadan anlaşıla mayacağını söylediler. Oysa bu söylem, bunu söyleyen kişilerin inandıkları kitaba ihanet ettikleri manasına geliyor. Kuran’ın kendini tarif eden ayetlerdeki ‘’apaçık, detaylı, her örneği içeren’’ gibi güçlü tanımsal vurgularına rağmen bu ayetler ya görmezden gelindi ya da gizlendi. Yukarıdaki ayetlerdeki eleştiriler oldukça önemlidir ve günümüzde de geçerlidir. Dinden geçinen kişilerin çoğu hala ana konuları değil tali ve çoğu zaman topluma pek faydası dokunmayacak konuları konuşmaya devam ediyorlar. 

 

Din tüccarları yıllarca sakızın orucu bozup bozmayacağını konuşup tartıştılar. Neredeyse bir kez bile şirk konusunda veya Kuran’ın kendi dilimizde okunup anlaşılmasının önemi hakkında konuşmuyorlar, gündeme getirmiyorlar ya da konuları çarpıtarak aktarıyorlar. Toplumumuz dindeki birçok konudan habersiz ve şirkin içine batmış durumdadır. Şirk konusunu doğru bir şekilde aktararak açıkça konuşan kişiler neredeyse yok gibidir. Ve bu konuyu konuşan az sayıda kişi de konuyu yumuşatarak anlatmaktadır. Gerçekler o kadar serttir ki, karşılaşacağı büyük tepkiye rağmen gerçekleri anlatmak ancak yürekli insanların yapabileceği bir iştir. 

 

Kuran Okunuyor Ama Neden Doğru Anlaşılamıyor?  

Üzerinde durduğumuz temel konu, Kuran’ın neden yanlış anlaşılmaya müsait bir kitap olduğu ile alakalıdır. TANRI farklı anlamlar yüklenmeye müsait (3:7, 74:31) bir kitap göndermiştir. Bu aynı zamanda YÜCE TANRI’NIN TEMİZ OLANI PİS OLANDAN AYIKLAMA METODUDUR. Kuran’ı herkes okur ama sadece temiz kalp sahibi, gerçek iman eden ve rehberlik edinen insanlar doğru anlar! Bu konu önemlidir. Kuran’ı birçok dini grup okuyor ama her biri farklı anlıyor. Yüce Rabbimiz bizleri tüm sözleri inceleyen, ardından en güzelini takip eden rehberlik edinen akıl sahibi kullarından eylesin. Tüm övgü ve yücelik ona aittir. 

Equmis Salat: Namaz Kılalım   

 

Hutbe: Yusuf 

 

Yazar hakkında