
01.08.2025 – Cuma Hutbesi – İbadetler: Tanrı’dan Bir Hediye

1.Hutbe
ELHAMDÜLİLLAH VE EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLA ALLAH VAHDEHÛ LÂ ŞERİKE LEH.
Tanrı’ya övgüler olsun. Şahitlik ediyoruz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur; O tektir, ortağı yoktur.
İlk hutbemizin konusu ibadetlerin önemi ile ilgili olacak. İbadetler neden var, neden ibadetleri yerine getirmeliyiz sorularına bakacağız.
İbadetler Tanrı’ya iman ettikten sonra ruhumuzu büyütmek için, gerçek kişilik olan ruhumuzu beslememiz için yapmamız gereken adanmışlık eylemleridir. Bunları yaparak Tanrı’yı hatırlarız, Tanrı’ya itaat ettiğimizi gösteririz ve ruhlarımızı büyütürüz. Tanrı’yı her andığımızda, onun her emrini yerine getirdiğimizde ruhlarımız gelişir. İbadetlerimiz tapınmamızın bir parçasıdır. Tanrı bizlere lütufta bulunmuş ve ruhlarımızı olabildiğince büyütebilmemiz için bize fırsatlar sunmuştur. Ruhlarımızı büyütmenin herhangi bir sınırı yoktur. Bu yüzden Tanrı’nın bizlere sunduğu bu fırsatları çok iyi değerlendirmeliyiz.
İbadetlerimiz tamamen Tanrı’ya adanmalıdır.
(6:162) De ki, “İletişim Dualarım (Namazım), ibadet uygulamalarım, hayatım ve ölümüm; hepsi mutlak bir şekilde yalnızca kâinatın Rabbi olan TANRI’ya adanmıştır.
(7:29) De ki, “Benim Rabbim adaleti ve her ibadet yerinde yalnızca O’na adanarak durmayı savunur. İbadetinizi mutlak bir şekilde yalnızca O’na adayın. Tıpkı sizi başlattığı gibi, nihayetinde O’na döneceksiniz.”
İbadetler bizi kesinliğe eriştirir.
(15:99) Kesinliğe erişmek için Rabbine ibadet et.
Her ibadetimizde ruhumuz daha da gelişir, idrak edebilme yeteneğimiz artar, Tanrı’ya daha da yakınlaşırız, rehberliğe daha da yakınlaşırız, Rabbin Krallığı’na girmeye bir adım daha yaklaşırız ve adım adım endişelerimiz ortadan kaybolur, ahiret bilincimiz artar, kesinliğe erişiriz.
Gün içinde yapacağımız ibadetlerin hem öncesinde — bunların planlamalarını yaparken — hem de ibadetler esnasında, zihnimizin bu dünyaya olan odaklanmışlığını keserek Tanrı’yı hatırlarız, O’nu anarız ve yüceltiriz.
Nasıl ki beden; su, yemek, uyku gibi gıdalar istiyorsa, asıl kişilik olan ruh da beslenmek ister.
İbadet yapacağımızda, cin yoldaşımızdan — asıl kişilik olmayan bedenin geçici çıkarına— fısıltılar duyarız:
Şafak namazına kalkacağımızda:
“Kalkma, uyumalısın; uykuya daha çok ihtiyacın var…”
Oruç tutacağımızda:
“Tutma, çünkü bedenin yemek istiyor…”
Zekât ve sadaka vereceğimizde:
“Bunu verirsen zor duruma düşebilirsin, o parayı kendin için harca…”
İşte kardeşlerim, beden–ruh arasındaki bu çekişmeyi, gerçek kişilik olan ruhun lehine sonuçlandırmak bize bağlıdır — tabii ki Tanrı’nın izniyle.
İbadetlerimizi yerine getirdikçe ruhumuz gelişecek, bu çekişme azalacak ve fısıltıların artık azaldığını göreceğiz.
Bir diğer önemli nokta da, ibadetlerimizi ve doğru işleri yaparken sadece Tanrı’yı gözetmemiz, sadece Tanrı’ya adamamız gerektiğidir.
Bunları Tanrı bize emrettiği için, O’nun rızasını kazanmak için, ahireti önemsediğimiz için, O’na teslimiyetimizi ve itaatkârlığımızı göstermek için yapıyor olduğumuzu bilincimize çok iyi yerleştirmeliyiz.
Tanrı’ya iman etmeyen birçok insan, birilerine iyilikler yapabilir, doğru işler yapabilir. Fakat bunu yaparken Tanrı’yı gözetmez, ahireti umursamaz ve bunun kendi iyiliğinden kaynaklandığını düşünür; egosuna yenik düşer. İyi bir insan olduğunu düşünür fakat egolu olduğunun, Tanrı’ya haksızlık suçunu işlediğinin, nankörlük ettiğinin ve inkârcı olduğunun farkında değildir.
