Sayfa Seç

03.01.2025 – Cuma Hutbesi

03.01.2025 – Cuma Hutbesi

HUTBE: 1. KISIM

Elhamdülillah TANRI’ya övgüler olsun eşhedü en lâ ilahe illallah vahdehu la şerike leh: Tanıklık ediyoruz ki o tek TANRI’nın yanında başka bir TANRI yoktur onun ortağı da yoktur.

Kardeşlerim bu haftanın konusu; ‘Sosyal Yaşamda Kuran’ın Rehberliği

Rabbimiz bizleri dünyada günahtan kurtulmamız için rehberlik edecek bir kitapla, Kuran ile buluşturmuştur. Bu kitap adaletle ve merhametle yaşamayı, hayatımızın her alanında Kuran’ı yol gösterici olarak kabul etmemiz gerektiğini vurgular. Kuran doğruya yönelten ve insanlığa rehberlik eden en güvenilir kaynaktır. Rabbimiz bu konuda Kuran da şöyle buyurmaktadır;

[2:2] Bu kutsal yazı hatasızdır; doğrular için bir yol gösterici;

[27:2] İmanlılar için bir yol gösterici ve müjde.

[31:3] Doğrular için bir yol gösterici ve bir rahmet.

Bu ayetler Kuran’ın yalnızca bireysel ibadetlerde değil hayatın her alanında rehberlik ettiğini ve insanları doğru yola ulaştırdığını göstermektedir. Bu bağlamda biz iman edenler Kuran ı yalnızca bireysel ibadetlerimizde değil toplumsal ilişkilerimizde de temel yol gösterici olarak benimsemeliyiz. Sosyal hayatımızda Kuran’ın Rehberliğini anlamak için önce onun ahlaki ilkelerine kulak vermeliyiz.

Rabbimiz Kuran’da şöyle buyuruyor:

[16:90] TANRI adaleti, bağış yapmayı ve akrabaları gözetmeyi savunur. Ve kötülüğü, ahlaksızlığı ve taşkınlığı yasaklar. Dikkate alasınız diye sizi aydınlatıyor.

[4:36] Yalnızca TANRI’ya tapın—O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babayı, akrabaları, yetimleri, yoksulları, ilişkili olduğunuz komşuyu, ilişkili olmadığınız komşuyu, yakın arkadaşı, seyahat eden yabancıyı ve hizmetkârlarınızı sayıp gözetin. TANRI kibirli gösterişçileri sevmez.

Bu mesaj Kuran’ın adalet iyilik ve ahlak temellerine dayalı bir toplumu nasıl inşa etmeyi amaçladığını açıkça göstermektedir. Kuran sadece ibadetlerimize değil toplumsal düzenin sağlanmasında da bizlere en doğru yolu göstermektedir. Adaletle hükmetmek akrabalık ve toplumsal ilişkilerde Kur’an‘ın ahlakını esas almayı ve ihtiyaç sahiplerine destek olmayı da amaçlar. Kuran’da insanlar arasındaki iletişim ve dayanışmalara rehberlik eden bir çok ilke vardır.

*Rabbimiz güzel söz söylemeyi ve insanlara dostça davranmayı emreder.

[17:53] Kullarıma, birbirlerine mümkün olan en iyi şekilde davranmalarını söyle, çünkü şeytan sürekli aralarını açmaya çalışacaktır. Şüphesiz, şeytan insanın en azılı düşmanıdır.

Bu aile içi ilişkilerden toplumsal diyaloğa kadar her alanda hoşgörülü saygılı ve yapıcı bir dil kullanmamız gerektiğini vurgulamaktadır.

[41:34] Güzel yanıt vermek ile kötü yanıt vermek bir değildir. Sen mümkün olan en güzel karşılığı verme yoluna git. Böylelikle, düşmanın olan kişi en iyi dostun olabilir

.

Kuran’ın önemle üzerinde durduğu başka bir konuda; doğruluk, güvenilirlik, sözünde durmak ve emanete ihanet etmemektir.

[23:8] Kendilerine bırakılmış emanetler ve aynı zamanda yaptıkları herhangi bir anlaşma söz konusu olduğunda, onlar güvenilir kimselerdir.

[4:58] TANRI, insanların size emanet ettiği herhangi bir şeyi onlara geri vermenizi emreder. Eğer insanlar arasında hükmederseniz adil bir şekilde hükmedin. En iyi aydınlanma, şüphesiz TANRI’nın size önerdiği aydınlanmadır. TANRI İşitendir, Görendir.

Kuran’ı hayatımıza rehber edindiğimiz de, bireysel ve toplumsal huzura erişmemiz daha mümkün olacaktır. Kuran insanı karanlıktan aydınlığa çıkaran bir nurdur. Kuran insanları her zaman iyilik yapmaya teşvik etmiş ve ısrarla kötülükten uzak durmayı emretmiştir.

*Kuran’a göre yetimlerin korunması:

[6:152] Onlar olgunluk çağına ulaşıncaya dek en doğru yöntemin dışında yetimlerin paralarına dokunmayacaksınız. Ticaret yaptığınızda adil bir şekilde, tam ağırlığında ve eksiksiz vereceksiniz. Biz hiçbir ruha imkânlarının üstünde yük yüklemeyiz. Yakınlarınızın aleyhinde bile olsa, şahitlik yaparken kesinlikle adil olacaksınız. TANRI ile olan antlaşmanızı yerine getireceksiniz. Bunlar O’nun size buyruklarıdır ki dikkate alasınız.

Yetimlerin haklarının korunmasını emreden bu ayet, korunmaya muhtaç olanları gözetmenin önemini vurgular. Çünkü ailesini kaybetmiş bir çocuk savunmasızdır ve hakları kolayca gasp edilebilir. Burada TANRI, insanın hem vicdan hem de adalet çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini işaret eder. Bu, insanın maddi ve manevi emanetlere olan sorumluluğunu hatırlatır.

*Kuran’a göre ihtiyaç sahiplerine yardım:

[3:92] Sevdiğiniz mallardan bağış yapmadıkça doğruluğa ulaşamazsınız. Her neyi bağış yaparsanız TANRI onun tamamen farkındadır.

Bu ayet, sevdiğiniz şeylerden vazgeçmeden, iyiliğin ve doğruluğun zirvesine ulaşamayacağımızı belirtir. Bu sadece mal – mülk yada servetle ilgili değildir; aynı zamanda insanın bencilliğini, tutkularını ve dünyevi bağlılıklarını aşması gerektiğinin mesajını da verir.

Şimdi tövbe edelim: Tuubu ila Allah.

HUTBE: 2. KISIM

Elhamdülillah TANRI’ya övgüler olsun eşhedü en lâ ilahe illallah vahdehu la şerike leh: Tanıklık ediyoruz ki o tek TANRI’nın yanında başka bir TANRI yoktur onun ortağı da yoktur.

Dinimiz, adalet ve doğruluğun temelleri üzerine kuruludur. Kuran, ekonomik ve sosyal hayatın her alanında insanları doğru ve adil bir şekilde davranmaya teşvik eder. Kuran, helal kazancı teşvik eder ve hileli ticaretten kaçınılmasını öğütler. Ayrıca, zekât ve yardımlaşma gibi erdemler, toplumsal dayanışmayı artırarak adaletin ve huzurun sağlanmasında önemli bir rol oynar.

*Kuran, adaletin her durumda korunması gerektiğini açıkça ifade eder: [26:181] “Ticaret yaptığınız zaman eksiksiz verin; kandırmayın. [26:182] “Adil bir teraziyle tartın.

[26:183] “İnsanları haklarından mahrum bırakmayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın. Bu ayet, ticarette dürüstlük ve adaletin gerekliliğini vurgular.