Tüm iyiliklerin Tanrı’dan olduğunun, O’ndan başkasının gücünün olmadığının, her şeyi kontrol edenin Tanrı olduğunun bilincinde değildir.
Yaptığımız doğru işleri, Tanrı’yı gözetmeden, O’nun emri doğrultusunda olmadan, O’na itaat amacı dışında yapıyorsak, bu işler bize ahiret için fayda sağlamayacaktır.
Bu insanlar, bu dünyada rızıklandırılsalar bile ahirette kaybedenlerden olacaklardır.
[2:126] İbrahim dua etti: “Rabbim! Burayı huzurlu bir memleket yap ve halkını ürünlerle rızıklandır. TANRI’ya ve Son Gün’e iman edenlere rızık sağla.” (Tanrı) dedi ki “Ben inkârcılara da rızık sağlayacağım. Geçici olarak yararlanmalarına izin vereceğim, sonra onları Cehennem azabına ve berbat bir kadere mahkûm edeceğim.”
Unutmayalım ki bizler bu dünyaya büyük bir suç işledikten sonra yalnızca tek Tanrı’ya tapma amacıyla gönderildik. Dünyaya gönderilişimizin ilk amacı iyi insan olmak ve iyilikler yapmak değildir. Yalnızca tek olan Tanrı’ya tapmaktır, iman etmektir, ahiret bilincinde olmak ve daha sonra Tanrının bizlere emirleri doğrultusunda ona itaat ederek doğru işler yapmaktır.
Tuubu ilâ Allah, Tanrı’ya tövbe edelim.
2. Hutbe
ELHAMDÜLİLLAH VE EŞHEDÜ EN LÂ İLÂHE İLLA ALLAH VAHDEHÛ LÂ ŞERİKE LEH.
Tanrı’ya övgüler olsun. Şahitlik ediyoruz ki Tanrı’dan başka tanrı yoktur; O tektir, ortağı yoktur.
İkinci kısımda ibadetlerin cihat kavramıyla olan bağlantısını konuşacağız.
Kur’an’da cihat kavramını çeşitli ayetlerde görürüz. Cihat; Allah yolunda gayret göstermek, mücadele etmek, çaba göstermek anlamına gelir.
Kardeşlerim, bazı somut örnekler üzerinden gidelim:
Günümüzde çevremizdeki mescitlerde ibadetler yalnızca Tanrı’ya adanmamakta ve putperestlikler yapılmaktadır. İmanlılar bu tür mescitlerde namaza/duaya duramazlar. Bu yüzden bizler evimizde, işimizde, gittiğimiz herhangi bir yerde kendi mescitlerimizi oluşturuyoruz.
Namaz ibadetimizi yerine getireceğimizde uygun bir yer bulmaya çalışırız. Namaz yerimizi oluştururuz, gün içinde namaz vaktine uygun olarak planlamalar yaparız. 18:28 ayetinde Rabbimizin bize söylediği üzere, imanlılarla bir araya gelmeye çalışırız. Bunları yaparken bir yandan Tanrı’yı tekrar hatırlamış oluruz ve O’nun yolunda gayret gösteririz.
İbadetlerin arka planında bile Tanrı, bizler için ruhumuzu büyütebilme ve kredi kazanabilme fırsatlarını sunmuştur. Sadece o ibadeti yerine getirmemiz değil, o ibadet için verdiğimiz mücadele — gayret etme, çabalama süreçleri — de adanmışlığımızın birer parçasıdır aslında.
Her şeyi Tanrı kontrol eder. Bunların hepsi Rabbimizin bizlere lütfettiği ilave kredi fırsatlarıdır. Tanrı, imanlılara çok fazla kredi kazanma şansı verir:
[8:17] Onları öldüren siz değildiniz; TANRI’ydı onları öldüren. Attığın zaman atan sen değildin; TANRI’ydı atan. Fakat O, imanlılara böylelikle çok fazla kredi kazanma şansı verir. TANRI İşitendir, Her Şeyi Bilendir.
Tanrı, kendisi uğrunda gösterilen en küçük çabayı bile ödüllendirecektir:
[9:121] Kendilerine kredi olarak yazılmış olmaksızın, küçük veya büyük girdikleri hiçbir masraf da yoktur, aştıkları hiçbir vadi de. TANRI, yaptıkları için onları cömertçe ödüllendirecektir.
Bizler, her fırsatta Tanrı’yı anmak, O’nun rızasını kazanmak, O’na itaatkâr bir kul olabilmek için fırsatlar kollamalıyız ve hevesle yarışmalıyız.
Bunun sonunda, Rabbin Krallığı’na girmek ve hayal bile edemeyeceğimiz güzellikte ebedî bir yaşam olduğunu unutmayalım:
Doğruların Özellikleri
[3:133] Rabbinizden bağışlanmaya ve genişliği gökleri ve yeri kuşatan bir Cennete doğru hevesle yarışmalısınız; o, doğruları bekliyor,
Eqimu’es Salât – Namazı Kılalım
Hutbe: Can
Son yorumlar