Kuran ayrıca, sosyal adaletin temellerini atarken, yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik eder. Zekât, bu yardımlaşmanın önemli bir aracıdır. Rabbimiz kuranda zekat vermenin zamanını, ‘hasat zamanı’ olarak belirlemiştir. Bu kapsamda gelir elde ettiğimizde bu gelirden en az %2,5 (kırkta bir) oranında zekatımızı düzenli olarak vermeliyiz. Zekât, toplumda ekonomik dengeyi sağlarken, zenginle fakir arasındaki uçurumu kapatmaya yardımcı olur. Zekâtın hasat zamanı verilmesi, düzenli olarak toplumsal dengeyi sağlamanın bir yoludur. Ayrıca, Allah’ın rahmeti, zekâtı verenlere özgü kılınmıştır:

[7:156] “Ve bizim için bu dünyada da Ahirette de doğruluğu karara bağla. Biz Sana tövbe ettik.” Dedi ki “Benim azabım kimi irade edersem onun başına gelir. Fakat rahmetim her şeyi kuşatır. Bununla birlikte, Ben   onu   şu   kimselere   has   kılacağım: (1) doğru   bir   hayat   sürenler, (2) zorunlu bağışı (Zekâtı) verenler,* (3) vahiylerimize iman edenler.

Bu ayet, zekâtın düzenli verilmesinin, Allah’ın rahmetine ve lütfuna erişmenin bir yolu olduğunu vurgular.

*Kurana göre adalet, hukukun temeli olup, her durumda ve koşulda korunmalıdır:

[5:8] Ey iman edenler! Şahitlik ettiğiniz zaman tümüyle adil olun ve TANRI’yı gözetin. Bazı insanlarla olan çatışmalarınız sizi adaletsizlik yapmaya sevk etmesin. Tümüyle adil olun, çünkü bu daha doğrudur. TANRI’yı gözetin. TANRI yaptığınız her şeyden tamamen Haberdardır.

Bu ayet, adaletin kişisel duygulardan bağımsız olarak sağlanması gerektiğini belirtir.

*Kuran, yaşam hakkını kutsal kılar ve haksız yere cana kıymanın büyük bir günah olduğunu bildirir:

[5:32] Bundan dolayı İsrailoğullarına şunu hükme bağladık, her kim cinayet veya korkunç suçlar işlememiş herhangi bir kişiyi öldürürse, sanki tüm insanları öldürmüş gibi olur. Ve her kim de bir hayatı kurtarırsa, sanki tüm insanların hayatını kurtarmış gibi olur. Elçilerimiz onlara apaçık kanıtlar ve vahiylerle gittiler, fakat onların birçoğu, bütün bunlardan sonra, hala haddi aşıyorlar.

Bu ayet, bireysel suçların toplumsal etkilerini vurgular ve adaletin sağlanmasını emreder.

*Yeni yıl, zamanı iyi değerlendirip arınma ve TANRI ya teslimiyet yılı olsun.

Zaman, Rabbimizin bizlere sunduğu en kıymetli nimetlerden biridir. Yılın ilk Cuma gününde, hayatımıza yeni bir başlangıç yapma fırsatıyla karşı karşıyayız. Geçmişimizi gözden geçirip hatalarımızdan arınarak, geleceği daha bilinçli bir şekilde inşa etmenin ve TANRI ya tam bir teslimiyetin vaktidir.

*Rabbimiz şöyle buyurur:

[10:5] O’dur Güneş’i ışığın kaynağı ve Ay’ı da bir ışık kılan ve yılları saymayı ve hesaplamayı öğrenesiniz diye onun evrelerini de O tasarladı. TANRI tüm bunları belirli bir amacın dışında yaratmadı. O, vahiyleri bilen insanlar için açıklar.

Bu ayet, hayatın düzeninin tesadüf olmadığını, her şeyin bir hikmet üzere yaratıldığını bizlere bildirir. Bu düzeni fark eden bir imanlı, hem kendi hatalarını gözden geçirir hem de toplumda iyiliği ve adaleti güçlendirmek için çaba sarf eder.

*İmanlılar Tövbe Ederler:

[66:8] Ey iman edenler! TANRI’ya kararlı bir tövbe ile tövbe edin. Rabbiniz o zaman günahlarınızı örtecek ve sizi akan nehirleri olan bahçelere kabul edecektir. O gün TANRI, peygamberi ve onunla birlikte iman etmiş olanları hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Işıkları önlerinden ve sağ taraflarından yayılacaktır. Diyecekler ki “Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla; Sen Her Şeye Gücü Yetensin.”

Tövbe, geçmişin yüklerinden kurtulup geleceğe tertemiz bir başlangıç yapmamız için Rabbimizin bizlere bahşettiği eşsiz bir lütuftur. Dünya hayatı, hızla akıp giden bir serüvendir. Gerçek yurdun ahiret olduğunu ve asıl gayemizin Rabbimizin rızasını kazanmak olduğunu unutmamalıyız. Rabbimiz şöyle buyurur: [29:64] Bu dünya hayatı bir gösteriş ve oyundan fazlası değildir, oysa Ahiret yurdu gerçek hayattır,

keşke bilselerdi.

Yeni yıl, dualarımızı yenileyip Rabbimize umut dolu bir teslimiyetle yönelmenin de zamanıdır. Yeni başlangıçlar yaparken, Zekeriya gibi Rabbimize umut dolu dualarla yönelmeliyiz. Zekeriya yaşı ilerlemiş olmasına rağmen Rabbine dua ederek içindeki ümidi hiçbir zaman kaybetmemiştir. Kuran’da bu durum şöyle anlatılır:

[19:4] Dedi ki “Rabbim! Vücudumdaki kemikler zayıfladı ve saçlarım ağardı. Rabbim! Ben Sana yalvarırken asla umutsuzluğa kapılmam.

Aynı şekilde İbrahim’in yaşlılıkta evlat sahibi olması, Rabbimizin katında her şeyin mümkün olduğunu gösterir. Rabbimiz, İbrahim’in duasını şöyle bildirir:

[37:100] “Rabbim! Bana doğruluk üzere olan evlatlar bahşet.”

[37:101] Biz ona iyi bir çocuğun müjdesini verdik.

Bu ayetler bizlere umut aşılar. Allah’ın rahmetinden ümit kesmemeli, zor gördüğümüz durumlarda bile O’na yönelmeliyiz. Bu dünya hayatının geçici aldatıcı illüzyon olduğunu idrak ederek, asıl amacımızın Rabbimizin rızasına ulaşmak olduğunu unutmayalım.

Kardeşlerim; gelin bu dönemi hayatlarımızı yeniden inşa etmek için bir fırsat bilelim. TANRI’ya teslimiyetimizi artırarak O’nun razı olduğu bir kul olmaya niyet edelim. Rabbimiz şöyle buyurur:

[2:112] Doğrusu, doğru bir hayat sürerek kendilerini mutlak bir şekilde yalnızca TANRI’ya teslim edenler mükâfatlarını Rablerinden alacaklardır; onların korkacakları hiçbir şey yoktur, onlar üzülmeyecekler de.

Yeni bir yıl, bizlere Rabbimizin sunduğu nimetlerin değerini hatırlatır ve derin bir muhasebe yapma fırsatı sunar ve her anı yenilenme fırsatlarıyla doludur. Hayatın her aşaması bir başlangıçtır; her gün, her hafta, her yıl yeni bir umut ve değişim kapısıdır. Rabbimiz, geceyle gündüzün değişimini ve zamanın akışını bizlere kendi kudretinin delilleri olarak sunmaktadır. Bu düzen, yalnızca fiziksel gerçeklik değil, aynı zamanda ruhlarımızın da büyümesi ve yenilenmesi için ilahi davettir.

Şimdi namaz kılalım: Eqimus-salat.

Hutbe: Gülenay

Yazar hakkında